Aydın olur gecenin sabahı,
Sızlasa da geçer, geçmez değil...
Bir yetimin yerde kalmış ahı,
Yoklasa da geçer, geçmez değil...
Telif Hakkı
© Nazmi Sancar Yıldırım
Aydın olur gecenin sabahı,
Sızlasa da geçer, geçmez değil...
Bir yetimin yerde kalmış ahı,
Yoklasa da geçer, geçmez değil...
© Nazmi Sancar Yıldırım
Bu toprağın mırıltısı
Bu aşkın çığlıkları
Bu, onların sevgiyi silah gibi kullanışları
Küçükken duydum, bunun gibi gömüldüğüm başka bir gece gibi
sokaklar
sesinizi biraz kısmak isterim
dillendiği zaman kırkikindi
kaldırımlar daha güzel kokar bilirim
biraz da
demlikte olgunlaşan çayın neşesiyle
camlara sırnaşan serinliğe uymak niyetim
uyumak
kösnül dağların tenine ıslak ıslak
yamasın saçlarımı rüzgar
bir varlıktan bir anlığa açılır pencereler
öyküler barındıran evlerin
eskimek bilmeyen o derin
bekleyişi
sessizliğin ayağında vurgulu cümleler gibi durur
ahşap kokusundan
taşların üzerinde tarihler durur
bir açılan bir kapanan
çatallaşan sesiyle
kırılmışlığa inat kanat çırpan
dostum kuşlarını da gördüm dün
boncuktan yapılma kuşlarsa
bazen kitapların yanında
bazen uçarı yalnızlığın
sis perdesi aralanmışken
üşümüş ellerimle ben durmuşuz
fersude akşamlarda
bir martının aç kalmış çığlığına saklamışız kimliğimi
çakırkeyf yıllara bakıp unutmuşuz ateşe koşan
boncuk boncuk öpüşleri
İnsan kalemi buldu, söze tahayyül düştü,
Âlemi çözmek için ruha tahammül düştü.
Gerçeği arayana aleniyken kâinat,
Gündüze kara perde, gecelere tül düştü.
Madem ki bizleri beğenmiyorsun
Ülkücülük nedir? Anlat bilelim
Velev ki bizlere dönek diyorsun
Ülkücülük nedir? Anlat bilelim