AF MESELESİNİN ARKASINDAKİ GERÇEK NEDEN

Gündemdeki af meselesinin arkasındaki gerçek nedir?

Şimdi siz sanıyormusunuz ki; af yasasını MHP düşündü, tasarladı ve meclise sundu.
...
Geçmişte olup bitenler geleceğimize ışık tutar. Artık şuna kanaat getirmiş olmalıyız ki; MHP'nin varlığı siyasi olmaktan ziyade Cumhuriyet hükumetlerinin devleti yönetirken ihtiyaç duyduklarında kullandıkları bir "Siyasi anahtar" veya "Enstrüman"dır. Bu görevini sadece AKP hükumetlerinde yaptı dersek AKP'ye haksızlık yapmış oluruz. "Rahşan affı", "İkiz yasalar", "İdamın kalkması" ve ''Sistemin değiştirilmesi'' meselelerinde de aynı görevi ifa etmiştir.
...
Rahmetli Ali Güngör de Türk milliyetçilerinin genelinin vicdanını temsilen MHP'nin siyasi varlığına iman etmiş bir insan olarak Rahşan affına karşı tavrını ortaya koymuştu ancak onun da diğer Türk milliyetçilerinin de MHP'nin yeni misyonundan haberimiz yoktu. "Ali Güngör" meselesi MHP tarihi bakımından çok önemli bir kırılma noktasıdır; MHP'nin siyasi bir parti olmaktan çıkıp; yerine devletin yönetilmesinde ihtiyaç duyulduğunda başvurulan bir kurum veya aygıt olmaya evrildiği andır.
...
Bu noktadan sona geçen yirmi yıl boyunca MHP hiç bir zaman Türkiyeyi yönetmeye talip olmamıştır. Dedim ya artık misyonu; cumhuriyet hükumetlerini düştüklerinde veya tökezlendiklerinde müdahale edip, ayakta tutmaktı. Belki bir devletin bekası için böyle sır bir yapılanmaya da ihtiyaç duyulmuş olabilir ama bunun için ille de Türk milliyetçilerine ihtiyaç duyuluyorsa; bunu dolaylı yoldan yapmak yerine niçin doğrudan iktidara gelmesi sağlanarak yapılmaz. Bence bu anlamda Türk milliyetçileri oturup tekrar tekrar düşünmelidirler.
...
Yani demem o ki; af düzenlemesi AKP'siyle, MHP'siyle oturulup, görüşülüp karar verilmiş bir mevzudur. Af meselesi milletin meselesi olmayıp, kapasitesi maksimum noktaya ulaşmış ve yönetilmesinde sıkıntı çekilen cezaevlerine çözüm ihtiyacından doğan bir meseledir. Ya da; muhtemel operasyonlara hazırlık için cezaevlerinde yer açma düşüncesi de olabilir.
...
AKP bu yasanın çıkmasında gerçek niyeti olandır. Milletin tasvip etmediği bu af meselesinde; ilk önce Alaaddin Çakıcı üzerinden milliyetçilerin gönlünü okşayarak makul bir kabule zorlayarak, onların desteğinin alınması amaç edilmiştir. Daha sonra da MHP gündemine almıştır. AKP bu arkadan güden tavrı ile siyasi bedelini MHP'ye, itibar kaybını da Türk milliyetçilerine ödetmek istiyor. Yani Türk milliyetçileri olarak siyasi gücümüz artık ne kadar kalmışsa; onun da dibe vurması için sinsi bir plan yürütülüyor.

...
Aslında bir af düzenlemesi olan infaz yasasındaki değişiklik gerçekleşirse, muhtemelen mağdurlar veya muhalefet yapılan değişiklikleri anayasa mahkemesine götüreceklerdir. Anayasadaki eşitlik kaidesi gereği düzenleme bu şekliyle kabul edilmeyip, kapsamı genişletilecek ve Erdoğan'ın fetö mensupları için yaptığı ''İbadet, ticaret, ihanet'' sıralamasına göre ''İbadet'' kısmen de ''Ticaret'' kategorisinde olanlar da af kapsamına alınabilir diye düşünüyorum. Çünkü özellikle ibadet kategorisinde olanlarla ilgili çok büyük mağduriyetlerin olduğunu bizatihi iktidar olanların kendi ağızlarından zaman zaman duyuyoruz.

Boğaz dokuz boğumludur
Siyasetçinin ağzından çıkan her sözü, ömrü boyunca bir gölge gibi kendisini takip eder.
...
Eğer sen demişsen ki; "Ver papazı al papazı"; siyasetçinin feriştahı bile olsan, bu da yetmeyip ülkenin en liyakat sahibi hakimlerini tayin etmiş olsan bile; malum papazın yargılanmasına gölge düşer, yargımıza güven kalmaz.
...
Malum dava sonunda verilecek olan karar sonrası içeride de, dışarıda da tartışılmaya devam edilecektir. Unutmayın birileri muhtereme bir şeyler hatırlattığında "Ben bu davaların savcısıyım" dediğinde de benzer hal ve tavırlar içindeydi ve devamında bedelini 15 Temmuz süreci ile ödedik, devam da ediyoruz.
...
Boşuna dememişler "Gırtlak dokuz boğumdur" diye. Aklına ilk geleni ilk boğumda "cart" diye söylersen sonra "Ey vah" demenin bir faydası olmayacak, geriye de saramazsın artık.

