Türkler kendi tarihlerini pek bilmezler, merak da etmezler, sadece kendilerine anlatılan kahramanlık menkıbeleri üzerine konuşmayı severler. Okumazlar, analiz etmezler, düşünmezler. Ama yine de bazı idealist Türkler, tarihi menkıbelerin dışında belgeleriyle anlatmak, gerçekleri gelecek kuşaklara aktarmak için yılmadan yıpranarak yayın yapmaya çalışırlar. Doğu kütüphanesi yayınlarının sah...
Yıllardır yazıyorum.Yıllardır bütün aklı başında insan yazıyor bu konuyu.Ama halâ Diyanetin Görevli İmamları, kendilerini 1 cm değiştirmeye, geliştirmeye veya düşünmeye çalışmıyorlar!Vatanı için, Bizler için hayatının baharında kara toprağa düşen Şehitlerimizin Cenazesi musalla taşında dururken, Şehit yakınları dışında oraya toplanan ve bir kısmı hiç tanımayan insanlara;"Şehit'e hakkınız...
Yine Milletçe yüreğimiz yandı… Yine 36 ailenin ocağına ateş düştü… Yine 36 annenin babanın yüreği yandı… Yine çocuklar babasız kaldı… Acımız çok büyük. Biz demiştik demek istemezdim ama biz demiştik… Yanlış yapıyorsunuz dedik. Ülkenin evlatlarını dibi gözükmeyen sulara atıyorsunuz dedik. Hava koruması olmadan askerlerimizi Suriye'ye yollamak intihardır dedik Dedik ama dinletemedik. Neden...
Güney ve Kuzey Azerbaycan'ın şair evladı "Yaşasak vuruşacağık,Ölsek yaşayacağık" Abizadə Balaş Allahbaxışoğlu Balaş Azeroğlu (Abizadə Balaş Allahbaxışoğlu) 1921 Bakü'de doğdu. ilk ve orta okul eğitimine burada başlar. 1938 yılında ailesiyle Güneye, Azerbaycan'ın Erdebil şehrine göçerler. Burada Fars İptidai mektebinde eğitimine devam eder. Güney Azerbaycan'da Milli azadlık harekatine kat...
BEDEL ÖDEMEYE KORKUYORAN EĞER... Üç kişi giyotinle idama mahkûm olur.Bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de bilim adamıdır.İdam sehpasına ilk papaz çıkarılır. Başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar: – Son sözün nedir?– Ben Allah'a inanıyorum, O beni kurtaracaktır. Giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur.Halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır: – Onu ...
Ettiğim fırıldak tarife bakın
Çevirsen dört yana döner bu koltuk.
Aman ha! Ateşle yaklaşma sakın
Kibriti çakarsan yanar bu koltuk.
2011 yılında başlayan Arap baharının rüzgarı ile tüm Ortadoğu ülkelerinde bir kıpırdanma olmaya başladı. Tabiki bu kıpırdanmadan en fazla etkilenen ve bedelide oldukça ağır ödeyen ülke Suriye oldu. İki öğrencinin "..ey Dr. Esad şimdi sıra sende ..." sözü iç savaşın fitilini ateşledi... İstihbaratın herkesi dinlemeye alması kaçınılmazdı.İki bayan doktorun " …H. Mübarek düştü, darısı bize....
Siz de çok oldunuz ama... Ne yani, '3-5 Memmed için Meclis mi toplanacaktı(!)'?Hala öğrenemediniz gitti. 'Yan gelip yatma yeri(!)' mi orası?Yok analar ağlıyormuş, yok kardeşleri ölüyormuş...O zaman 'Kardeşi de o mesleği seçmeseymiş(!)'...Hem siz niye yaygara yapıyorsunuz ki?Reis gibi böyle engin gönüllü olup 'Ne mutlu şehit ailelerine(!)' deyin.Kıskanmanın gereği yok. Ne yani, ölmeseler...
Velev ki bir sabah sabah kalktık...?Velev ki sabah kalktık Recep Tayyip Erdoğan ''Suriye'deki bütün askeri varlığımızı sınır güvenliğimiz için sadece sınırımız boyunca konuşlandıracağız" demiş olsa kaybımız ne olabilir, kazancımız ne olabilir. Kaybımız; Esad'ı düşürememiş oluruz. Erdoğan'ın kişisel arzusu tatmin olmamış olur. Sonucu; Suriye Devleti Esad ile devam eder. Kazancımız; şehit...
