Derdi Türkiye'ydi, derdi Türkiye
Gönülden muhabbet verdi her köye
Sözünü geçirdi, paşa'ya, bey'e
Bir yiğit, kahraman, bir yaman Türkeş
Yeniden doğ, Başbuğ Alparslan Türkeş.
Zındıkları öven kişi,
Sen bilirsin, sen bilirsin!
Tutmaz biz de böyle aşı,
Sen bilirsin, sen bilirsin!
“İki uşak cuma namazı için camiye biraz erken gitmişler. Vakte kadar vaaz eden hoca Allah'ın varlığını ispat zımnında bir ara; ''Allah ne yerdedir ne göktedir ne şurdadır ne burdadır...............'' deyince biri ötekini dürtmüş; -Uşağum ha bu hoca Allah yok diyecek de bizden korkayi…” Aslında demokrasi filan yok diyecek de utanıyor muhtar emmi. Yok bedel ödenir yok bir oy yo...
Söylenecek o kadar çok şey var ki... Hangisinden başlasam bilemedim. Edep erkân bilmekten başlayayım, sonunu içsel sesime bırakayım. Bir yere götürür elbet beni. Hiç kimseye edep erkân dersi vermek gibi bir niyetim yok, haddim de değil. Fakat 31 Mart gecesinden beri edebe ve erkâna aykırı o kadar şey yaşadık ki, sussam olmuyor, susmasam olmaz. Mesela;İstanbul oylarının tekrar tekrarsaydı...
Seçim sonuçları ayrı bir değerlendirmenin konusu ama bu konuda şu kadarını söylemek gerekir ki; kimin varlık sebebine ait argümanları kullanırsan, argümanın asıl sahibine hizmet edersin. Örneğin; yaptığın bisküvilerle meşhur bir marka isen ve dondurma işine girmişsen, dondurma işinde piyasa yapmış ve üstelik dondurmayı da iyi yapmış bir markaya hizmet edersin. Bu, siyasette de böyledir. Ortak değil de rakip olarak girdikleri bir çok yerde MHP'nin ortağını ezmesinin nedeni de budur. Ankara'da FETÖ hayranlarından "ülkücü" yaratma gayretinin sonucu da… Dün yaptıkları ortadayken bugün milliyetçi olmalarına kim inanır?..
AKP'nin en büyük sorunu her seçimde kendini uyduruk bir elementle ıspatlama peşine düşmesidir ki, bir zamanlar bu konuda rakiplerini suçlasa da, anlaşılmıştır ki kendisini tanımlayacağı bir ontolojik statüsü yoktur. "Muhafazakâr Demokrat" bu elementlerin en uyduruğuydu ki, post-modernist sosyoloji ve siyasetin tavan yaptığı bir zevzeklikti…
(2 günde 15 şehit haberi gelmesinin ardından -2007-)
Onbeş yiğit şâhadet şerbetini içtiler,
Yirmi yaşında, bekar, evli, baba, gençtiler,
Rütbenin en şereflisini böyle seçtiler
"Ölü" diyen dillerin, asıl ölü kendiler!
Bu memlekette yiğitler bitmez efendiler!
Ayrı ayrı isim vermek istemiyorum, bir İki tane ismi de tenzih edebilirim. Şu kadarını söyleyeyim; İYİ PARTİ'nin "Ekabir-Kurmay" takımı artık Meral Hanım'ın bir genel başkan olduğunu kabullenin ve ona göre de sahiplenin. Hepinizin üzerinde ihtiyatlı hareket etme sinsiliği hissediyorum. Nedir bu Allah aşkına. Oyunlarınızı açık oynayın ve netleşin. Tüm yükü bir kadının sırtına yükleyip, k...