ALKIŞ, ALKIŞ, ALKIŞ… YAŞASIN DEMOKRASİ…

iyiParti_merkez_Sag

Fıkrayı peşin yazayım.

Rivayet olunur ki, Yahudilikten hoşnut olmayan Şimon Hıristiyanlığa geçer ancak istediğini burada da bulamayınca İslam'ı araştırmaya başlar ve fakat ömrü vefa etmez. Cenazesinde hanımı, 

"Ah Şimon ah, der; Musa'yı küstürdün, İsa'yı da razı edemedin. Muhammed de seni tanımazsa ne olacak halin?" der...

Hiç kendinizi yormayın. Gelin önce kavramları yerli yerinde kullanalım.
İYİ Parti ülkücü bir parti değil. Sadece ülkücülerin kuruluşunda emek verdiği bir parti (Bu noktayı yanlış yorumlayıp hücum edeceksiniz adım gibi biliyorum, ama olsun).

İYİ Parti merkez sağ bir anlayış ile ortaya çıkmıştır (Doğru - yanlış demiyorum). Geçmişte DP, AP, DYP gibi.

Ülkücü kesim, göründüğü kadar, sadece bir parçası bu partinin. Bundan dolayı ülkücülere adres olarak gösterilmesi ne kadar doğru onu bilmiyorum. Bu parti içinde ülkücüler kadar sığ cenah sosyal demokrat grup vardır, olacaktır. 
Hal böyle iken niye ısrarla ülkücü parti olmasını istiyorsunuz anlam veremiyorum. 
"Biz ülkücü parti değiliz" denilmiş zamanında. 

İYİ Parti içinde kalarak siyaset yapmayı amaçlıyorsanız mutlaka ülkücü parti düşüncenizden vaz geçmeniz gereklidir. İYİ Parti il başkanları, ilçe yönetimleri incelenirse bu partinin merkez sağ (sığ) bir anlayışta olduğunu görürsünüz. 

Türkiye'de partilerde demokrasi beklemek, balığın kavağa çıkmasını beklemekle aynıdır. 

Şimdi bazı ülkücüler geldikleri yerde neler yaşamışsa aynısı yaşamaya mahkumdur.
Genel başkanı korumak kollamak ona toz kondurmamak gibi…
Dün geldiği yerde bulunamayan demokrasi isteği İYİ Parti'de ne kadar buldular bilmiyorum? 

Bu satırlar kimseyi eleştirmek amacıyla yazılmadı.
İsteyen istediği yerde siyaset yapma hakkına sahip. Siyâset yapmanın adresi kişiden kişiye değişebilir.
Dün geldikleri yerde ne diyorlardı bugün ne diyorlar beni burası ilgilendiriyor.

Senin işin; liderini (genel başkanını) ellerin çatlayıncaya kadar alkışlamak ve b...kunda boncuk aramaya devam etmektedir.
Senin işin bu şak şak şak…

Bundan sonra ne olursa olsun eller havada hazır olacak.
Hatta alkışlamak için gözlerin kürsüde olmalı ne söylediğine bakmayacaksın mutlaka bir bildiği vardır diyerek düşüneceksin. Hatta düşünmeyeceksin onlar senin adına düşünecek alkışlayacağın yerde efekt yapacaklar...

Geldiğin yer ile oturduğun yerin farkı ne diye düşünmeyeceksin.
Kral öldü yaşasın yeni kral. İşte kural bu.
Bizim demokrasimiz bu.

Partiler bizim için kurulur diyorsanız özür dileyerek derim ki: 

Yok böyle bir dünya arkadaş.
En azından bizim ülkede yok.

Geldiğin yer ile ikamet ettiğin yer arasında belki tek fark: İktidar olmak istiyoruz söylemidir.
Belki biraz da taze kan ile oluşan heyecan hepsi bu.
Muhabbetle efendim.

Doğan AY

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

İç Politikaya Kurban Edilen Diplomasi
HÜZÜNLÜ, BİR YOLCULUK

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin