By Nilgün Arıkan on Pazartesi, 18 Nisan 2016
Category: Yaşam

Taka ve Transatlantik

Sen titanik yolcususun ben bir taka yolcusuyum..Ama buza çarpan kim..?

​Nille yaşamak zorunda kaldığın ve zamanını çaldığım için üzgünüm. Burada büyük patlamalar olur, gırtlağı çatlayana kadar bağırır, sonra gürültüyü
unutur..Sessizlikten beslenen vurdum duymaz bir serçeye dönüşür.On dakika geçmez ya da bir kaç asır geçer, bengal kaplanı olarak kafesten kaçar.
Öpücükler üfürürken bir ihmalinle öfkesini güncellemeye çekilir.Tanrı bile onun fiyasko mu şaheseri mi olduğunu çözememiş.
Çok isterdim, bir alet keşfedilsin, insanların mükemmellik seviyeleri ölçülsün..Mükemmellik seviyeleri yakın olanlar bir araya gelsin
Takıntıları, zaafları benzer olanlar birleşsin.
Yenilgileri
öfkeleri ..Suda aynı sayıda taş sektirenler, aynı saniye nefesini tutabilenler,,ne o sevdikleri ya da sevmedikleri benzer olanların aşkları
Dünyanın transit yolcuları .Dosdoğru git,, öl..Heyecansız..Sen titanik yolcususun ben bir taka yolcusuyum..Ama buza çarpan kim..?

Ben evrimleşmek istemiyorum modelim yenilenmesin. Hatta küçük hasarlar hoşuma bile gidiyor..Yaradılışımda ki yetersizlik yeterli gücü veriyor
yola devam etmek için.
Sen mükemmeldin sana yetmeyen ne varsa bendeydi!

Sabrın için minnettarım, beynimi yıkamam gerektiğine beni ikna ettmeye uğraştığın için şükranlarımı kabul et.

Ama aynı kalacağım
Bazı özelliklerim yaşamdan zevk almamı sağlıyor. Hayatla dalga geçerken özel olduğumu hissetmek ruhuma ölümsüzlük katıyor.
ve hatırlatmalıyım ki elmayı adem yedi yani asilik benim ruhumda var.

Duyduğunuz şeylerin peşinden gidin

Şimdi bu telefonu sakın kapatma
Yoksa seni kendime benzeştiririm. Tarih,itaat eden kadınlar ya da karşı çıkanların recm öyküleri ile dolu bunu biraz değiştirmek fena olmaz değil mi?
Seni taşlayarak öldürmem, ama öldürürüm. Bu kokumla olur, kulağına okuyacağım cazımla olur, sazımla olur veya nazımla. Ama olur
Şimdi evden çık ve sağa dön karşıda bir çiçekci göreceksin oradan bana bir demet papatya al ve dön,,Şaka canım, papatya yolmaktan sıkıldım.
Çok sıradan geliyor bana , sarı laleler de istemiyorum zaten bu kadın insanların çiçek takıntısına oldum olası gıcık kapıyorum.
Ben affetmek istersem kereviz yaprağı bile getirilse affederim. Ha ben affedilmek mi istiyorum öyle mükemmel sofralar hazırlayamam bi ezo gelin
çorbası neden yetmiyor. İsmi bile manidar ezo diyor, gelin diyor. Eski kahramanlıklarını hatırlamak haksızlıklarının bir bölümünü
silmiyor, musiki katıyor.
Sağa dön demiştim değil mi, neden dikilip kaldın Selahattin abinin manavı önünde. Ben daha önce sormuştum erkekleri uysallaştıran bir ot yokmuş.
En eskisini bir hödük sese hissiyatı yenilmiş olan Cavidan almış..Canım nasıl hatırlamazsın Mahnure teyzenin kızı Cavidan. Hani annesi bizdeyken
gelip izin almaya çalışmıştı denize gitmek için de, Cavidan teyze izin vermemişti. 'Prenses denize gitmek istiyor, kocaya kaçmayacak sadece yüzecek
demiştin' yeni gelişen memelerine bakarken. Sayende izni kapmıştı kızcağız.
Ha işte o prenses Cavidan , kocaya kaçtı. Al işte gıcık kaptığım bir durum daha kocaya niye kaçıyorlar. Kaçmak daha iyiyi bulmak için olmalı.!
Prensesin nasıl kurtulacağını düşünmeyelim şimdilik. Nasıl olsa yarın öbür gün kocağında bi bebeyle gelir, bir de gözünde bir morlukla..
Yürü iki gözüm, neden bu kadar dikkat çekiyorsun. Kuaför Nesrin, dükkanın önüne çıktı seni izliyor, kımılda. Unuttun mu dizimi bir parmak üstünde
etek giydiğim de 'dikkat çekmek senin ruhunda var' dediğini. Şu yolun ortasında kırlaşmış saçlarınla o canım çocuk gözlerinle dikkat çekiyorsun ya,
şeytan diyor, al içeri, ezo geline dök zehiri , subhanallah...
Haklısın iğrenç bir espiriydi. Bu aralar modadır , filmin yarısında Freudun bi sözünü koymak.

' Aslında unutmak; artık acıyı hissetmemektir. Çünkü yapılanları zihinsel olarak unutmak fizik kurallarına göre mümkün değiIdir'.

Hissetmemenin bu ülkeye benzeyen bir yönü var, kanıksamak desen değil
Ah! nasıl bu kadar dalgın olur bir insan.
Acının zulmü unutanadır.
Unuttuğumuz milyarlarca olayın zulmünü çekmiyor muyuz halklarca.

Burada şarkının sesini açayım gözüm, belki o ucu bucağı görünmeyen ütopya biraz daha büyür.

İşte böyle yürümeğe devam et canım,
yalnız bir keşiş gibi ayakların 'neden yürüyorum' diye soruyor.
Hayat sorularla dolu.
Yürümeye hep inandık ama hiç yürümedik gbi
Soruları bildik cevapları hiç merak etmedik gibi
ve hatta hakikatı aradık , bulduğumuz her seferinde bu değil, bu değil, bu da değil,,, elimizden kaçırdık gibi

Mükemmeli aramadan yürü
Yolu yaratmana yardım ediyorum bir takaya binmene de.

Sen hazırsan 

Yol hazırdır.

Nilgün ARIKAN

Related Posts

Leave Comments