Ekonomik Durum Hakkında Kısa Görüş

ekonomiKrizi

Yaşamakta olduğumuz ekonomik kriz dolayısı ile kamuoyunda ve siyasi alanda ciddi tartışmalar yaşamaktayız. Zira devamlı kan kaybeden bir ekonomiyle iç ve dış güvenliğimizi korumamızın riskli bir duruma düşeceği endişesi mevcuttur. Ben de bu konuda kısa bir değerlendirme ve bazı bilinen gerçekleri hatırlatma ihtiyacı duydum.

Ekonomiyi bu gidişattan kurtarmak için önce sebepleri doğru teşhis etmek ve sonra da çözüm için ekonomi ilminin gerektirdiği doğru yolu takip etmek gerekiyor.

Türkiye'de karşılaşılan durumla ilgili tartışmanın odağında faiz ve dolar ilişkisi hâkim bir rol oynuyor. Bu da doğru teşhisi ve çözüm yolunu perdeliyor.

Bu gün karşılaştığımız durum, uzun süredir uygulanan ekonomik politikaların sonucudur. Bunları kısaca sıralamak gerekirse:

  1. Ülkemizde kıt olan kaynaklarımızı doğru, verimli ve dengeli kullanmak hep zaman zaman önemli sorun olmuştur. Uzun süreden beri bu iktidar plan ve programlardan uzaklaşmış, iç ve dış kaynakları keyfi ve ekonomiklikten ziyade siyasi yatırımlara yönlendirmiştir.
  2. Ülkenin kalkınmasında lokomotif sektörler inşaat, hizmetler sektörü ve tüketim olmuş, üretim sektörleri, tarım ve sanayi ihmal edilmiş, üretim sektörünün milli gelir içindeki payı endişe yaratacak seviyede küçülmüştür.
  3. Sürdürülmesi imkânsız olan bu ekonomik kalkınma politikası sonucu arz-talep dengesi bozulmuş, fiyatlar artmış (enflasyon), Türk parası, yanlış faiz politikasının da etkisiyle, aşırı değer kaybetmeye başlamıştır. Bu arada Merkez Bankası kaynakları da heba edilmiştir.
  4. Sonuçta ekonomi yeterli kaynak, yatırım ve istihdam yaratama gücünü kaybetmiştir.

Ayrıca ekonomik kriz içinde olunduğunun uzun süredir kabul edilmemesi, faiz mi yoksa enflasyon mu sebep gibi işin basite indirgenmesi zaman kaybına yol açmaya devam etmektedir. Ekonomik politikaya güven geddikçe azalmakta ve durum gittikçe kötüleşmektedir.

Çözüm; önce Hükümet ciddi ekonomik kriz içinde olunduğunu ve ciddi ve köklü tedbirler alınması gerektiğini kabul etmelidir. Hemen faizi enflasyonun üzerine çıkararak halkın tasarruflarının ermesini ve Türk Lirasından kaçışı önlemelidir. Bu hemen yapılacak iştir, köklü çözüm değil, geçici çözümdür. Esas çözüm, bozulmuş ekonomiyi yeniden yapılandırmak ve ekonomide yapısal değişikliğe gitmektir. Yani ekonomiyi istikrara kavuşturacak köklü tedbirleri almaktır.

Bunun için:

  1. Kurumsallaşmaya geri dönülmeli; ekonomik kurumlar Hazine ve Merkez Bankası yeniden etkili hale getirilmeli ve kapatılmış olan Devlet Planlama Teşkilatı tecrübeli uzmanlarla ve bugünün şartlarına göre yeniden ihya etmelidir.Bu kurumlarda ehliyetli ve tecrübeli elamanların çalışması ilkesine yeniden dönülmelidir.
  2. Başta kamu kurumları olmak üzere lüks tüketimden vaz geçilmeli ve tasarruflar artırılmalıdır.
  3. İnşaata, tüketime dayalı ekonomik politika yerine, üretime dayalı kalkınma politikası uygulamaya konmalı, kaynaklar verimli ve dengeli kullanılmalıdır.

Burada temel birkaç hususun altını çizdim. Tabii alınacak tedbirler çok daha kapsamlı olacaktır.

Tekrar etmek gerekirse, durum ciddidir ve ciddi bir yapısal değişiklik şarttır, faiz- Dolar münakaşası ile bu zor durumun içinden çıkılması mümkün değildir, bunlarla daha fazla zaman kaybedilmemelidir. Hazırlanacak ekonomik istikrar programı kamu kesiminin, özel sektörün ve vatandaşın ciddi fedakârlığını gerektirecektir. Bu da iktidar ve muhalefet tarafından iyi bilinmelidir. Gidişata dur dememenin ülkeye maliyetinin çok daha ağır olacağının ve ilerde altından kalkılamaz hale gelinebileceğinin göz önünde tutulması elzemdir.

Vahit Erdem

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

Artık Deniz Bitti. Gemiyi Karaya Vurdurdunuz.
EVEREST'İN TEPESİNE BAKAN ÇOCUK

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin