Düşük tavanlar var ya
Göğsüne bir top mermisi koyan hani
Camlardan insanları izliyorum örneğin
İnsanlar nereye gidiyorlar
Eminim gitsem ruhumun daralacağı
Düşük tavanlı bir yere
Bunalıyorum şu günlerde ya hadi
Hayırlısı
Dört duvar bir bir azalıyor
Camlardan insanlar izliyor örneğin
Eminim baksam korkacağım
Şeytan suratlı insanlar
Ölüyorum haftalardır
İçimdeki kayalar artık
Bir çöl ya da toz parçası
Düşük tavanlar var ya hani
İşte onların bir suçu yok
Oradan kendimi izliyorum örneğin
Ben ne yapıyorum
Eminim hep ruhumdan olacağım
Ölümün kıyısında bir şey
Ne yapsam şu camdan dışarı bakmayıp
Ya da görülmeyip başkasınca
Atlasam mı her yanım
Bir kum tanesi kadar uçarıyken
O kadar hafiflemişken
Çünkü ruh olmayınca
Ne yapacaksın atlamayıp
Biraz ağlasam mı yoksa
Eminim yapamam
Rüyamda görüyorum örneğin
Ama mutlaka ve mutlaka
Görüyorum olup bitiyor bir şeyler
Mutlaka ölümün kıyısında
Liberal demokrasi olarak tarif ettiğimiz mevcut düzenin bariz çıkmazlar içerdiği apaçıktır. Bu çıkmazların yol açtığı her tür probleme liberal demokrasinin temsil krizi diyoruz. Her ne kadar adına demokrasi denilse devatandaş olarak demokratik haklarımızı fiiliyata döktüğümüz pratik alanlarından bir hayli uzakta görünüyoruz. Türkiye'nin mevcut düzeni dikkate alındığında taşkınlığa varmay...
Bozkırın ortasında ne gezersinAfaki düşlemler değil miyizSen de mi bir düştün kusursuzGök yağmur bulana değinSen nesin yoksa bir biliş miHep olduğumuz gibiyizNeyimiz eksik yoksa seviş miYoksa bilinmek mi ya da özleyişYahut anlaşılmak dilediğin gibiYok öyle bir cennet ara ki bulasınBozkırın ortasında ne gezerizBiz biraz cehennem, zakkum, zebaniYok ki ortamız ya mazlum olacaktıkYa sureti s...
Özet Hakikat sonrası (Post-truth) çağ, kamuoyunu gerçeği ortaya koyan kanıtların değil, kişisel duygu ve inançların belirlediği bir dönemi anlatmaktadır. Lozan Antlaşması ise bu çağda Türkiye özelinde, hakkında pek çok spekülatif içeriğin üretildiği bir mücadele alanı hâline dönüşmüştür. Bu bakımdan makalede Lozan Antlaşması ve hakikat sonrası (post-truth) arasındaki bağıntılar ve post-t...
Önceleri, politik doğruculuk dediğimizde 90'ların ABD'sinde üniversitelerdeki dilin kullanımına yönelik artan bir tepki ifade ediliyordu. Yalnızca 90'larda değil elbette, kitle iletişim araştırmalarının giderek medyayla ne yapılacağıyla değil de izleyicinin medyayla ne yaptığının sorulmaya başlanması, örgütlerin ve şirketlerin kurumsal stratejilerinde değişiklik yaparak daha insani yakla...