EY AKIL!

"Biz Türkler hem üstünüz hem de ahmak"

Metin Savaş (Ayarsız, Nisan 2018)

Erken seçim konusu gündeme geldiği günlerde, bir Türkiye klasiği olan ve her seçim dönemi bilmem kaçıncı defa bulduğumuz, "Dünyanın en kaliteli petrolü veya beş yüz yıl yetecek doğal gazı" haberini bu seçimde hangi Bakan duyuracak diye beklediğimi söylemiştim.

Yine Fransa veya Avusturya'dan içeride çok sıkışan iktidara destek amaçlı bir eylem bekliyorum demiştim...

Tanıyoruz vesselam...

***

Beklediğim petrol veya doğal gaz bulma haberi gelmedi(ya da ben duymadım) ama AKP'ye gereken dış destek, nihayet önceki günlerde Fransa semalarından yola çıktı...

Aralarında eski Cumhurbaşkanı Sarkozy, üç eski başbakan, Yahudi ve Hıristiyan cemaati temsilcileriyle İslam dünyasına karşı ön yargılı yazarların da bulunduğu 300 kişinin imzasıyla, Kur'an-ı Kerim'den "Şiddet ve Yahudi karşıtı fikirleri yaydığı gerekçesiyle bazı ayetlerin çıkarılması" istemiyle bildiri yayınlandı...

Bildirinin resmi bir yaptırım değeri yok ama Sayın AKP iktidarı başta olmak üzere seçim hesabındaki siyasetçilerimize gün doğdu...

***

Gerçi olası bir İsrail-Filistin gerilimi kadar oy getirmez ama yine de din-iman, Ayet, Kur'an deyip yüksek perdeden bağırıp çağırıp Müslümanların ne kadar çok iyi olduklarını, ne kadar çok mübarek olduklarını söylüyorlar...

Yalnız AKP'yi biliyoruz da, CHP'nin de böyle bir tepkiye başlamış olması garip geldi bana.

Galiba Türkiye siyasetini ve oy getirecek gollük pasları öğrenmeye başladılar...

Ortada garip bir durum daha var, Batı dünyasında ne zaman İslam'a karşı bir saldırı veya eleştiri olsa sadece bizim siyasetçiler çıkıyor meydana...

Tabanını zinde tutup oylarını pekiştirmek için başlıyor salvoya...

Ey falan filan!

***

Tamam, bildiriyi yayınlayanlar resmen Kur'an'a saldırmışlar, fakat bu alçaklığa gerekli cevabı bizim ilahiyatçıların, akademisyenlerin, tarihçilerin, yazarların, sanatçıların ve kanaat önderi-din alimi sıfatıyla dolaşan şalvarlı-cübbeli efendilerin vermesi gerekmez mi?

Siyaset kürsülerinde bağırıp çağırmak yerine meselâ, beyaz adamın elindeki İncil ile girdiği Afrika'da İncil'i yerlilerin eline tutuşturup, topraklarını nasıl ele geçirdiği ve onları nasıl köleleştirdiği karşıt bir bildiri ile anlatılabilir...

Elinde İncil olanların katliamına uğrayan İspanya Yahudilerinin, Müslüman Türkler tarafından yok olmaktan kurtarıldığı tarihi vesikalarla gözlerine sokulabilir...

Hakeza, Hitlerin Almanya'daki Yahudileri gaz odalarına sokarken elinde Kur'an değil, İncil olduğu da inançlı İncil mensuplarını incitmeden bildiriye dahil edilip tarihe adam gibi not düşülür...

Ve daha neler neler yapılır...

***

Ama mümkün değil, öyle bir becerimiz ve organize olabilme yeteneğimiz yok...

Çünkü karşımıza çıkan herhangi bir meselenin partimize "oy" getirip getirmediğine bakıyoruz...

Ve iki-üç gün bağırıp çağırdıktan sonra ya meseleyi unutuyoruz ya da istediğimiz oyları aldıktan sonra umursamıyoruz...

O yüzden hiç samimi değiliz, hiç gerçekçi değiliz...

Sadece kuru gürültü çıkartıyoruz...

Haliyle hür dünya bizi ciddiye almıyor...

Ciddiye almak ne demek, resmen mabadlarıyla gülüyorlar...

Çünkü onlar da biliyor, blöf yaptığımızı...

Onlar da biliyor aslında silahımızın boş olduğunu...

***

Nihayetinde bu ülkede Cuma hutbesinde okunan, "Allah indinde tek din İslam'dır" ayetini AKP kaldırmadı mı?

Kendi İl Başkanı, Sayın Erdoğan'ı kastederek,"Bizim için ikinci peygamber" demedi mi?

Yine kendi millet vekili, "Erdoğan, Allah'ın bütün sıfatlarını üzerinde taşıyor" diyerek ilahlaştırmadı mı?

Kendi bakanı, Bakara suresiyle dalga geçip, "Bu Bakara çok makara" dediği halde parti olarak bu adama kalkan olup savunmadılar mı?

Bütün bunlara ve "Peygamber bile hata yaptı, biz yapmadık" diyerek kendilerini Peygamberden bile üstün gören adamlar için ne yaptılar?

Millet vekili, Bakan, Müsteşar filan...

Henüz iki ay önce bizzat Erdoğan, "İslam güncellenmelidir" diye konuşmadı mı?

Geçen hafta kendisine oy verip, AKP'ye vermeyecek olanları "münafık" ilan etmedi mi?

Geçmişte de bunların büyükleri, Milli Görüş'ün partisine oy vermeyeni patates dininden ilan ediyorlardı...

Siyasal İslamcı siyasetinde aktörler hariç değişen bir şey yok...

***

Ya ana muhalefet partisi mensuplarının Kur'an katiyetle yasakladığı halde, alkollü içkiyi savunmak ve toplumu germek bahasına Atatürkçülük ve laikliğin gereğiymiş gibi göstermek hastalığına ne demeli?

Namaz, oruç, başörtüsü, imam deyince kırmızı görmüş boğa gibi olmaları ve sabah uykularını bölüyor diye ezana karşı takındıkları hasmane tutumlarını ne etmeli?

Hele son seçilen Ermeni soykırımı iddiacısı İstanbul İl Başkanlarının domuz eti paylaşımlı yemek fotosu varken, siz kim İslam'ı savunmak kim?

***

Bütün bunlardan sonra, kutsal kitabımız Fransa'da toplanan bir avuç yavşak, "Kur'an'daki bazı ayetleri değiştirip İslam'ı güncelleyin" dediler diye adamlara kızmaya ne hakkınız var?

Yediğiniz bunca herzeden ve İslam'ı kendi ülkemizde bile yaşanılmaz kıldıktan sonra, Fransa'da yayınlanan Kur'an karşıtı ve hiç bir yaptırım gücü olmayan o saçma sapan bildiriye bu tepkiniz fazla abartılı ve aptalca değil mi?

Siz yapınca iyi, başkası söyleyince kötü öyle mi?

***

Tam da burada, son dönemdeki en iyi romancılarımızdan Sayın Metin Savaş'ın "Biz Türkler hem üstünüz hem de ahmak" başlıklı yazısındaki, "Biz Türkler post modern Batı dünyasının arsızlığı karşısında kendimizi kontrolsüz geleneğe kapatıp bunaltıyoruz, daraltıyoruz ve yaratıcı değil de donuk bir geleneğe sığındığımız içindir ki, potansiyellerimizi aktüelize edemiyoruz." tespiti özetliyor içinde bulunduğumuz vaziyeti.

Üstat Savaş, taşı öyle milimetrik yontmuş ki; her deliğinize, her gediğinize cuk diye oturuyor...

***

Ey siyasetçiler yeter artık!

Din üzerinden siyaset yapıp dinin gözünü çıkarmanızdan bıktık.

İnsanları inançları üzerinden kutuplaştırıp oy devşirme ucuzluğunuzdan sıkıldık...

Batı dünyasının bu post modern arsızlığı karşısında, sizlerin anlık ve ucuz tepkileriyle mücadele edilmez, edilse bile sonuç alınamaz...

Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmiyor...

Sayenizde kırk yıllık fahişelerin din ve ahlak dersi verdiği bir ülke olduk...

Artık tamam, titreyip kendinize dönün...

Ve lütfen gölge etmeyin, yolumuzu açıp mücadeleyi bizlere bırakın...

Ayrıca inançlarımız üzerinden, kendinize oy devşirme hastalığından da bir zahmet iyileşin artık...


14.5.2018

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

SONUÇ ALMAK İÇİN İKİNCİ TURDA MERAL AKŞENER
POLİTİK SERMAYE

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin