​''Bana öyle bakma Jesse, Bende biliyorum, böyle olmaz...Evlenecektik evet,Ben kömür kokulu ellerimle,Ekmek getirecektim köşkümüze,Yine yüzün düşecekti ekmek bayat diye,Ama biliyorsun, uzun yollar yürüyorum,Gelmek için.Sen yine, sobada kızartırsın, onları,Karanfil kokak ellerinle...Neyse, kasabaya kaçacaktık seninle,Bir kızımız olacaktı, ve baba diyecekti bana,Her akşam yürüdüğüm o yolla...

Kölelik,... Gerçek manada kölelik, el veya ayak bileklerindeki zincirler demek değildir. Gerçek manada kölelik, ne "yap" denileni yapmadığın zaman sırtını parçalayan kırbaçtır, ne de kişinin mal gibi satılmasıdır. Gerçek kölelik kişinin aklını, zihnini başkasına teslim etmesi ile başlar. Bileklerinizdeki zincirleri kırma fırsatınız doğar,kırbacın yırttığı deri ve et iyileşir, bir gün siz...

Geçtiğimiz ekim ayında çok değerli bir kitâb, hayâtımızdaki yerini aldı. Üstelik başucu kitâbı olacak derecede güçlü, önemli ve değerli bir kitâb olarak… Savaşçının Dokuz İlkesi, değerli Mete Aksoy'un, liderlik, strateji, askerlik, iş dünyâsı ve benzeri alanlarda okuduğu, incelediği yüzlerce eserin sonucunda ortaya çıkan bir sistematik yapı… Şimdiye kadar birçok kitâb yazısı yazdım. Anca...

1990'lı yılların ortalarındaydı, bilgisayar diye bir nesne ile tanıştım. Çalıştığım şirkette muhasebe işlerini yapmak için aldılar. Her şeyi yapıyor diye getirdiler. İş yaptırmak için ciddi uğraş verdim. Her şeyi bilen bilgisayar, bilgiyi vermeyince bir iş yapamıyordu. İlk kullandığım günlerde cihazı açıp, ekrana şaşkınca bakıp bakıp kapatma komutu verip çıkıyordum. Hala bir çok yönüyle ...

       Üzülüyorum, üzülmek ne kelime, hattâ kahroluyorum. Neredeyse insanlıktan çıkmış bir coğrafyada insanca yaşamak mümkün mü? Nereye kadar böyle devam edebilir, daha ne kadar dayanabiliriz? Bu kader midir? Bizler de kurbanları...        Yaşanan bütün acılar içimizi yakıyor. İsyan ediyoruz birçok kere yaşanan vahşete, o alçaklığı bize yaşatanlara...

​Bugün Selanikli bir yetimin "olmaz" denilen hayalini kutluyoruz. Hayatta bir hedefi olmasa da birşey diyemeyecegimiz durumdan çıkıp okuyan subay olan , devlet kuran bir yetim...Bu toprağın çocuklarını evladı bilmiş öz evladı olmasa da herkesi çocuğu gören yetim...Okuduğu binlerce kitabı bilmeyip de karga kovaladığını çok iyi bildigimiz yetim..Matematiğini, geometrisini bilmeyip de içtiğ...

​Toplum içinde gençliğin anlam ve önemini en iyi kavrayanlar, şairlerdir. "Dünya güzeldir ama bir şairin gözüyle daha da güzel olur" der, Alman şair Johann Wolfgang Von Goethe. Şairler, içinde bulundukları toplumların, toplumsallaşmaya mahsus durağanlığını yererek, gençliği şiirlerine taşan düşlerinin mimarları olarak görürler. Ve gençliğe büyük bir aşk beslerler. İnsanı ve insanın meyda...

Kadrolarımız hapiste, gazetelerimiz kapanmış, kanaat önderlerimiz kendi derdine düşmüş; birileri de kemik yalamaya çıkmışken; camiamız ile bütün iletişim kanallarımız kesilmişti. Sazı ile sözü ile gurbetten sılaya seslenerek; heyecanlarımızı diri tutmayı sağlıyordu.İşte böyle, zor şartlar altında, ozanımız sürgündeyken kendisinin kasetlerini mütevazi kaset dükkanımda tezgah altında bulun...

Bu dostça bir hatırlatma yazısıdır bütün "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür" okuyucuya; o her kimse sıyrılıp var olan önyargılarından bir de bu süzgeçten geçirerek düşüncelerini öyle çıksın meydana, yine desin diyeceğini, anlatsın duygusunu, paylaşsın inançlarını, kısaca döksün ortaya varını yoğunu, ancak bilsin ki çok inandığı o fikirlerinin yakınında, uzağında, paralel uzanan ya da ta...