By RAMAZAN AKPINAR on Salı, 31 Mart 2020
Category: Yaşam

BİZ BİZE YETERİZ TÜRKİYEM!

Bir kaç saat önceye kadar çok tedirgindim.

Nasıl tedirgin olmayayım?
#CoronaVirus denen bela bütünDünyayı ve Ülkemizi kasıp kavuruyor!
Bugün tam 37 İnsanımız daha Virüs Belasından öldü!
Sanıyorum bu sayıya, test yapılamadan ya da teşhis konulamadan vefat ettikleri için Ölüm Raporlarına "Pnömoni" yani "Zatürre" diye yazılanlar dahil değildir!
Hepsine Tanrı'dan rahmet diliyorum.

Tabi ki tedirginim.
Aklı başında bütün İnsanlar da tedirgin.
Tam 2 haftadır çoluk çocuk eve kapandık!
Karşımızda görünmeyen, nereden çıkacağı belli olmayan bir Düşman var!
Sadece zorunlu alışverişler için Ben kendimi feda edip evden çıkıyorum!
Ama herkes bizim gibi davranmıyor.
TV'lerde gördüğümüz Meydan ve Sokak manzaraları bir facia!
Düğün yapanlar, Asker uğurlayanlar, Mevlid okutanlar, ..vb.
Bu yüzden de Virüs vakaları ve ölümler hızla artmakta!
Bir kaç gündür toplumun büyük bir kesimi, "Sokağa Çıkma Yasağı" açıklaması beklemekteydiler.

Ama bugün "Biz Bize Yeteriz Türkiyem" Bağış Kampanyası başladı!
Şimdi hem tedirginim hem de şaşkınım!
Şimdi #CoronaVirus düşünsün!

CB 7 Maaşını bağışladı.
Bakanlardan da Maaşlarını bağışlayanlar olmuş.
Küçük ortak da onlardan geri kalmamış.
Tebrik ediyorum.
Bağış güzel bir şey.
Paylaşmaktır,
Bölüşmektir,
Toplumsal Dayanışma'dır,
Ve Bağış günümüzün Zekât'ıdır!
Allah herkesin Bağışlarını Kabul etsin.

Şahsen Benim bütün masraflarımı Devlet karşılasa,
Lojmanlar, Makam Araçları, Aileme ve Bütün Yakınlarıma Sınırsız Sağlık Hizmeti ödemesi,hatta seçmenimle haberleşme masrafları bile Devlet tarafından ödense,
Vallahi de Billahi de 5-10 değil, ömür boyu alacağım bütün maaşlarımı bağışlamaya hazırım!

Söylemesi ayıptır, tabi ki biz de bir sürü İnsan gibi kendi çapımızda, yıllardır çeşitli Kurumlara, Kişilere veya belirli dönemlerde yapılan Kampanyalara Bağışlar yapıyoruz.
İnşallah bir yaraya merhem olmuşsak ne mutlu bize.
Bunları, reklam yapmak için yazmıyorum tabi ki.

Ama yaptığım Bağışlardan bir çoğunda hayal kırıklığına uğradığımı da şimdi bu Kampanya dolayısıyla yeri gelmişken açıklamak istiyorum.
Özelde yaşadıklarım olsa da, birçoğumuzu ilgilendiren Genel olaylar olduğu için yazıyorum.

Bir zamanlar Denizden Fener Çıkardılar, TV'lerde fakir insanlara yardım ediyorlardı, inandım, Bağışlar yaptım!
Ama bir süre sonra Bağışlarımızla bir sürü İnsan haksız Servet sahibi oldu!
En son olarak Alman Savcılarının gönderdiği Dosyaların akıbetinin ne olduğunu ben bile takip edemedim!
Hatırlayanlar olacaktır, Alman Savcıların bir sürü iddialarından birisi de, paranın 1 Milyon Euro'su ile Türkiye'de Gemi alındığı idi!
Ekranlarda Yardım Meleği rolü oynayıp Milleti kandıran Ahlaksız, daha sonra "Evlenme Programları" yapıyordu!

Kızılay'ımız dedim, canımızdı, her yerde ve ürünlerinde "Türk Kızılayı" yazardı, Bağışlar yaptım!
Önce Türk kelimesi kayboldu, sonra da benim Gönlümden kayboldu!
Ve şimdi de Bizim Bağışlarımızla, hiç bir Gönül Bağımız olmayan, Türk'e ve Türkiye Cumhuriyeti'ne alerjisi olan Vakıfları ihya ettiklerini görüyoruz!

Türk Hava Kurumu vardı.
Taa Küçüklüğümde Rahmetli Babamın "Tayyare Alacaklar" diye yaptığı Bağışlardan alışkanlık yapmıştı, Ben de Bağışlar yaptım!
Ta ki 2009 yılında Deniz Feneri, Mehmetçik Vakfı ve LÖSEV ile birlikte adı bir Et Firması ile Kurban Bağışları Yolsuzluğuna karışana dek!
THK halâ da var tabi ki!
Ama maalesef Benim için yok!

Kısacası Dostlarım, hepsinden de Hava'mı aldım!

Bütün bu hayal kırıklıklarıma rağmen, belki de başka bir Bağış Kurumu bulamadığımdan;
Şehit olan bir Mehmetçiğimizin geride kalanlarına 1 kuruş da olsa faydası dokunur anlayışı ile Mehmetçik Vakfına Bağışlarım azalarak da olsa devam etti!
Hatta, daha değişik bir şey söyleyeyim;
Daha uygun fiyat teklifleri verilmesine rağmen bütün Sigorta Poliçelerimi(Kasko, Trafik, Konut, DASK, Sağlık) "Mehmetçik Sigorta" Acentesine taşıdım ve 15 yıldan fazla zamandır orada yaptırmaya devam ediyorum!
Hem de Acente, Askeri Alanda olduğu için içeriye girerken Sivillere yaptıkları 2. Sınıf İnsan Muamelesine rağmen!
Emin olun öyle!
Ama son zamanlarda iyice sinirleniyorum, buna bir son vermeyi düşünmeye başladım!

Aynı anlayışla, yani bir tek Çocuğumuzun Tedavisine 1 kuruş da olsa eklenir de faydam dokunur diye LÖSEV'e Bağışlarıma da devam ettim!
Ta ki 1,5 yıl önce kaybettiğimiz Ağabeyimi memleketten Ankara'da bir Hastaneye getirmek isteyip yer ararken, son bir umutla e-posta ile durumu anlatıp yardım istediğim LÖSEV'den e-postama cevap bile verilmeyinceye kadar!
Çok zoruma gitti ve ilişiğimi tamamen kestim!
Üzülerek de olsa!

Aslında bu yaşadıklarımın ve belki de birçoğunuzun da benzer olayları yaşadığı durumun özeti şudur;

Maalesef ya Ahlaksız insanlar Önemli yerleri eline geçiriyor ya da oralarda yönetime gelenler Para'yı görünce Ahlaksızlaşıyorlar!..

Bu tür olayların, uzun yıllar boyunca Türk Milletinin Yardımlaşma ve Bağış yapma konusundaki davranış biçimlerini değiştirdiğini düşünüyorum.

Kim olursa olsun, Türk Milletinin karakteristik özelliklerinden biri olan Dayanışma Duygularını sömürenlere, Güven Duyguları'nı Hayal Kırıklığı'na dönüştürenlere lanet olsun!

Bir de şunu söyleyeyim; Namuslu İnsanlar Namussuz İnsanlar kadar Para işleri ile uğraşmak istemiyorlar!

Ve şimdi gelelim tekrar bugün başlayan Bağış Kampanyası'na!

"Biz Bize Yeteriz Türkiyem!"

Tabi ki Türk Milleti birbirine yeter!
Bir dilim ekmeğini böler, komşusuna, fakirine verir!
Yeter ki yukarıda açıklamaya çalıştığım durumlarla karşı karşıya kalmasın!
Birlik ve beraberliğini hançerleyen söylemler olmasın!
Ötekileştirilmesin!
Düşünce, Din, Mezhep veya Etnik Ayrımcılık yapılmasın!
Adaletli şekilde yönetilsin!
Yönetenler de Millet gibi yaşasınlar!
..vb.
Bunlara benzer çok şeyler sayabiliriz.
Ancak bunlar olursa zaten Millet olunuyor!

Fakat merak ettiğim bazı konular var.
Neden son yıllarda Bütün Kampanya Hesapları Kamu Bankalarında açılıyor?
Eskiden bu tür olağanüstü durumlarda ya da Afetlerde yapılan Kampanyalarda Özel Bankalarda da hesaplar açılırdı.
Ben şahsen uzun süre önce bütün Kamu Bankaları ile olan ilişkilerimi sonlandırmış bulunuyorum.

Çünkü, adları devamlı olarak Skandal Kredilere, Şirket Kurtarmalara, Uluslararası faaliyetlere ve yargılamalara karışan Bankalara Ben Nasıl Güveneceğim?
Madem ki Bağış işi Gönüllülük temeline dayanıyor, Ben istediğim yere Bağış yapmalıyım.
Haa, diyeceksiniz ki, "Bağışların aktarıldığı nihai yer önemlidir" haklısınız, ama ona bir şey yapamıyoruz!

Anlayamadığım diğer bir konu da, Bizlere yıllardır;
Devletimizin Ekonomik Durumunun çok iyi olduğu,
Kişi Başına Düşen Milli Gelirimizin arttığı(Ben hissedemedim ama!),
Dünyanın ekonomileri güçlü ülkeleri arasında basamaklar atladığımız,
IMF'ye 5 Milyar Dolar Borç verdiğimiz,
Dünyanın en büyük Hava Alanlarını, Köprülerini, Yollarını yaptığımız,
Köln'e 1500 kişilik Cami yaptığımız,
Çamlıca'ya 60 bin kişilik Cami yaptığımız,
Cibuti'ye, Şili'ye Cami yaptığımız,
..vb.
Bunlar yüzünden Avrupa'nın hatta bütün Dünya Ülkelerinin bizi kıskandığı, gibi bir sürü şeyler söylenip durulurken,
Şimdi Biz bu Bağışları biz neden yapıyoruz?

Herkes bu kadar Güçlü Devletimizden, Virüsün yayılmasını önlemek için "Sokağa Çıkma Yasağı Kararı" ve tabi ki buna bağlı olarak da yasak süresince evde kalan tüm vatandaşların en azından Yaşamsal Giderlerini karşılamasını beklerken bu Bağış Kampanyası nereden çıktı?

Şaşırdım doğrusu!

Bu Kampanyanın bir süresi var mıdır?
Hedeflenen Meblağ nedir?
Virüsle mücadele kapsamında hangi amaçlarla kullanılacaktır?
Nerelere ne kadar bir harcama gerekmektedir?
Mesela, Kampanya devam ederken, bir Banka, toplanan paradan bir kısmını, batmak üzere olan bir şirketi kurtarmak amacıyla satın almak için kullanabilir mi?
Birilerine Kredi Verebilir mi?
Toplanan Paranın harcama yetkisi kime, hangi Kuruma ait olacaktır ve topluma bilgi verilecek midir?
Çünkü bugüne kadarki Kampanyaların akıbetini pek bilemedik!
..vb.
Bir sürü soru geliyor aklıma.

Günlerdir ardı ardına Destek Paketleri açıklayan Kamu Bankalarının, bu paraları nereden bulduklarını ya da bulacaklarını da merak ediyorum!

Neyse!
Ben izin istiyorum!

Kafamdaki bu deli sorularla yazımı sonlandırıp, biraz daha düşüneyim bu konuları!
Cevaplarını bulursam size de söylerim.

Sağlıkla kalınız.
Tanrı yardımcımız olsun.

30.03.2020 - Ramazan Akpınar

Related Posts

Leave Comments