Peki bu ''Cemaat'' denenler bizi niçin kandıramadı
Muhtemelen yirmi yıl önce; o zaman cemaat diye nitelendirilen, bugün ise fetö denen oluşumun mensupları sivil toplumcu olduğumuzdan bizi de aralarına çekmeye, kanca takmaya çalışmışlardı.
...
Hemen kendilerine; "Evet, namazında niyazında insanlarsınız ama sizlere güvenemiyorum. Zira bırakalım ülkemizi, dünyanın her yerinde kendine ait okul, kültür merkezleri, iş yerleri gibi imkan ve yapılanmaların yaygın olmasının arkasında ABD olmadığı sürece bunu başarmaları mümkün değildir" dediğimi aynen bugünkü gibi hatırlıyorum. Nitekim 1990'lı yılların sonlarıydı sanırım; kendimce cemaat hakkında hükmümü verdikten üç beş yıl sonra Özbekistan devleti cemaat mensubu iş adamları ve öğretmenleri CIA ajanı ve radikal dini yapılanmalar oldukları gerekçesi ile sınır dışı etmiştir.
...
Niçin bunu yazma ihtiyacı duydum; üzerinde tüm şüpheleri toplayan bir yapılanma için "Bizi kandırdılar" denmesi bir tıraştır da ondan. Zerre kadar aklı olanın, hele ki milli istihbaratın da pekala bizim gibi düşünmesi gerekirdi. Beni niçin kandıramadılar da onları kandırdılar; çünkü aralarında iç içe geçmiş gergef bir yapı söz konusuydu ve kandırılanlar da; kandıranlar da "Siyasal İslam"dan besleniyorlardı.
...
Dolayısıyla Türk milliyetçileri olarak nasıl ki geçmişte cemaatin kancasının üzerimizde tutunmasına izin vermediysek; umarım bu sefer de AKP ve Balgat müdavimleri sayesinde siyasal İslam'ın ilelebet bu ülke topraklarında payidar olmaması için iradelerimize ipotek koymak ve her birimizi "Azatlık kabul etmeyen, iflah olmaz köleler"i görenlere haddini göstereceğiz. Mahalli seçimler de bunun denemesi için numune bir süreç olacaktır


Vatan sevgisini Suriyeli çocuğun gözünde görmek...?
.Demek ki biz Türkler ne kadar aciziz ki; vatan sevgisine örnek alabileceğimiz bir örneğimiz bile yokmuş(!)
...
Pes doğrusu, ne diyelim artık. Hatlar tamamen kokmuş. Ne yapsın muhterem; Türklükle nasiplenmemiş, rabıtası da kesilmiş. Ne demişler atalarımız "Dervişin fikri neyse, zikri de o dur." Pencere hep Araba açılınca, fikir de hep oradan doğuyor. Dünyası bu kadar olunca, görebildiği de o nispette oluyor.
...
Bu sözü söyleyenin hiç mi tarihe göz atmışlığı olmaz, hiç mi aklından geçmez; "Ey on-beşli on-beşli"de geçen Çanakkale savaşlarına katılmak üzere toplanıp, kararlı adımlarla yürüyüş yapan çocuk askerlerimizin çakmak çakmak bakışları.
...
Bugün için Suriye üzerinden çıkaracağımız tek ders; çocuk, yaşlı ve kadınlar hariç; kaçarak vatana ihanet etmenin bedelinin sünepece, sığıntı halinde asalak yaşamaktır.


Çocuğuna pantolon alamayan babanın intiharı
İntihar eden baba için provokatör diyorlar. Ulan adam öldü öldü, neden bahsediyorsun. Asıl provokatör sizsiniz ve de üstelik en şerefsizi olanısınız.
...
Ulan.....! provokatör dediğin aynı zamanda olayın içinde olup, olup bitenleri izlemeye devam ederdi. Adam öldü, neyi izleyecek.
...
Bu aşağılık güruh zuhur ettiğinden beridir her ülkem insanı için kin, öfke ve nefret ettiği bir öteki oluştu. Allah korusun; devletimize ve milletimize kast eden bir düşman cephesi oluştuğunda, hangi ortak değer bu iki cepheli milleti tek hedefte birleştirebilecek. Asıl beka sorunu budur işte.
...
Sayın vali, Sayın kaymakam, Sayın okul yöneticileri ve Sayın Bakan; sizler ağzınızla kuş tutsanız, hatta her açıklamanız doğru olsa bile; değil mi ki tek adam rejimi hüküm sürüyor; kimseyi söylediklerinize inandırıp, ikna edemezsiniz.
...
Vatandaşın devletine güveni kalmamıştır. Devlet adına yapılan açıklamaların doğruluğundan da, yanlışlığından da şüphe ediyor. Bu güvensizlik özelikle Ergenekon ve Balyoz kumpasları ile başlayıp, trafoya kedinin girmesi ile devam edip, ayakkabı kutuları ile resimlenmiş, CEMAAT-AKP ittifakından zuhur eden 15 Temmuz ihanet şebekesi ile de zirveye ulaşmıştır.
...
Dolayısıyla, vatandaşı ikna edeceğiz diye boşuna çırpınıp durmayın, daha da batarsınız.

Muharrem ayı
Belki de Anadolu Türklüğünün Araplaşmasına ve gönüllü asilime olmasına direnç gösterip, mani olan en önemli unsurlardan birisi; Alevi "Kandaşlarımın" "Muharrem ayı"nı en kalbi duygularımla kutlar; türküleri, deyişleri ile öz kültürümüzün yaşanması ve yaşatılmasındaki öncü rollerinde başarılar dilerim.
...
İyi ki varsınız.
Mehmet Soral
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

KEDİLERİN GÖZÜ AÇILDI YA BİZİM GÖZLER
Ceza ve Benlikler

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin