O MİTİNG BİZE BİZİ GÖSTEREN BİR AYNAYDI

giresunmitingi

Giresun'da o mitingi görünce dehşete kapılmıştım.
Meğer arkası beter gelecekmiş.
Görünce aklım iyice durdu: Otobüsün üzerinden çaylar atıldı ve millet birbirinin üstüne yığılarak kapıştı.
Ne salgın düşünüldü, ne sel, ne acı, ne insan, ne sağlık, ne devlet, ne millet...
Artık dehşete kapılacak bir durum da kalmadı.
Akıl, zihin, bilgi, görgü.. bizi o görüntüde terketmişti.

Burada iki büyük problem vardır ve ikisi bir arada ve ayrı ayrı atom bombası tesirindedir.
Bu görüntü, hayat işareti bırakmayan bomba gibi hiçbir düşünceden, ölçüden eser bırakmaz.
Bir: Bu salgın ortamında ve üstelik o ağır acılar içinde, orada miting yapmak kimin aklına gelir, kim nasıl buna izin verir, kim buna nasıl uyar?
İki: Çay dağıtmanın selle, felaketle ve salgınla ne ilgisi var ki o görülmemiş yağma görüntülerine yol açılır?

İki gündür bakıyorum.
Bu dehşet görüntüler üzerinde yeterince konuşmadık.
Konuşmalıydık.
Durmadan konuşmalıydık.
Her türlü tepkimizi ortaya koymalıydık.
Yapanlar, bir daha böyle bir şeye girişemeyecek kadar baskı altına alınmalıydı.
Yapmadık.
30 Ağustos'u kurtaran baskı burada kurulamadı.
Bu baskıyı kuramayan nemelazımcılık, yılgınlık, ümitsizlik ve gaflet de bomba kadar, o görüntüler kadar.. hatta onlardan daha büyük derdimizdir.
Bizi her türlü kandırmak, aldatmak bundan dolayı mümkün olabiliyor.

Biz genel ölçülere sahip çıkmazsak, olacak olur.
Her gelen tepemize bir türlü biner.
Ensemizde boza pişirmenin sonu gelmez.
Konuşma ve alkışlanma şehveti salgına salgın katar.
Ölürüz yine alkışlamaya devam ederiz.
Boş yere, birilerinin keyfine uyarak üstelik seve seve ölürüz.
Bu hipnoz gelir mi gelir.
Biz çay kapışma oyununda on türlü geçmez derdin pençesine düşeriz.

Kim yaparsa yapsın bunun karşısına çıkmak her bakımdan bir insanlık ve vatan görevdir.
Bize filan veya falan kişinin keyfine uymak gerekmez.
Sevdiğimiz adamlar bizi her türlü kullanıyorlarsa, bu da felakettir.
"Kendinizi böyle kullandırmayın" demenin biliyorum pek değeri yok.
Hiç olmazsa şunu bilmeye çalışalım: Ak Partililik, Chplilik, İyi Partililik veya bir ideolojiye bağlı oluş bizi apaçık gerçeklere karşı kör ediyorsa orada problem büyüktür.
Bunu ısrarla konuşalım.

Orada miting yapan kadar, mitinge giden ve ona karşı ses etmeyen de derece derece o körlüğe hizmet ediyor.
Oradan kime ne bulaştı bilmiyoruz.
Oradan kime bulaşan kimi yatağa düşürecek bilmiyoruz.
Oradan bulaşanla kimler ölecek bilmiyoruz.
Kimlerin canı yanacak, kim öksüz-yetim kalacak, kimin ocağı sönecek bilmiyoruz.

Bunları düşününce, burada din iman yoktur.
Burada insanlık, vicdan, hak hukuk yoktur.
Burada derin bir ahmaklık ve gaflet vardır.
Buradan iyi bir şey çıkmaz.
Çıkmaz!

Canı yanan bunu bu netlikte söylemelidir.
Hiçbir parti, hiçbir ideoloji, hiçbir sevilen-tapılan şahıs için bu manzaraya rıza gösterilemez.

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

SOMUT DURUMUN SOMUT TAHLİLİ
Eylüle ve Sana Merhaba

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin