By Selim Uysal on Cumartesi, 12 Ağustos 2017
Category: Yaşam

İYİ Kİ VARSIN EREN, KEŞKE DEVLET DE OLSAYDI

Artık şehitlerin ya böyle genç falan olması ya da şehit sayısının çift haneli rakamlarda olması gerekiyor konuşulması için. Günlerdir televizyonda alt yazıda geçen şehit sayılar var ama kimsenin umrunda değil. 

Eren Bülbül...

Trabzon'da terör örgütü PKK tarafından 15 yaşında, hayatının baharındayken şehit edildi. Eren'in sosyal medyada paylaştığı bir gönderide "Birisi de çıkıp 'İyi ki varsın Eren' demiyor" sözünden yola çıkıp "İyi ki varsın Eren" diyebiliriz. Erenler iyi ki var, Fıratlar, Aybükeler, Necmettinler, Neşeler, Ömerler iyi ki var. Ama hiçbiri yok. 

İyi ki varsın derken aslında iyi ki vardın ve yok oldun demiş olmuyor muyuz onlara? Siz canınızı veriyorsunuz ve biz sizi anıyor, iyi ki varsın diyoruz. Sonra ardınızdan başkaları geliyor ve bu hiç değişmiyor.

Yapılması gereken bu mu yoksa onlara daha hayattayken "İyi ki varım, iyi ki bu ülkede yaşıyorum, iyi ki devletim var" dedirtebilmek mi? 

Türk milleti vatan, bayrak, millet için can verip kan dökmekten, şehit olmaktan elbette çekinmez ama bu fedakarlık bunların yaşaması ve devletin düşmanı, haini yenmesi, yok etmesi içindir. Peki 35 senedir binlerce kişi bu fedakarlığı yapıyor, kimisi doğrudan savaşarak kimisi ise devletin ihmali, görmezden gelmesi, beceriksizliği, hatta maalesef teröristi affetmesi, desteklemesi, devletin kılcal damarlarına sokması yüzünden şehit oluyorsa bunu hiç mi sorgulamayacağız?

Birilerinin, hayatının baharındaki canların, ülkeyi ileri götürecek nesillerin sürekli öldüğü ama terörün bir türlü bitmeyip zaman zaman saraylarda, konutlarda ağırlandığı, yani ölenin zerre değerinin olmadığı, o fedakarlık karşısında devletin ayağa falan kalkamadığı, kurtulamadığı, olsa olsa yıkılışının biraz daha geciktiği bir ülkede yaşıyoruz.

Siyaset bilimciler böyle bir devlete ne derler bilemiyorum. Aptal devlet, mal devlet, acemi devlet, çadır devleti? Bu durumu yaşayan bir Afrika ya da Asya devleti gördüğünüzde nasıl da küçümsediğinizi düşünün, sonra da dönüp Türkiye'ye bakın.

Artık şehitlerin ya böyle genç falan olması ya da şehit sayısının çift haneli rakamlarda olması gerekiyor konuşulması için. Günlerdir televizyonda alt yazıda geçen şehit sayılar var ama kimsenin umrunda değil. 

Aslında insanlara da kızamıyorum. Yahu binlerce şehidin adını aklında nasıl tutar bir insan? Yahut da her gün şehit verilen bu memlekette hepsine içten kahrolarak nasıl yaşar? Vallahi yaşayamaz, kalp hastası olur, kanser olur, yaşam enerjisi kalmaz. Ama kızdığım bir şey var. Ben bu milletin "Ulan A partisinden Z partisine hepinize oy verdik de 35 senedir bir beladan kurtaramadığınız gibi çocuklarımızı da yitirmeye devam ediyoruz. Bunun hesabını verin!" diyememesine kızıyorum.

Tekrar Eren'in şehadetine dönecek olursak, bir terör örgütünün yurdun hiçbir yerinde bulunması normal değildir ama hadi bunu bir kenara koyup doğu ve güneydoğuya zaten fazlasıyla yayıldığını kabul edelim. Peki ya Karadeniz'e bike sızmaya çalışan örgütün engellenememesi, sızdıysa sökülüp atılamaması neyle açıklanacak?

Asker sende, polis sende, para sende, silah sende. E sivilin bile şehit oluyor, daha ne istiyorsun, bu belayı yok etmemenin bahanesi olarak ne sunuyorsun?

Peki Eren'in askere teröristlerin kaldığı yeri göstermesine ne diyelim? Neden 15 yaşında bir çocuk, gönüllü olsa dahi bu tehlikeye atılıyor? Uzman personel, teknolojik aletler, dronelar vs nerede?

Velhasıl aslında çok şey daha söylenebilir ama şunu diyip bitireyim:

İyi ki vardın Eren, keşke devlet de olsaydı, sen de olsaydın. 

Related Posts

Leave Comments