Bir altın nesil

BİR ALTIN NESLİN ACI HİKAYESİ
Türkiye'nin en burhanlı zamanlarında onlar vardı meydanda. Sokaklara çıkmaya cesareti edilemeyen günlerde onlar biz buradayız dediler. 
Camiye gidemeyen cemaatin gece yoldaşı oldular. 
Vurdular vuruldular inandıkları dava uğruna. Dünya menfaati için kağıt helva putlara tapmadılar hiç. Hele ki o kağıt helva putlara secde etmeyi akıllarından bile geçirmeyi düşünmediler.
Aç kaldılar açıkta kaldılar verdikleri sözden caymadılar. Yürüdüler idam sehpalarına ADAM gibi. Ve can verirken son kelamda Allah vatan millet bayrak dediler. Bugün üç kuruşluk dünya çıkarları için birbirini tehdit eden ALTIN BİR NESİL..
Nereye kayboldu o güzel yürekli yiğitler.
12 Eylül zalimlerinin gerçek hedefleri buydu ve başarıyorlar. 12 Eylül Türkeşsiz Türk Milliyetçiliği üzerine kuruldu bugün gelinen nokta düşünüldüğünde 12 Eylül,ülkücüler için planlanan oyunu gerçekleştiriyor. Türk milletinin son ve en çetin kalesi ülkücüler yok edilirse istenilen gerçekleşmiş olacaktı. Zindanlara attılar başaramadılar sehpalar kurdular başaramadılar. Bu altın nesli durdurmanın bir yolu bulunmalıdır dedi sistem. Sistemin intikamı için düğmeye basılması gerekiyordu ve o zaman gelmişti artık. İşe ülküdaşlik kavramlarının içini boşaltmayla başladı bu süreç. Ülkücüler kavramlara farklı anlamlar anlamlar yükleme konusunda yarışa başladı adeta. Her ülkücü kavramlara sadece kendi bakış açısına göre anlam yüklüyordu artık. Türkiye'nin önemli sorunları karşısında bile çok farklı düşünceler ortaya çıkmıştı. Doktrinel bakış yok olmuş yerine sloganlar yerleştirilmişti. Ülkücülük kavramından bile ortak bir noktaya ulaşamadı ülkücü hareket. 
Dün dava şerefimizdir diyenler bugün şerefini nasıl olur da bir kişiye endeksler?
Sanki o altın neslin sonu geliyor. 
Şehidini gezisini bilmeyen bir nesil ortaya çıktı son yirmi yılda. Kim oynadı ülkücü neslin dnalarıyla?
Kim yıktı kutsal davanın surlarını batıl inançları ile?
Kim yok etti ülkücü kardeşliğimizi?
Ülküdaşlik hukuku zedelendi.
Bir altın nesil birilerinin kişisel hırsı yüzünden heba edilmek isteniyor. Bu saatten sonra yapmayın etmeyin demenin bir anlamı da kalmadı. Bir altın nesil acı bir sona doğru itiliyor. 
Bir altın neslin acı hikayesine doğru gidiyoruz. Bunun önüne set olmak gerekiyor lakin bugünkü yapıyla mümkün mü bu? Çok zor görünüyor ama imkansız da değil.  
Dayanmak sabretmek iman etmek gerekiyor.
Doğan Ay  



×
Yayınımıza abone olun

Sayfamızda yayımlanan yazıları kaçırmamanız için yayınımıza abone olun.
Aboneliğinizi istediğiniz zaman sonlandırabilirsiniz.

​AVRUPA ve TÜRKİYE, (250 yıl sonra) YOL AYRIMINDA
ÖZÜR DİLERİM!
 

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin