By Bülent Yılmaz on Cumartesi, 15 Mayıs 2021
Category: Siyaset

YAHUDİ DÜŞMANLIĞI VE FİLİSTİN EMPATİSİ ÜZERİNE...

Değerli dostlar her gün yoğun bir islamcı propaganda altında düşüncelerimiz şekillendiriliyor. İsrail Filistin savaşı hakkında islamcıların hiçbir zaman söylemediği bazı şeyleri belirtmekte fayda var.

Ne Araplara ne de Yahudilere karşı bir sempatim yok ancak adalet duygum nedeniyle ekranlarda hiç duymadığınız bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.

Bugün İsrailde yaşayan ve acımasızlıkları karşısında şaşırdığınız Yahudi nüfusun çok önemli bir kısmı bir şekilde Arap ülkelerinden tüm mal varlığını geride bırakarak kaçan insanlardan oluşuyor. Bu insanların Arap ülkelerinde bırakıp kaçtıkları arazilerin toplam yüzölçümünün 100 bin km2 ile bugünkü İsrailin Dört katı büyüklükte, maddi değerinin ise 300 milyar dolar civarında olduğu söyleniyor.

Sadece Arap ülkelerinden geçtiğimiz yüzyıl başında başlayan ve İsrailin kurulmasıyla zirve yapan sürgün nedeniyle toplamda 1 milyon Yahudi binlerce yıllık vatanlarından edildi. Bu insanlar ya doğrudan devlet kararıyla kovuldular ya da üzerlerinde kurulan baskı nedeniyle yerlerini yurtlarını bırakıp İsraile göç etmek zorunda kaldılar.

Geçen yüzyılın başından itibaren bir milyonluk kitle Arapların düşmanlıklarıyla İsraile göç etmek zorunda kalmasaydı bugün İsrail belkide birkaç milyonluk zayıf bir ülke olarak sergilediği yayılmayı hayal dahi edemeyecekti. Arapların bu canavarı kendi elleriyle yarattığını öne sürmek yanlış olmayacaktır.

Edirne'ye gidenler oradaki devasa Sinagogu görmüştür. Bir zamanlar büyük bir Yahudi nüfusa ev sahipliği yapan Edirnede bugün Yahudi yok. Tıpkı bu örnekte görüldüğü üzere Arap ülkelerinden sürülen 1 milyon Yahudi dışında Arap olmayan islam ülkelerinden de ciddi sayıda Yahudi binlerce yıllık vatanlarını terketmek zorunda kaldılar.

Bugün Yahudilerin gidecekleri bir başka vatanları yok. Arapların ise dünyada tam 23 devleti var. Arap ülkelerinin toplam yüzölçümü 13 milyon 868 bin km2. Buna karşın islamcı propaganda Arapların mağduriyetlerinden dem vururken Yahudilerin çaresizliği hakkında hiçbir şey söylemiyor.

2. Dünya savaşında dünyadaki tüm Yahudi nüfusun 1/3 ünden fazlasının yok edildiğini, Avrupada kalanların büyük oranda İsrail'e göç ettiğini, Arap ve müslüman ülkelerden kaçanlarla birlikte neredeyse tüm İsrail nüfusunun geçmişinde bir katliam ya da sürgün hikayesi olduğunu bilmek bugün yaşananları anlamak için son derece önemlidir. Üstelik bu insanların Araplar gibi gidecek bir başka ülkeleri de yok. Amerika gibi ülkelerde ciddi sayıda Yahudi olsa bile bu ülkeler Yahudi devleti değil. Üstelik buralarda dahi ayrımcılıkla karşılaşabiliyorlar.

Tarih boyunca Türkler olarak bu insanlarla aramızda pek bir sorun yaşamadık. İspanyadan kovulduklarında onlara sahip çıktık ve Yahudilerin dünyada minnet duyduğu az sayıda milletten birisiyiz. Bu minneti beş on yıl öncesine kadar İsraili ziyaret eden her Türk kendi kulaklarıyla Yahudilerden duyuyordu. Ancak son 20 yılda ülkemizi esir alan islamcı propaganda nedeniyle Yahudilere düşmanlık toplumun her kesimine sistemli şekilde pompalanıyor.

Ezici nüfus ve ekonomik avantajlarına rağmen İsrail ile yaptıkları dört savaşı da kaybedip rezil olan Arap dünyasının kompleksleri ve öfkesi islamcılık üzerinden doğrudan Türk milletine empoze ediliyor. Bu ithal öfke ve nefret, tarihi zaferlerle dolu Türk milletinin gerçekleriyle çelişiyor. Ülkemizi esir alan dinci hamaset nedeniyle olayları objektif şekilde değerlendirme yeteneğimizi kaybettik. Bize minnettar bir ulusu kendimize düşman ederken şaşkın şekilde birçok Arap ülkesinin İsraille ilişkilerini normalleştirdiğini izliyoruz.

Devletlerin inançları değil çıkarları olur. İsraile milli çıkarlarımız gerektiriyorsa düşman olalım. Ancak bu düşmanlık milli çıkarlarımızın rasyonel çözümlemesi sonucu ortaya çıkacak bir gereklilik ise değerlendirmeye alınabilir. Aksi halde yenilmiş Arap milletinin hezeyanlarını ihraç edilerek ülkemizi gerekçesiz bir düşmanlığın mağduru yapmaya kimsenin hakkı yoktur.

Bugün ülkemiz iktidarın sistemli şekilde topluma empoze ettiği dinci hamasi söylemlerle irrasyonel bir düşmanlığa savrulmuş durumdadır. Güneydoğuda hendek olaylarına müdahale eden polis ve askerlerimizin görüntüleri Avrupada çocuk katilleri diye sunuluyor ve Avrupa kamuoyu Türklerin Kürtleri soykırıma maruz bıraktığını yazıyordu. Bu haberlerin kamuoyunu tek taraflı yönlendirmek için yapıldığı açıktı. Şimdi benzer şeyleri islamcı iktidarımız İsrail hakkında yapıyor. Gelen haberler tek taraflı ve subjektif.

Meseleye milli çıkarlar üzerinden bakan herkes ekranlara yansıyan görüntülerin ötesini görmek ve anlamak zorundadır. Empati yapılacaksa Yahudilerin de ne yaşadığını, ne hissettiğini anlamak zorundayız. Aksi halde ne milliyiz söylemleri ne de "insaniyet namına" sürdürülen Arapçı hamasetin ülkemize ve milletimize faydası olmayacaktır.

Related Posts

Leave Comments