Feyzullah Abi'yi sokağın bitimine doğru köhne duvarların arasında kurulu salaş çay ocağının önünde gördüm. Geçirdiği onca yılın burukluğunu, mutsuz geçen evliliğini, anne karnında yedi aylıkken doğan ve hızlıca büyüyen, büyüdüğü oranda hayırsız çıkan evladını gözlerinin yaşını silerek anlatmıştı bana. Elbet ben de bir şeyler söylemiştim kendisine destek mahiyetli. Lakin bir psikolog gibi...
Gün gelir bezerim bende canımdan
Giderim kendimden bir daha gelmem
Türlü hayallerim geçer yanımdan
Yüzlerine bakıp bir kezcik gülmem
Hep düşünürüm, ama en çok üç haziranda... Nazım Usta'nın ölüm yıl dönümünde… Neden kendi vatanında değil de başkalarının vatan toprağında yattığını… Neden vatanına, çocuğuna, ailesine hasret, başka birilerinin vatan toprağında göçüp gittiğini… Vatan haini yaftası yapıştırılmıştı değil mi? Komünistti çünkü! Kuvay-i Milliye Destanını yazan bir şair nasıl olur da vatan haini olabilir? … "Da...
Şimdi beni dinle yiğit kardeşim
Seninleyim zoru başarmak için
İki ay boyunca yok başka işim
Seninleyim zoru başarmak için
Bir "soykırım" yalanı döner durur başımda,
Sanki zehir pişiyor kaynayan her aşımda,
Yürüyen aynı plan, dün neyse bugün de o,
Gözleri var evimde, toprağımda, taşımda.
İzmir'de satarken Das Kapital'i
Ağrı'da uzandı Kur'an'a eli
Olsa da konuşsa inancın dili
Din ile sömürdü bizleri ATAM!
Bu düzen sömürdü, yedi doymadı
Kabaran iştahı geri getirdi.
Bu düzen işsizi aç mı koymadı
Üç öğün bir kemik-deri getirdi.