ÜLKÜCÜ REİSLER BAŞKANLAR NEREDESİNİZ

BİR BİLIM ADAMI OLAN TEMEL`İN FARELER ÜZERİNDE YAPTIĞI DENEY

(Temel'in kayıt cihazına aldığı notlardan alıntılar)
1. gun : Fare uzun sure labirentin icinde dolandı ama peyniri bulamadı. İç güdüleri zayif.
3. gun : Negatif. Sadece labirenti degil, odanın hemen her yerini
aradi tum dolapları, çekmeceleri, kavanozları karışırdı. Hatta bir
tablonun arkasına ve ceplerime bile baktı. Bu fare tam bir salak.
7. gun : En ufak bir ilerleme yok. Artık arama isteğini bile kaybetti, telefonla köşedeki büfeden iki karışık tost, bir ayran istemiş.
Zekadan boylesine yoksun oluşu deneylerimde yol almamı önlüyor.
18. gun : Zamanla becerilerini gelistirmesi lâzımdı, ama sıfır! Bursa`dan aradı, kaygılanmamamı peyniri bulacağını söyledi.
Ona gittikçe peynirden uzaklastigini anlatmaya çalıştım, ama dinlemedi. Ciddi zeka problemi!
74. gun : Umutsuzluga kapılıyorum fare, henuz bir zeka belirtisi gösteremedi. En son Tibet`ten aradı hayatın anlamı gibisinden birsey buldugunu söyledi. Ama peyniri bulamamış ve artik umrunda da degilmis.
Aptal hayvan! Hayallerimden ve kariyerimden geriye küflü peynirler kaldı.
93.GUN : LABİRENTİN İÇİNE KOYMAYI UNUTTUĞUM İÇİN FARENIN PEYNIRI BULAMADIGINI FARKETTIM.

Evet 20 yıl sloganlara hapsedilmiş bir hareket yaşıyoruz. Yaşamanın da ötesinde uydurduğumuz sloganlar içinde DAVA DAVA ADAMI arıyoruz. Sonra ortaya çıkıp nerede bu anlı şanlı reisler başkanlar diye soruyoruz. Ne yaman çelişki böyle.

Sloganlar dışına çıkıp araştırmadık "ne nerede niçin nasıl kim" diye merak etmedik bu güne kadar? Her defasında bir kılıf bulduk. Rahmetli Ali Güngör ihraç edildi vardır bir bildiği dedik sustuk. Kemal Derviş olayında vardır bir bildiği dedik gözlerimizi kapattık. Rahşan ile hükümet kurulması hoşumuza gitti gibi geldi konuşmadık.

(Bunlara tepki gösteren bir avuç insanımıza olmadık hakaretler yaptık.)

Şimdi orta yerde kalınca nerede bu başkanlar nerede bu reisler nerede bu Türkçüler diye aranmaya başladık. Yoktular dün sustular konuşmadılar bugün pustular…

Bir labirentin içine hapsettiler bizi peynir dışarıda kaldı ama bulun peyniri dediler. Aramaya mecalimiz bitti. Farklı noktalarda farklı zevkler tatmayı da denedik yine olmadı. Kurulan bütün siyasi yapılarda kendimize yer aradık olmadı. Bir yere gitmeyenler de çıktı evinin terasına seyreyledi âlemi.

Zamanında sustuk bugün yaşadığımız olumsuzluğa kükremek nafile. Geçti Bor'un pazarı…

Türkülü şarkılı bol sloganlı günlere kaldık. Şova bağladık güldük eğlendik salonlarda Turan kurduk. Şimdi de sosyal medyada iktidar oluyoruz. Evet evet önümüzdeki yerel seçimlerde ülkücüler iktidar olacak(mış). Öyle diyor bir bilen.

Hareket bölündü. Kardeşler birbirine hakaret etti. Kardeşlik hukuku iflas etti. Kavramlar iğdiş edildi. 10 Kasım günü dib hareketin dibini gösterdi püsküllüyü ziyaret ziyaret etti. Bizden tık yok. Hareket kötürüm hale getirildi. Resmen kötürüm. Yürüyemeyen konuşamayan tepki gösteremeyen sinir uçları yakılmış bir hareket olduk…

Temel'in deneyi gibi birileri bizi kobay yaptı ve öylece sürünmeye geçtik ve hâlâ sürünüyoruz.

Artık Tanrı önce Türk milliyetçilerini sonra da Türk'ü korusun…

Muhabbetle efendim.

Doğan Ay

×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

BOZULUR
MAVİ SIZININ HİKAYESİ (I)

İlgili İletiler

 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin