Hunlardan Osmanlı'ya,
İrili ufaklı daha nicesini küçük sayarak,
On altı büyük Türk Devleti'ni yazıyor tarih,
Çıkışlar kadar inişler de hafızalarımızda canlı ya,
Her yükselişi yine bir düşüşün kovaladığını saklayarak,
On yedi şanlı yükselişin günümüzdeki mağrur temsilcileriyiz, sarih.
80'li yılların başı; 12 Eylül cuntasının haklıyı-haksızı, eğriyi-doğruyu ve en önemlisi de haini-vatanperveri aynı kazanda eritip tek tip apolitik koyunlar halinde sokağa salmayı hedeflediği, bu amaçla akıl almaz işkencelere tabi tuttuğu, bu zulme direnen mangal yürekli yiğitleri ise darağacında sallandırdığı o kara dönem. Almanya'da çalışan bir kuzenimin Trabz...
Türk coğrafyasında en köklü ve bilimle iç içe olan tek dünya görüşü Türk milliyetçiliği olduğu halde Türk milliyetçileri Cumhuriyetin kuruluşundan sonra bir türlü bilimle temellendirilecek bir Türk milliyetçiliği dünya görüşünü kurumsal yapılarında inşa edemediler.Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk milliyetçileri olduğu halde 95 yıllık Cumhuriyet serüveninde iktidara gelmeyen tek camia T...
Yazmayacaktım ama dayanamadım. Doğaçlama bir yazı olacağından uzun da olma ihtimali var. "Destan yazmış be" diyecekler şimdiden kusura bakmasınlar o yüzden. Bir ara anlatmıştım Ülkücülükle, Türk Milliyetçiliği ile tanışma hikayemi. Bu sefer ayrıntılarına girmeyeceğim ama birkaç noktayı anlatmam gerekiyor ki sonrasında söyleyeceklerim daha iyi anlaşılsın. Benim aile ve akrabalarımda tek b...
Şehit Mustafa Pehlivanoğlu... "Nefer" mertebesine erişmek isteyen yiğitlerin öyküleri ile doludur bu kut'lu dava... Türk Milliyetçiliği fikriyatına gönülden inanmış ve Türk Milleti'nin aşığı bir dava adamı, bu kut'lu yolda "nefer" olmayı bir çok dünya makamından üstün tutandır. Dava neferi olmak kolay değildir zirâ insanın "küçük kıyâmeti" olan "ölüm" bile farklıdır nefer için... Neferl...
"100 yillik prangadan başkanlık ile kurtulacağız." diyor AKP'li vekil.Evet diyen dava adamlarına hayırlı olsun. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, başkanlık sistemi önerisi için TBMM'de "Evet" oyu veren MHP milletvekilleri hakkında, "Dava adamlığının ve dik duruşun ne demek olduğunu dosta düşmana ispatlamışlardır" dedi. Şimdi iki açıklama nasıl yorumlanır? Evet diyerek dava adamı olduğu...
Izdırapta derman bulan bu gönlü, hüzne terk eden ne? Topçu'ya göre mesuliyet, Cemil Meriç'e göre merhamet... Lügatta farklı mânâlara gelen bu iki mefhumun hakikâtte özü bir. Dil, cemiyet ruhunun aynasıdır ve bu ayna o millete mensup münevverler sayesinde geleceği yansıtır. Hakiki mefhumlara değil, uydurma kelimelere itimât eden sapkın "aydın"larımız bir asır sonrasını düşünmeye me...
Seçim sonuçları ayrı bir değerlendirmenin konusu ama bu konuda şu kadarını söylemek gerekir ki; kimin varlık sebebine ait argümanları kullanırsan, argümanın asıl sahibine hizmet edersin. Örneğin; yaptığın bisküvilerle meşhur bir marka isen ve dondurma işine girmişsen, dondurma işinde piyasa yapmış ve üstelik dondurmayı da iyi yapmış bir markaya hizmet edersin. Bu, siyasette de böyledir. Ortak değil de rakip olarak girdikleri bir çok yerde MHP'nin ortağını ezmesinin nedeni de budur. Ankara'da FETÖ hayranlarından "ülkücü" yaratma gayretinin sonucu da… Dün yaptıkları ortadayken bugün milliyetçi olmalarına kim inanır?..
AKP'nin en büyük sorunu her seçimde kendini uyduruk bir elementle ıspatlama peşine düşmesidir ki, bir zamanlar bu konuda rakiplerini suçlasa da, anlaşılmıştır ki kendisini tanımlayacağı bir ontolojik statüsü yoktur. "Muhafazakâr Demokrat" bu elementlerin en uyduruğuydu ki, post-modernist sosyoloji ve siyasetin tavan yaptığı bir zevzeklikti…