By Yahya HOÇUR on Pazartesi, 13 Temmuz 2020
Category: Yaşam

GÖRÜNMEYEN...

Dünyada hiç görülmedi, hiç kimseye görünmedi…

Dürbünle bakınca bile etrafında yerleşim birimi görünmeyen bir dağ başına devasa cami; bırakın dağı, üç-beş metrelik yükselti görünmeyen dümdüz arazideki duble yolun üstüne duble tünel yaptılar…

***

Memleketin rezidans ve avm inşaatından artan her yerine cami dikiyorlar ama içlerinde mümin görünmüyor…

***

Seçimlerde hep lafını duyduğumuz ama hiç göremediğimiz havada uçan, karada koşan, denizde yüzen savaş gemileri, denizaltılar, füzeler bir yana; tam beş kere görünmeyen otomobil, iki kere de uçak yaptılar.

En son yaptıkları uçak, 2015 seçimlerinde göklere çıktığından beri ne yere indi ne de bir gören oldu…

Otomobilleri de...

***

Bir değil, iki değil, üç değil…

Ay'a dört şeritli otobana bonus olarak Kayseri'de görünmeyen üst geçit ve nihayet Çankırı'da görünmeyen baraj bile yaptılar…

***

Katar Şeyhi, helikopterle üzerinden geçerken çok beğenince tarihte hiç olmadığı şekilde kar yağarken "yanan" Trabzon'daki ormanlık alanın tekrar dikilme sözü verilen ağaçları bir daha görünmedi…

***

Mevcut iş yerleri ekonomik kriz ve koronavirüs salgını sebebiyle birer birer kapanırken nerede olduğunu kimsenin görmediği 520 tane fabrika açmışlar; "mışlar" diyorum çünkü duyduk ama göremedik. Bir hafta sonra ise kimsenin görmediği bu fabrikaların 580 tane olduğunu öğrendik.

Göremiyoruz ama biliyoruz: Yaparsa AKP yapar!

***

Çocukluğumuzda yaşlılarımız ufak tefek sökük tamiri yapacakları zaman iğneye iplik takmak için biz çocukları çağırırlardı. Altı üstü bir iplik takmak için oyunumuzdan geri kalınca kızardım. Nasıl da oyunlarımızın en tatlı yerine denk getiriyorlardı!

Hem niye böyle basit işlerini bize yaptırıyorlardı ki!

Niyesini şimdi çok iyi anlıyorum. Çünkü biraz önce iğneye iplik takmaya çalıştım. Gözlerimin görmediğine mi yanayım, ellerimin titrediğine mi bilemiyorum...

***

Henüz hayatın baharında bir iğne-iplik, iki parça sökük yüzünden yaşlılık psikozuna girmemek için, zaten doğru düzgün görmeyen gözlerimi yumarak Ayasofya'da Cuma kılmak için gelecek olan mahşeri kalabalığı hayal etmeye başladım…

Tanrım bu bir mucize olmalı: Mahkemede mevcut halin devamını isteyip meydanda Ayasofya'yı yeniden camiye döndüren kahraman olmak!

Ayasofya kahramanları gelip geçiyor yumuk gözlerimin önünden, ellerimin titremesi de durdu sanki…

***

Of Nagehan!

Yaşadığın havuzun deliğinden başını uzatarak, "Ayasofya ile birlikte Heybeliada Ruhban Okulu da açılsa dünyaya çok güzel bir mesaj olmaz mı?" şeklinde bir çıkış yapmanın sırası mıydı şimdi? Üstüne üstlük Heybeli'de, hem de deniz manzaralı bir alanda orman yangını çıkmışken.

Bak şimdi yine canım fena halde sıkıldı. Oysa ne güzel Ayasofya uykusuna yatmıştık milletçe; hiçbir olumsuzluğu görmüyorduk…

***

Bu Nagehan ve benzerleri perdenin önünde olduğu için gözlerimiz kapalıyken bile her yerlerini görebiliyoruz fakat onlara böyle lâfları söyletenler kimseye görünmüyor. Gerçi biz görüyoruz, biliyoruz da malum; kitlelere anlatamıyoruz…

Siz sanıyor musunuz ki, Nagehan bu fikri kendi kafasından uydurup yeşillik olsun diye öylesine söyledi? Bilmez misiniz, "Tanrı istemezse yaprak düşmezmiş"…

***

Neyse mevzu derin…

Haberlerden duydum ki, AKP yine uçak işine girmiş. Bu sefer tasarımından üretimine kadar her aşamada "yerli" bir savaş uçağı yapıp 2023 yılında hangardan çıkaracaklarmış. Ayasofya, uçak filan derken henüz tam görünmüyor ama seneye seçim var galiba…

Müjdemi isterim; on lira versene…

***

Unutmadan söyleyeyim, yıllar oldu göklere çıktı dedikleri yerli yolcu uçağını hâlâ göremedim. Yerli savaş uçağını görmeye ömrüm yeter mi; ömrüm yetse de gözlerim gerçekten görür mü bilmiyorum ama on sekiz yıldır görünmeyen dürüstlük, görünmeyen refah ve zenginlik, görünmeyen huzur ve mutluluk, görünmeyen aydınlık günler ve görünmeyen umutlar derken ufuktaki bulutlar iyice karardı…

***

Korkarım uzun ve koyu karanlık bir geceye gebeyiz; artık ne insanlık görünür oldu, ne ahlâk ne de adalet...

Tanrı Türk'ünü Korusun…

13 Temmuz 2020

Related Posts

Leave Comments