TÜRKİYE'DE SİYASET VE TÜRKÇÜLER

“Kadının biri 10 tane olan çocuklarını anasınıfına yazdırmak için başvurmuş ve okulun müdürü kayıt yapması için kadından çocukların isimlerini istemiş.
Kadın da:
-“Ahmet” demiş.
Müdür bey şaşırarak:
-“Nasıl Ahmet yani hepsinin ismi de Ahmet mi?”
Kadın gayet emin bir şekilde:
-“Evet”
Müdür:
-Peki hanımefendi zor olmuyor mu karıştırmıyor musunuz?”
Kadın:
-“Yo bilhakis kolay oluyor Ahmet yemeğe diyorum hepsi birden geliyor, Ahmet çıkıyoruz diyorum hepsi birden hazırlanıyorlar.”
Müdür şaşkınlıkla dinlemekte ve kadına:
-“Peki bayan özel iş vermen gerekiyor ise ne yapıyorsun?”
Kadın:
– O zaman soyisimleri ile çağırıyorum!”

Bunların hepsi aynı inanın. Aynı hamurdan mayalanmış. Aynı tastan çorba içmiş. Aynı duygular ile siyaset yapıyor. Yok aslında birbirinden farkı. Sadece kürsüde konuşurken otobüs bekleyen tabanına ara gazı veriyorlar. 

Düşünceleri yok edilmiş. Fikirleri iğdiş.

Varsa yoksa bol süslü hamaset. Bütün kurguları bu.

Adları aynı bunların sadece soyisimleri farklı.

Ayırt etmek zor bu kafayı. Bir bakarsanız karşınıza milliyetçilik gömleği ile çıkar bir bakarsanız mücahit olur. Bir bakarsanız mafya babası havasında olurlar. Ama hepsi aynı bağın gülleri bunlar.

Amblem farkı bina farkı başka bir fark var mı? Yok diyorsanız bildiniz efendim.

Yok efendim bekaymış yok efendim demokratlıkmış geçiniz bir kalemde. Bunların işi duyguları sömürmek. Kapitalizmin siyaset baronu bunların hepsi. İşine geldiği kadar milliyetçi işine geldiği kadar müslüman işine geldiği kadar demokrat. Fazlası yok. Olmaz da…

Kendi ölçülerini bile kendileri koyamaz bu siyasetçiler. 

İşte işin tam bu noktasında meydanda olması gereken TÜRKÇÜLER’e büyük görev düşüyor. 

Çünkü bu siyasal tablo ve düşünceden TÜRKÇÜ politikalar beklemek hayal…

TÜRKÇÜLÜK iddiasıyla ortaya çıkan bir siyasi yapı yok. Ortada bulunan milliyetçi olduğunu iddia eden yapıdan da TÜRKÇÜ anlayışa fayda yok. Onların derdi koltuk. Onların derdi hazineden aldıkları yardım. 

Peki ne yapılmalı? 

Bir araya gelemeyen yarını planlayamayan darmadağınık bir görüntü çizen TÜRKÇÜ anlayış öncelikle bir araya gelebilmenin şifresini çözmeli. Bunun için de kurumsallaşma gerçekleşmelidir. Kurumsallaşma yok. Her yerde küçük küçük çoban ateşleri yanıyor ama merkez yok. Biz de ellerinizi Tanrı'ya açıp Türk'ü korusun diye bekliyoruz.

Galiba daha çok bekleriz.

Muhabetle efendim.

Doğan AY
×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

DÖNÜYOR BAŞIM YİNE...
Suçlusun İnönü

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin