ARZ-I HÂL

bir rüzgar uğultusunda sevdim seni,

bir davanın muştusunda sevdim,

tebessümlerimi yolladım her bakışımda,

bir kasım ayı yapraklar savrulurken,

bir kitabın kapağında sevdim seni,

tutulurken saçların sonbaharın rüzgarına…

çığlıklar atarak parçalanırken şehir,

bir kavganın doruğunda sevdim seni,

yırtarken karanlığı o keskin fecir,

kutsal saydığım bir çift gözün düştü yâdıma,

kanımı döktüğüm savaşın içinde sevdim seni…

yağmur damlalarını kurşun gibi boşaltırken kasım,

ne akıllandım,ne de uslandım sanma sakın,

namütenahi kederler dolup taşarken ruhumdan,

yağmurlar yağarken enginlerden,semahtan,

mülke şah olmaktan iyidir gönlü aydına yâr olmak,

ey kutlu dileğim,başımda binbir bela,

ben ise senin aşkınla çıktım yola,

sevda ırmağınla doldur mahmur gönlümü,

içe durayım hiç durmadan kana kana,

dua yakın eyler seni bana sükut tarumar,

haykırdığın çığlığın yedinci sesini uzat bana,

özledim eli kulağında Turanlı türkülerini,

yetim kalır şiirlerim ,şarkılarım duymazsa sesini,

ay karanlık,gözlerim burçlarda kalmasın sevdiğim,

içerim sızlar , kabuğu kanayan yaralarım,

sen çiz karanlık göklere yıldızları,

varsın siyah beyaz olsun çizgileri,

sen Hüseyin'e söyle,dillensin,filizlensin bu sevdanın gizleri…