KADER ve MANTIK

KaderMantik

2020 yılın ilk ayı bize acı geldi. 

Böyle kehanetlere inanmam ama, yeni bir yıla acı bir şekilde başladığımızda bir gerçek.
Elazığ ve Malatya'da olan deprem tüm Milletimizin içini yaktı, yüreğini dağladı.

Deprem bir kader mi?
Evet kaderdir?

Ama depremde ölmek nasıl bir kaderdir, işte o tartışılır.
Allah insanlara akıl vermiş. Gelebilecek tehlikelere karşı tedbirler alınması için, akıl mekanizması devreye girer. Eğer sen tehlikeye karşı tedbirler alamıyorsan, boşuna kader deyip, boşuna Allah'ı suçlamak pekte hoş değil. Kadercilikle insanlarımızın temiz inanç ve iman duyguları ile oynamak ise, kabul edilir bir tarafı yok.

İlim diye bir gerçek var. 
Deprem konusunda eğitim görmüş, ihtisas sahibi uzmanlar var. Ben ettim, ben dedim oldu mantığı yerine bu uzmanlara kulak vermek mantığın bir gereğidir.

Jeologlar hep uyardı ve uyarmaya devam ediyorlar. İstanbul'dan sonra en büyük deprem fay hattının Elazığdan geçiyor diye. Tedbir alınması için uyarılar, ikazlar fayda vermediğì bu acı tablodan sonra ortaya çıktı. 

Allah İstanbulu korusun. Bu siyasiler ile Allah korusun, sanki İstanbul yok olur korkusunu ben yaşıyorum.

Bildiğiniz gibi 17 ağustos 1999 da meydana gelen Marmara depreminde adeta Marmara bölgesi yerle bir oldu. O zamanki üçlü koalisyon hükümeti yokluklara rağmen, benece başarılı bir sınav verdiler. Yaraları mümkün mertebe çabuk sarmaya çalıştılar.

Bu acı tecrübe bize bazı tedbirler almaya yönlendirdi.
Deprem yasası çıkarıldı. Bu yasa ile sıkı bir denetim, sigorta ve müteahhitlerin konumları sıkı takibe alınacak…

İkinci önemli tedbir ise, Deprem vergisinden oluşacak bir fon...
Ben sizlerle bu fonun ahvali ile olsun düşüncemi paylaşmak istiyorum.
Gerçekten bu fon varlığını ciddi şekilde gösterdi ve bünyesinde 35 milyar dolar para toplanmış. Burada toplana paralar oluşabilecek bir deprem
felaketinde, ele avuç açmadan kendi yaralarımızı saralım diye….

Ama ne gezer, paranın akibeti meçhul. Sorulan sorulara yetkililer cevap vermemekle beraber, verilen cevapların ise olayla hiç alakası yok.yani 35 milyar dolar para buhar olmuş.

Tabi gene durum diyanet ve tv kanalların havale edilerek açık kapatılmaya çalışılacak...
Sosyal medyada videolar dolaşıyor. Depremin sıkıntısını Elazığlı ve Malatyalı çekiyor. Ama depremle hiç ilgisi olmayan insanlar şehri istila etmiş. Kurulan çadırlara konmuşlar, deprem zedeler dışarıda, çadırda keyif süren bizim muhacir diye adlandırdığımız kutsal (!) Misafirlerimiz. 

Şikayet var, ama ilgilenecek, olayı çözecek yetkili yok.
Yazma, eleştirme diyorlar. Eleştirenler hemen hain damgası yiyor.
Sırası mı şimdi, birlik beraberlik zamanı şimdi diyorlar...vs...vs
Tamam iyi hoş da, peki ne zaman ben bu yanlışları söyleyeceğim?
Merak etmeyin siz milletimiz dün olduğu gibi, bugün de, yarın da birlik beraberlik içinde olurlar. Yeterki siz gölge etmeyin, biz başka ihsan istemeyiz.

Değerli dostlar..
Her nedense bu tür acı olaylardan iktidar hep oy devşirmenin hesabını yapmaktadır.

11 ekim 2015 yılında Ankara garı önünde patlayan bombada 95 ölü ve 48 i ağır olmak üzere 246 yaralının olduğu bu vahim olayda; günün başbakanı Davutoğlu "...bu bizim oyumuzu artırdı..." şeklindeki ifade tam bir felaket.
Elazığ'da bakanlar (Soylu, Pakdemirli, Koca..) vali ile yaptıkları basın toplantısında; mikrofonun azizliğine uğruyorlar. 

Vali bey, "...kamuoyu gayet iyi..." 
Bakar mısın Allah aşkına adamlardaki mantığa. Partim zarar görmesin, partim oy kaybına uğramasın bütün mesele bu.

Bak hemşehrim. Orası Elazığ. Yani GAGGOŞlar diyarı. Onlar merttir, vatan sevdalılar, açlığını dışa vurmaz. Öptüğü el ona kıysa da, o bundan şikayet etmez. Kan tükürür, kızılcık şerbeti der. Amma onun üzerinden kirli siyaset yapılmasına müsade etmez. Aksi halde, giyer sekiz köşeli kasketini, atar omuzuna ceketini, basar üstüne yumurta topuklu ayakkabısının, alır sandalyesini oturur şehir meydanına. Bıyıklarını bükerek sana işte o zaman söyler söyleyeceğini. 

İşte o zaman sen kork Gaggoşun hışmından..
Allah ülkemizi ve Milletimizi bu tür acı felaketlerden korusun.

Amin

Haki Korkmaz
Stockholm

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

ÖZAL'IN KİTABI
DÜŞÜNELİM SUÇLU KİM?

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin