''GEZİ RUHU'' DARALAN DEMOKRASİMİZİN İMDAD ÇIĞLIĞIYDI
Yine tekrarlıyorum ki...
Az da olsa erken seçim olma ihtimali ortadan kalkmadığı, seçim tarihi belli olmadığı sürece millet ittifakının adayını belirlemesi ahmaklık olur. Neden mi. Önce AKP-Fetö işbirliğinin sonra AKP ve cumhur ittifakının insanlar ve partiler üzerine uyguladığı kumpasları ne çabuk unuttuk. Mesela...Siirt seçimlerinin iptal edilme nedeni ne ise, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının nedeni ne ise, Başörtülü kadının üzerine bir grup erkeğin idrarının yaptırılması niyeti ne ise, iki medya alçağına TV'de Meral Akşener'in kaseti var dedirtenlerin niyeti ne ise, bir seçim günü öğleden sonra mühürsüz oyların geçerli sayılıp seçim sonrası bu yasal olmayan uygulamanın yasal hale gelmesi için yasasının çıkarılmasındaki niyet ne ise, trafoya kedinin girmesindeki düşünce ne ise, aynı anda, aynı sandığa giren dört oy pusulasından birisinin geçersiz diğerlerinin geçerli sayılmasındaki düşünce ne ise, "Hiç bir şey olmamış olsa bile bir şeyler olmuş" anlamsız sözleri söyleten panik halinin nedeni ne ise....Mansur Yavaş veya bir başka millet ittifakı adayının isminin erken açıklandığı an benzer bir senaryonun, itham veya kumpasların devreye girmeyeceğinden nasıl emin olabiliriz. Mesela; Mansur Yavaş'ın bugün adaylığı açıklansa, Ankara belediyesinin tırışkadan bir ihalesinde, tırışkadan bir eksiklik bulunup soruşturma açılıp, görevden el çektirilip suçlu bulunup sonra da aday olamaz kumpası devreye sokularak adaylığı önlenmesi gibi. Efendim "Mansur Yavaş'ın eksiğini bulamazlar" diyenleriniz olabilir, amenna ancak Mansur Yavaş masumiyetini ispatlayana kadar "Atı alan Üsküdar'ı geçmiş" olmayacak mı. O nedenle, seçim tarihi belli olduktan sonra Erdoğan karşısında ismi açıklanacak olan her aday milletin vicdanında dokunulmazlık kazanacağından millet ittifakı seçim tarihi belli olup süreç başlayana kadar adayının ismini açıklamamalıdır."Bu kadar da olmaz" demeyin, neler olmadı ki; bu ülkenin en nitelikli genelkurmay başkanı terör örgütü lideri diye yargılanıp hapis yatmadı mı. Kırk bin insanımızın eli kanlı katilinden, seçim kazanmak için yardım istenmedi mi. Bunları yapanların yine bir başka seçimi kaybetmemek için neleri yapıp yapmayacaklarına dair hala bir fikir sahibi olmayanlar millet ittifakının cumhurbaşkanı adayını açıklamama nedenini de anlayamazlar.
Hiç bunu düşündünüz mü...Cumhur ittifakı niçin yırtınarak millet ittifakının adayını açıklamasını istiyor...Çünkü; eğer Kılıçdaroğlu aday olursa Erdoğan Kılıçdaroğlu karşısında kazanacağını düşünerek aday olacaktır...Eğer Mansur Yavaş aday olursa, kaybedeceğini şimdiden gördüğü için finali kaybederek yapmamak adına sağlık nedenlerini veya torun sevgisini bahane ederek aday olmayacaktır. Bu ihtimali hep göz önünde bulundurduğu içindir ki; hala Erdoğan "Evet, ben adayım" dememiştir. Doğal olarak Erdoğan, yerine aday olacak yeni ismi belirlemek ve kendi durumunu netleştirebilmek için millet ittifakının adayını bir an önce açıklamasını heyecanla bekliyorlar, hatta yetmiyor millet ittifakını taciz bile ediyorlar, neredeyse yalvarmadıkları kaldı. Çatlasanız da patlasanız da millet ittifakı kendi adayını sürdürmekte olduğu strateji dahilinde zamanı gelince açıklayacaktır.İsmail Ok vakası
Ayıptır ayıp...Fetö-AKP işbirliğinin Türk milletine maliyetinin ne olduğunun hesabını sormak varken, aksine AKP'nin bu vebalden aklanmasının taşoranlığını yapan sözde ülkü devleri; mağdur edildiği açık ve net olan Osman Kavala'ya sahip çıkan Suleyman Servet Sazak'ı kınıyorlar. Osman Kavala ile hiç bir şekilde fikir ve düşünce benzeşmemiz elbette söz konusu değil ama her ikimizin de bu ülkede AKP ile süregelen hak, hukuk, adaletsizliğe; hakların gaspına ve otoriter keyfi yönetime karşı isyanımız var. Osman Kavala'nın elbette suç unsuru olan bir kabahati söz konusu olabilir ama bir genç kıza gözü kaydı diye bir delikanlının tecavüzle suçlanarak mahalle ortasında linç edilmesi misali absürt, zorlama yargı sürecine tabi tutulmasını hangi ülkücü edep, adap ve vicdanla makul karşılayabiliriz. Sözde ülkü devleri; önce H.Gülerceyi, siyasi emlakçı fetö yanaşması İ.Melih'i içeri tıkayın, geriye kalan vicdanınızla da Osman Kavala'yı yargılayın sonra hükmünüzü verin. Bugün ülkücüler, Türk milliyetçileri adına kurumsal bir kimlik altında cumhuriyet tarihinin en büyük ihanet örgütü fetö desteği ile önce siyaseten iktidar olmuş sonra da fetö kumpasları ile muktedir olmuş bir iktidarı düştüğü yerden kaldırmak mı ülkücüleri vebal altına sokmuştur yoksa Osman Kavala'ya yapılan haksızlığı dile getirmek mi.Önce insanız, sonra Ülkücüyüz; elbette vicdanımızla beraber.
Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.