Babana bile güvenmeyeceksin!

İnsan sermayesi, tek tek insanların üretim kapasitelerinin ölçüsüdür. Bir ülkede ortalama insan sermayesi 10 ise, bir milyon kişinin insan sermayesi on milyon olur. Sosyal sermaye böyle değil. Tek kişinin sosyal sermayesi her zaman sıfır. On milyon kişi de tek tek ele alındıklarında yine sıfır... Robinson Crusoe'nun sosyal sermayesi, Cuma ortaya çıkıncaya kadar sıfırdır. Cuma'nınki de öyle. Sosyal sermaye bir araya geldiklerinde doğuyor. Toplum sermayesi toplum varsa var.

Demokrasi mafya ahlak kalkınma sosyal sermaye

Devamını Oku

15 TEMMUZ: BİR ABD/CEMAAT/NATO OPERASYONU VE MİLLÎ REFLEKS

Darbenin gündüz vakti saçma sapan bir saatte yapılması, girişimin duyulması üzerine erkene alındığıyla açıklandı. Yoksa darbeyi gece yaparsınız, sabah millet yeni bir güne, yeni bir Türkiye'ye uyanır.

15-16 temmuz 2016 günleri Türk milleti olarak bir darbe girişimine tanıklık etti. Darbe girşiminin -veyâ terör saldırısının- ilk saatlerinde birçok kişi olan bitene anlam veremezken en önemli bilinmeyen, darbenin kimler tarafından hangi amaçla yapıldığıydı. Kendine 'Yurtta Sulh Konseyi' adını veren bu cuntanın TRT aracılığıyla deklare ettiği darbe bildirisi, görünürde kemalist/ulusalcı bir etki bırakma amacında olsa da, bu bağlamda fazla renk vermiyordu. Nitekim bildiriye rağmen darbe girişiminin arkasında Fethullah Gülen Cemaati'nin/Paralel Yapı'nın olduğu açığa kavuştu.

Darbe girişiminin ilk saatlerinde, her ne kadar az da olsa, sırf AKP ve Recep Tayyip Erdoğan bertaraf edilecek diye sevinen, bu girişimi hoş karşılayan insanlar oldu. Bu durumun Ülkücü Hareket ve Türk milliyetçileri arasında başka cenahlara kıyasla daha az olduğunu iletmem gerek. Türk milliyetçileri milletin egemenliğini yok sayan herşeyin karşısındadır. 12 Eylül 1980 darbesiyle kolu kanadı kırılmış, maddî ve manevî açıdan çökertilmiş Ülkücü Hareket mensupları itidalli davranmıştır. Türk milliyetçilieri sırf AKP veyâ Recep Tayyip Erdoğan gidecek diye darbe girişimine sevinmediler, hoş karşılamadılar hatta AKP'liler kadar tepki koydular. Eğer askerin siyasette yeri olsa Alparslan Türkeş üniformasını çıkarmaz, çıkarmakta kararlı olmazdı. Kaldı ki, özellikle orta yaş ve üstü ülkücüler 12 Eylül'ü gördü ve yaşadı. İkinci bir 'Our boys have done it' vakasına Ülkücü Hareket'in sevinmesi zaten abes olurdu. Türk milliyetçileri darbelerin kimseyi dinlemeden kendi diktasını kurduğunu, bunu yaparken fütürsuzca ve sorumsuzca yaktığını ve yıktığını biliyor. 15 Temmuz gerçekleşecek olsa ne AKP, ne MHP ne de CHP kalacaktı. Kalan sadece Cemaat, Cemaat, devlet olacaktı. Yaşı ilerlemiş olan Fethullah Gülen, çok özlediğini ilettiği memleketine Humeynî gibi geri gelecekti. Sonrası onun insafına kalmış.

Devamını Oku

Telif Hakkı

© Yasin Sarı @ tahtaPod.com | Tüm hakları saklıdır.

SORUMLULUK KİMİNDİR

Diyor ki, "Durum ortadayken sen tutmuş halâ Hükümeti eleştiriyorsun. Zaman demokrasiye sahip çıkmak zamanı değil mi?"  Ben de diyorum ki, a be güzel kardeşim: Bok yiyen yemedi mi diyorum? Bok yiyenin siyasi sorumluluk anlamında kaşıkçısı kim, ben ona bakarım. Padişahlıkla yönetiliyor olsaydık iki yeniçerinin kellesini alır, iki vezire parmak atar, gerekirse sadrazamı sallandırırdık....

Devamını Oku

DEMOKRASİ Mİ? OTOKRASİ Mİ? MONARŞİ Mİ?

devletyonetim

İki gündür darbelere karşı duruşumuzu göstererek, dünyaya vermiş olduğumuz demokrasi dersiyle bir kez daha dünya tarihine geçtik. Ne diyordu geçmişte, Sayın Cumhurbaşkanı; "demokrasi bizim için amaç değil araçtır. Demokrasi tren gibidir istediğimiz durağa geldiğinde ineriz" Yani; istediğimiz yerde iner, istediğimiz yerde bineriz. İki gündür o trenle yolculuğa devam ediyor, bakalım nereye...

Devamını Oku

‘MİLLİ İRADE’NİN FERASET ve BASİRET TUTULMASI

Böyle darbe veya darbe girişimi ne okudum, ne gördüm. Belli ki yapanlar ve yaptıranlar için yönetimi ele geçirme gibi bir hedef yoktu. Her şeyden önce darbe, kopya çekerken yakalanayım da okuldan atılayım gibi bir ergen mantığıyla yapılmaz. En fazla, kopya çekeyim de 100 alayım mantığıyla yapılır. Kopya çekerek de olsa 100 alan ise her zaman takdirle karşılanır. Hatta Anayasası %92 ile k...

Devamını Oku

15 TEMMUZ’DA YAŞADIKLARIM VE YAŞANANLAR : M.Esad KIRAÇ

​15 Temmuz 2016 saat 23.00'da darbe yapıldığı haberini gördükten sonra tabi ki ben de başlangıçta çok şaşırdım ve bu herhangi bir senaryo olabilir mi diye düşündüm. Malum başkanlık sistemi, Suriyelilere vatandaşlık verilmesi gibi meselelerin sorunsuz gerçekleşebilmesi için uydurulmuş ve kurgulanmış olduğu ihtimali üzerinde durdum.Fakat haberleri izledikten ve aldığım bilgilerden sonra ol...

Devamını Oku

SOKAKLAR...

Alman Köylü Savaşı, 1524-1525 Muhteşem Devrim, 1688 Amerikan Devrimi, 1775-1783 Fransız Devrimi, 1789-1799 Ekim Devrimi, 1917 Alman Devrimi, 1918-1919 Prag Baharı, 1968 Barış Devrimi, 1989-1990 Polonya Devrimi (Solidarność), 1980-1990  Yukarda sıraladığım bu tarihi hadiseleri ve doğurdukları sonuçları tartışmaya açmak niyetinde değilim. Her ne kadar bazıları Türk tarihini yakından i...

Devamını Oku

Üzerine alınan alınsın...

Nasıl hoşuma gidiyordu seni dinlerken söylediklerin,

Her konuşman bir umut,
Her sözün bir vaad,
Haykırışların vuslata isyan gibi...
Ya söz verişlerin...

Her gün, her hafta ''belki bu gün olacak'' umuduyla beklemek, yarın ''alayına isyan'' der gibi umutlarımızı, bekleyişlerimizi, hasretimizi o göğsümüzde tutamadığımız aşkı sokaklarda haykıracak gibi beklemek...
Duvarların yanından yaramaz çocuk sinsiliğinde geçerken ''ah şimdi elimde boya fırça olsa da yazsam ''bizi'' derken ki heveslerim...
Beklemek diyorum beklemek,

Devamını Oku
Etiketler:

Sosyal Sermaye sebep mi sonuç mu?


Türkiye "az gelişmiş ülke" olduğunu galiba 1960 darbesinden sonra fark etti. O güne kadar kalkınmışlık, geri kalmışlık pek gündemde değildi. Darbeden sonra fikirlerimizin şirazesi çözüldü. Hani 1980 darbesinde her şeyden anlayıp her şeyin doğrusunu bilen yüce liderimiz Kenan Evren'in bize bol geldiğini söylediği anayasa işte o 27 Mayıs anayasasıdır. Bizler onun sağladığı fikir hürriyeti içinde geri kalmışlığımızı keşfettik.

Etilerden geri miyiz?

Sonradan batılılar daha politik olmaya karar verdi ve bize "geri kalmış" veya "az gelişmiş" yerine "gelişmekte olan" denmeğe başlandı… 60 sonrasının prenslerinden Atila Karaosmanoğlu, İtalya'yı yakalamamız için birkaç bin yıla ihtiyacımız olduğunu söylemişti ve bu pek hoşumuza gitmemişti.

O günlerde bir taksi şoförünün bana "yahu biz Etilerden de mi geriyiz?" diye sorduğunu hatırlıyorum. Bu kıyas Karaosmanoğlu'nun aklına gelmemişti zahir.

Devamını Oku

 Galeri

 Blog Takvimi

Lütfen takvim görünümü hazırlanırken bekleyin