By Serhat Kahraman on Çarşamba, 21 Şubat 2018
Category: Siyaset

MİLLÎ REFLEKS

Millî Refleks; iç ve dış tehditlerin bertaraf edilmesi açısından çok önemli bir konudur.

Millî Refleks; iç ve dış tehditlerin baş gösterdiği durumlarda derhal devreye girer ve gerekli olan tepkiyi, tavrı ortaya kor. 

Konu; mensubu olmakla şeref duyduğumuz Türk Milleti açısından diğer milletlere nazaran biraz daha farklıdır. Bu fark; "kolay kolay karar değiştirmeyen" özelliği ile tanınmış millet fertlerinin olaylara karşı "kaygısız" görünmesine bile sebep olabiliyor… Bu "kaygısız" ve "umursamaz" duruş, vahim sonuçlara zaman zaman gebe olmakta, telafisi mümkün ve fakat sarılması zaman alacak yaralara sebebiyet vermektedir. Zira bu duruş sebebiyle; iç ve dış mihraklar gemi azıya almakta, iyiden iyiye cüret çıtalarını yükseltmektedirler. Sıkıntı da aslında tam bu görüntüden kaynaklanmaktadır zaten…

Siyaset "inatlaştırmamayı" da beraberinde getirmelidir! Siyaset, birebir temas ile ancak gerçek başarıya ulaşabilir… Kolay kolay karar değiştirmeyen, inatlaşan veya çeşitli sebeplerden dolayı inatlaştırılan millet fertleriyle bizim cenahın anlaşması o kadar da zor değildir! Falan cenahın toplum mühendisleri var ise, bizimkilerin de İmân kaleleri vardır. İmân kalelerinin, şartlardan ve olaylardan vazife çıkartacağını zamanla herkes görecektir…

Bu "kaygısız" ve "umursamaz" duruşun altında, aslında iradesinin yansıması olan Türk Devleti'ne güven ve sadakat bulunmaktadır. Türk Milleti; geleneklerine bağlı, milli harsı ön plâna almış bir millet olarak tarihte nam yapmıştır… Bu sadakat doğru ve asil, Türk Harsına da, Türk Töresine de yakışır bir tavırdır. Fakat bu asil ve dik duruşu "ben de sizdenim" demek suretiyle araya sızıntı yapanlar tam tersine yani kötüye kullanmakta; bu bağlılıktan ters manada nemalanmakta, millet fertlerine gün be gün zarar verilmekte, Türkiye göz göre göre ateşe atılmaktadır!

Mekanizmanın kendisine ait olduğunun şuurunda olan millet fertleri, demokrasi vesilesiyle o mekanizmaya oturan makam sahiplerinin içine de sızıntı olabileceğini tedbiren hiç aklından çıkarmamalıydı!... Araç senin, yolcular senden olsa da; şoför ve araç komutanı senden olmadıktan gayrı uçuruma sürüklenmeyeceğini kim garanti edebilir? Sızıntıları daima hesaba katarak hareket etmekte fayda var!

30 küsür senelik sinsi plânın 10 senelik uygulama devresinde, hiç şüphe yok ki; Millî refleks müthiş bir darbe almıştır. 10 senede; yabancı milletlere peşkeş çekilen; arsalar, iş yerleri, fabrikalar (vs.) ve hükümetin özelleştirme adı altında devletten kopardığı devlet müesseseleri… 10 senede; İslâm' a ve Türklüğe karşı müthiş bir saldırı… Şehid Türklerin, Gazi Türklerin mücadeleleriyle, dolayısıyla Türk Milleti'nin teröre karşı göstermiş olduğu dik ve asil duruşla alay edilmesi…

Müslüman Türk'e saldırıların; en çok "fitnevizyonlar" aracılığıyla yapıldığı gerçeğinin görmezden gelinmesi… Beyinlere enjekte edilen "lolipop" programlarıyla beyinlerde uyuşukluğa sebebiyet verilmesi ve tepkisiz bir toplum oluşturulması.

Bunlar işin hülasasıdır…

10 senelik saldırı devresindeki savunmasız duruşa bir son vermek gerekmektedir. Bunun üstesinden gelmenin tek yolu ise, kasten zayıflatılmış Millî refleksi bir an evvel eski gücüne getirebilmekten geçer.

Millî hassasiyetlerden uzaklaştırılan millet ferdlerinden Millî refleks beklemek ile Millî hassasiyetlerden koparılan millet ferdlerinden Millî refleks beklemek arasında çok ince bir çizgi vardır. Koparılmışlıkta "tükenmişlik", uzaklaştırılmışlıkta kesinlikle "ümid" vardır. Biz bu ümidin derdine düşmek, maziden atiye giden yolda sağlam köprüler kurabilmek, Türk Milleti'ne yönelmiş sinsi plân veya plânları bozabilmek adına; velhasılıkelam, hak ve hakikat uğruna üstümüze düşen vazife ne ise yapmakla mükellefiz!

Millî refleksin uyandırılması, silkelenip kendine getirilmesi için büyük bir nümayiş bizi beklemektedir.

Büyük nümayiş kısa mesafeli olmamalı, mevki ve makamı ne olursa olsun nümayişe destek veren herkesin katılımı sağlanmalıdır. Nümayişin başlangıcından sonuna kadar her yerinde iç ve dış mihraklara ikaz çekilmelidir. Bu ilk güçlü ikaz ile mutlaka bazı cenahlar kendilerine çeki düzen verme ihtiyacı hissedecek, tabir-i caizse "geri vites"e yöneleceklerdir.

Millî refleks; üç beş müptezelin "ekşi sözlük" adlı siteye yazdığı "düşünmeden yapılan hareketler silsilesi" olmadığı gibi, belirli bir insan topluluğunun "fiziki şiddete" varan hareketlerine taktıkları kulp hiç değildir.

Millî refleks; Türk Milleti'nin mukaddesatlarına karşı saldırıya geçmiş düşmanın önünü kesmek adına alınan tedbirlerin ve tedbirler sonrası gelen tepkinin adıdır.

Millî refleks; her manada Türk'ü ve onun mukaddesatlarını (bayrak, dil, din vs.) koruyan, düşmanın beklemediği, düşmana karşı girişilen ani hareketlerdir.

Türk'ün Millî refleksinden rahatsız olanlar; ya alenen Türk'e düşmanlık edenlerdir ya da "bende sizdenim" demek suretiyle Türk'ün arasına sızmış çaşıtlardır!... Bizden söylemesi…

Sızıntıların tespiti halinde gereğinin yapılması ve Millî refleksin eski gücüne kavuşturulması, Şehid Türk'lerin ve Gazi Türk'lerin intikamının alınması için baş şartlardandır.

Türkiye, Türk'e ait yer demekse (ki öyle demektir); her Türk ellerinin arasına başını alıp son 10 yılın iyi bir muhasebesini yapmalıdır. Ne yaptım, ne yapıyorum, ne yapabilirim? suallerine cevap arayıp, harekete geçmenin tam zamanıdır.

Büyük nümayiş talebimizde sabitiz… Orada buluşmak üzre.

Tanrı, Türk'ü korusun.

Serhat KAHRAMAN / 16 Ocak 2013 

Related Posts

Leave Comments