By Kartal Yolcu on Çarşamba, 26 Ağustos 2020
Category: Yaşam

MANGA İNCİL

Pandemi öncesi her ay belli başlı Protestan kiliselerini dolaşırdım. Türkçe ne gibi kitaplar yayınlanmış onlara bakar, alır okur analiz eder, propagandanın niteliği ve gelişimi hakkında merakımı giderirdim. Bu kiliselerin kapılarında, giriş koridorlarında bedavaya dağıtılan kitaplar vardır, denk gelenler olmuştur...

Bazen bu ilgimi fark eden bazı kilise görevlileri, "bir inanan" yapma umuduyla yanıma gelir, nezaket zirvesi sayılacak yaklaşımları ile sohbet etmeye çalışırlar. Ben de bu sohbetleri teolojik boyuta çeker, karşı sorular ile onları terletmeye bayılırım. Bir keresinde bana "siz pastörsünüz kilisemiz bizi denetlemek için göndermiş olmalı efendim" diyene bile denk geldim. 

Her neyse, pandemi sonrası, ilk kez yolumu bir kilise önününe düşürdüm, Kadıköy'de bir Protestan kilisesi önünde bu kitaba denk geldim. Bu kitap bir "MANGA İNCİL" özeti. Çok üst kalitede, iyi kağıda basılmış 270 sayfalık bir çalışma. Hayatında eline İNCİL almamış biri, bunu çizgi roman okur gibi okuduğunda, İNCİL okumuş sayılır.

MANGA, Japonların çizgi roman için kullandıkları sözcük olup, anime çizim sanatı ile çizilir Tarihi 1700 lü yılların ikinci yarısına kadar gider.

Bu MANGA incil de Türkiye'de bir matbaada basılmamış. "Printed in Japan" ibaresi var ve metin yazarı da çizerler de Japon. Ama kitap TÜRKÇE . Bir de aynı kitabın ARAPÇA olanı da vardı kilise önündeki stantta.

Bir MANGA kitap önce kimin ilgisini çeker. Elbette öncelikle çocukların. Çünkü Türkiye'de çocuk TV kanallarında ve saatlerinde epey Anime-Manga çizgi filmler yayınlanıyordu. Demek ki Protestan kiliseleri "devşirme" hedef yaşını daha da küçültmüşler. 

Pandemi öncesi yaptığım sohbetlere göre, bu kiliselere Türklerden çok Araplar, yani ülkemizde sığıntı olan özellikle Suriyeliler rağbet ediyormuş. Onun için Türkiye'deki Protestan kiliselerindeki ARAPÇA yayın sayısı Türkçe olanına yaklaşmaktaymış.

Ben de bunu gözlemledim, kilise önlerindeki Arapça kitap, broşür sayısı son 2 yıl içinde çok arttı. Araplar da ne yapsınlar, batıda kabul görmek, bir batı ülkesine gitmek için DİN değiştirmeye hazırlar.

Çizimlere bakarsanız , tipler Sami değil, japon anime sanatının tipleri yuvarlak gözlü, oyuncaklara benzetilmiş İSA var.

İlk sayfa, Hristiyanlıkta "MERYEM'E MÜJDE" adını taşır Bu konu İncillerde sadece LUKA da vardır.

Bu konu epey resmedilmiştir. Hadi biraz ukalalık yapayım. Leonardo da Vinci'nin "MERYEM'E MÜJDE" tablosundan bahsedeyim.

Leonardo da Vinci'nin "Meryem'e Müjde" tablosu onun ilk özgün eseriydi. Bu tabloyu 1472 ile 1474 yılları arasında çizdiği ifade edilir. (Bu tablo bildiğim kadarıyla şu an Floransa'da korunmakta ).. Bu tablo üstadın acemiliklerini yansıtır. Örneğin tabloda Meryem " giyimiyle kuşamıyla 1400 lü yıllarda Floransa'da yaşayan aristokrat bir kadın" olarak betimlenmiştir. 

İlginç bir yan da şudur: Bu tabloda Cebrail sol elinde, beyaz bir zambak tutmaktadır. Zambak Yunan mitolojisinde, Zeus karısı Hera'nın Herkül'ü emzirirken memesinden düşen süt damlarının toprağa düştüğü yerde biten çiçek olarak betimlenirken Roma mitolojisinde ise denizin köpüklerinden doğan zambağı Venüs'ün bile kıskandığından, bahsedilir. Tablodaki Zambak "günahsızlığı ve saflığı" temsil eder, Meryem'in babasız bir çocuk doğurmasının onun suçu olmadığı vurgulanır.

Related Posts

Leave Comments