By Yahya HOÇUR on Cuma, 18 Şubat 2022
Category: Siyaset

BU DA GEÇÇEK

Zil zurna sarhoş bir adam, kızıl meydanda elinde yarıyı geçmiş bir votka şişesiyle sallana sallana yürüyor ve "Diktatöre ölüm, kahrolsun kanlı diktatör" şeklinde nara atıyorken durumdan vazife çıkaran iki komünist parti yandaşı sille-tokat dalmış.

Gece sabaha kadar, "Bugün hangi halkı sürgün etsem, hangisinin erkeklerini çalışma kampına göndersem, kimleri Sibirya dağlarına sürsem, hangi köyün ürünlerine el koysam, hangi siyasi rakibime iftira atıp infaz ettirsem, aç vatandaşı avutmak için ne yalanlar sıksam" şeklinde plan yaparken pencere kenarında uykuya dalmış olan Jozef Stalin, duyduğu gürültüler sebebiyle yerinden fırlayarak pencereyi açıp sokağa doğru, "N'oluyor amk? Bi uyutmadınız, ülkeyi gece gündüz dünyanın süper gücü yapmak için çalışıyorum, size rahat batmış sokakta gürültü yapıyorsunuz" diye bağırır.

***

Sarhoşun ağzını- burnunu dağıtmakla meşgul olan ve bunun Stalin tarafından duyulmasına içten içe sevinerek taltif bekleyen yandaşlar, "Ama efendim bu sarhoş size 'diktatöre ölüm, kahrolsun kanlı diktatör' diyerek hakaret ediyordu onun için dövdük" derler.

"Getirin lan şu haini!" diye bağırır Stalin. Proleterya düşmanının cezasını bizzat kendi elleriyle verecektir.

İki dakika içinde hepsi gaddarlığın ve zalimliğin zirve ismi Stalin'in karşısında hazır ola geçmişler.

Hışımla kaşlarını çatan Stalin sarhoşa dönerek, "Söyle bakalım, bana niçin diktatör diye hakaret ettin?" diye kükrer.

İçtiği votka ve yediği bir araba dayağın etkisiyle yıkılmamak için bütün gücünü kullanan sarhoş, "Efendim, ben Hitler'e hakaret ettim. Ama yandaşlarınız hiç sorgulamadan sizin üzerinize alınarak bana saldırdılar" der. Adamın halini gören zulmün efendisi Stalin, her nasılsa vicdana gelir ve adamı bağışlar.

Ama bu kez sarhoş adamı döven ve karşılığında içten içe bir ödül bekleyen iki yandaşının yakalarından sertçe tutarak, "Deyin hele yoldaşlar, birisi diktatör dediğinde, sevimsiz ve kötü bilinen kelimeler sarf ettiğinde niçin aklınıza ben geliyorum?" Diye sorar…

***

Tavrını, tarzını, müziğini pek sevmediğim ve dinlemediğim ama buna rağmen yine de oldukça ünlü olan şarkıcı Tarkan, "geççek" adlı yeni bir şarkı yapmış. Söz konusu şarkı duyulur duyulmaz Tarkan, Akp yandaşı kitleler tarafından liderlerinin ve partilerinin hedef gösterildiği iddia edilerek sorgusuz yargısız infaz edildi.

(Sezen Aksu şarkısında olduğu gibi üç yıl beklememiş olmaları takdire şayan)

***

Taltif bekleyen yandaşları bir adet Tarkan infazı kesmemiş olmalı ki, Tarkan ve "geççek" şarkısı üzerinden muhalif partilere de sövüyor, kendilerinden taraf olmadığını düşündükleri herkesi öteki taraftan sayıp dayak atmaya çalışıyorlar.

E, işin ucunda üç-beş yerden makam ve dolgun maaş almak olunca…

***

Ne yalan söyleyeyim; mezhebim geniş olsa ve bizim "yetim Hakkı" iki dakikada bir aklıma gelmese ben bile fırsat bu fırsat deyip kafa-kol dalarım…

***

Elbette kimse sormayacak, o sebeple ben sormuş olayım: "Deyin hele ümmetdaşlar; içinde olumsuz bir cümle ve toplumda sevilmeyen bir tabir geçen şiir, şarkı veya konuşma duyduğunuzda niçin aklınıza hep aynı kişiler geliyor? Bildiğiniz, gördüğünüz, imece olduğunuz bir şey mi var?"

"Kendinizden bir şüpheniz yoksa, ayranınız ekşi değilse, sütten çıkmış ak kaşıksanız niye gocunuyorsunuz?

Ayrıca, "Birisi sizden taraf değil diye ille karşı taraftan olduğu sonucuna nasıl bir matematikle ulaşıyorsunuz? Ay'a yapacağınız dört şeritli yolun hesabını o matematikle nasıl tutturacaksınız?"

Meselâ ben, aptalca bir konu ile karşılaştığımda kendimden bile taraf olmuyorum; uzay mekiği işi yatacak mı şimdi?

Bugün hava bulutlu, ördek nerede?

***

Neyse bu da "geççek" Ya Hu!

18.02.2022

Related Posts

Leave Comments