Baştan söyleyeyim uzun bir yazı olacak ve facebook "Devamını Gör?"meyi merak edip etmediğini soracak. Ama sen devamını görme, merak edip de okuma lütfen. Çünkü aksini senden ne zaman beklesem hayal kırıkları semtinde eski hüsranlarımı ziyarete gidiyorum.Okuma lütfen veya okuyacağın her ne ise filmini çekmişler mi ona bak. Bulamazsan da üzülme çünkü okumadığın her satır yaşadığın bir ân'ı...
Ne güzel söylemiş Wang Chung: "Edebiyat, anlaması kolay yazması zor olmalıdır; anlaması zor yazması kolay değil." Yılmaz Özdil bu tarife birebir uyuyor."Mustafa Kemal" kitabının kolay anlaşılır olması o kitabın kaliteli olduğunu gösterir, kalitesiz olduğunu değil.Şiirle ilgilendiğimi beni takip edenler bilir. Size şiirden örnek vereyim."Çocuklar inanın çocuklarGüzel günler göreceğ...
Yılmaz Özdil'in 2500 TL'ye satılan "Mustafa Kemal" kitabının özel basımı dün saat 9'u 5 geçe satışa çıktıktan sonra 4 saat içinde tamamı satıldı. Bu bir yazar için büyük başarıdır kendisini tebrik ederim. Ancak bu büyük başarısından sonra kendisini eleştirenlere öyle bir cevap verdi ki deyim yerindeyse her şeyi tarumar etti. Yılmaz Özdil, kitabının özel basımının fiyatını eleş...
Yılmaz Özdil'in Mustafa Kemal kitabının özel basımının 2500 TL ye satılacağının açıklanmasından sonra toplumun bir kesimi ''Bu Atatürk tüccarlığıdır'' derken diğer kesim ''Olabilir. İsteyen almasın'' dedi. Şahsi fikrim Atatürk hakkında yazılan bir kitabın 2500 TL ye satılarak Atatürk'ün ticari malzeme yapılmamasıdır. Eğer Atatürk hakkında bir koleksiyon kitabı basılacaksa Yılmaz Özdil'in...
Dün Fazıl Say, bugün Yılmaz Özdil, bakalım yarın muhalifler tarafından, hangi tanınmış muhalif linç edilecek. Bir muhalefet düşünün ki, Türkiye'nin en çok okunan köşe yazarı ellerinde ve hepsi onu linç etmek için hazırda bekliyor! Ben çok şaşırdım, gerçekten hazırda bekliyorlarmış. Neymiş efendim "Adam çok para kazanmış!" Bana ne bundan? Hem ne güzel işte yandaş ga...
"Dünyada iki tür nitelik vardır: verimlilik ve verimsizlik…
George Bernard SHAW
Ve iki tür insan vardır: verimli ve verimsiz…"
İnsan doğası gereği hayat bulduğu yeri ve zamanla da ötesini hep merak edegelmiştir. Evrende neler olup bittiğini, bunların içerdiği olayların ne olduğunu bilmek ve anlamak istemiştir. Sıradan insan, doğası gereği günlük yaşamını idame ettirecek ölçüde bilme ve anlama isteği içindedir. Bu faaliyet, çevresel ve içsel olabilir. Ancak insan, eğer bütün bunların üzerine bir de belirli konuların belirli amaçlara yönelik olarak uygun yöntemlerle sistematik şekilde ele alırsa ortaya faklı disiplinler çıkar. Bu amaca hizmet eden disiplinlerin tümüne kısa yoldan "(pozitif) bilim" denilebilir ve bilime ait disiplinlerin temelinde bir felsefe bulunmaktadır.
Bu kitapta acaba nelerden söz ediliyor diye merak edenler için... Kitabın "Söz Başı" bölümü de
http://bilimdili.com/toplum/aptallar-ve-diktatorler/
bağlantısından okunabilir.
"Bütün varlığını dünyaya ilan etmeden yaşamanın seni sınırlayacağını düşünüyorsun, biliyorum. Yalnızca insanlara gösterilebilir şeyler yaşamaya çalışıyorsun artık; kendin için değil başkaları için yaşıyorsun tecrübelerini. Yalnız olmaktan korktuğunu biliyorum. Ama bu acınacak hâlimizi değiştirmiyor: Sonuçta hep yalnızız; ve daha önemlisi, asla yalnız değiliz." Bu paragraf, Dost A.Ş.'nin ...
Herşeyden önce bir merhaba demek istiyorum, öyle ki uzun zamandır yazmıyor hatta siyaset koşturmacasından okumuyordum da ...
24 Haziran sonrası okumaya verdim kendimi, yazmak için bir fırsat kolluyordum ki Oğuzhan Saygılı hocam Ahmet Turan Tiryaki beğin 'Güvercinköy' adlı kitabını değerlendirme yazısı karşılığında hediye edince işte dedim yazmak için bir fırsat. Bu fırsattan laf açılmışken Oğuzhan hoca ve arkadaşları TÜRKAV GAZİANTEP adına Facebook üzerinden her hafta kitap bağışı yapıyor. İyi bir istatistik ve özenle yaptıkları bu muazzam işi takip etmenizi öneririm... https://www.facebook.com/GaziantepTURKAV/posts/2274333456129537
...
Güvercinköy'ü okurken her hikaye de hikayenin kendisi oluyordum. Regrette Rien'ı okurken Paris'te içilen çayın ortağı, şarkının hikayesinin dertdaşı oldum.
...
Cemil beyin, Saide hanıma:
"Saide,sana biraz tanbur çalayım mı ? "