Veya olumsuz bir şeyin başarı hikâyesi gibi anlatılma becerisi...

Ekonomi yönetimi, önceki gün 2018 yılının son çeyreğinde eksi büyüme gösteren ekonominin, 2019'un ilk çeyreğinde de eksi büyüdüğünü açıkladı.

Cumhurbaşkanımız da bu büyük başarıyı, "Ne yazık ki, bir sebeple yılın dördüncü çeyreğinde bir eksi büyüme oldu" şeklinde müjdeleyerek gönülleri bir kez daha fethetti. İstanbul Küçükçekmece'de konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dördüncü çeyrekte yüzde 3 küçülerek yüzde 2,6 olarak gerçekleşen büyüme rakamlarına ilişkin olarak, "Devamlılığı, bu istikrarı sürdürüyoruz, sürdüreceğiz" dedi. Erdoğan, konuşmasının devamında, "Tabii bir sebeple yılın 4. çeyreğinde ne yazık ki bir eksi büyüme oldu ama ortalama 2,6" diye konuştu.

***

En yerli ve milli ağızdan gelen "Eksi büyüdük" haberi ve "Bu devamlılığı, bu istikrarı sürdürüyoruz, sürdüreceğiz" müjdesi ile mutluluğa gark olan ahali, ekonomi terimleri sözlüğüne ilk defa bu hükümet tarafından kazandırılan bu çok önemli "Eksi büyüme" tabirini daha yakından öğrenip vatan haini CehaPe'ye posta koymak için googla'a yüklenince sosyal medya felç geçirdi.

***

Bir sebeple dünya genelinde arızaya bağlayan sosyal medya yüzünden sudan çıkmış balığa dönünce, bağımlılığı ve acil tedaviye ihtiyacı olduğu bir kere daha ortaya çıkan yurdum insanından garip garip sözler yükselmeye başladı.

Kimisi, "Eksi büyümek, içine z.çmak gibi bir şeydir" demeye başladı. Kimisi, "Soğukta içeri çekilip büzüşen, ıslanınca çekilip küçülen bir şey gibidir" diye konuşmaya başladı.

Kimisi, "Bu sene eksi büyüyen gelecek sene bölü büyür. Bu gidişat iyi değil efendiler" derken kimisi, "Bu duruma sevinen kendi takımının yediği gole sevinen dalgın topçu gibidir" dedi.

Kimisi de, "Süleyman Şah'ın türbesini alıp topukları arkalarına vura vura kaçmayı da kahramanlık destanı gibi anlattılar " filan türünden homurdanmaya başlamıştı ki, birlik-beraberliğe en çok ihtiyacımızın olduğu günlerde konuya müdahale etmeyi bir görev bildim…

Çünkü baktım ki, sosyal medyası çökünce hayat damarlarından en önemlisi kopmuş olan halkımızda, bütün kafalar karışık. Şimdi bu yurdum insanı, eksi büyümenin ne demek olduğunu Konyalı bilim adamları veya Ankara'nın film adamlarından beklese, dereye su gelmesini bekleyen kurbağadan beter olacak.

***

İş başa düştü…

Öyle ya, tam da dış mihraklara ve onların yerli uzantılarına sandıkta Osmanlı yeni bir tokadı vurmaya hazırlandığımız bir dönemde, üstelik ismi beş harften oluşanları sigaya çekmeyi planlarken mevzuya el koymalıydım.

Koydum…

Çünkü bu iş, gönül işi…

***

Efendim, eksi büyüme öyle güzel, öyle lezzetli bir şeydir ki, cüzdanda bulunmaz; ceplerde tutulmaz. Elini cebine attığında tuttuğun bir şey varsa bil ki, o başka bir şeydir…

Ya da bu yazının üstüne eklediğim bir fotoğraf var.

İşte, "Eksi büyüme" tam da budur…

***

Hâlâ anlayamayan varsa bir de şöyle anlatayım:

Vaktiyle iki arkadaş varmış. Hayat şartları bunları başka başka şehirlere göç etmek zorunda bırakmış. Ve tabi aradan yıllar geçmiş. Derken bu iki eski arkadaş bir gün karşılaşmışlar. Hal hatır sorduktan sonra biri diğerine, "Senin bir kızın vardı, ne oldu, okudu mu, şimdi ne yapıyor?" diye sormuş.

Adam: Kızım önce küçük bir şirkette işe girdi. Şefi hemen değerini kavradı, maaşını artırdı. Sonra müdürü açıktan pirim verip yardımcısı yaptı. Daha sonra patronunun da gözüne girmeyi başardı, öyle ki patron onu kendi yanına aldı. Yurt içi-yurt dışı gezilerine götürdü ve çalışmasından o kadar memnun kaldı ki, maaşını yükseltti, üstüne lüks bir araba hediye etti. Sonra başka bir şirket sahibi, benim kızı çok daha yüksek bir maaşla kendi firmasına transfer etti. Boğaza nazır bir de ev hediye etti. Sonra daha fazla yorulsun istemedi, artık işleri evden yürütüyor benim kız."

Sonra dönüp aynı soruyu o diğerine sormuş: "Eee, senin kızın ne yapıyor?"

Adamcağız da şaşkınlık içinde, "Benim kızım da kötü yola düştü, ama ben senin kadar güzel anlatamıyorum" diye cevap vermiş.

***

Evet, dostlar, iktidardaki yerli ve milli arkadaşların anlattığı "Eksi Büyüme" böyle bir şey ama öyle güzel anlatıyorlar ki, tadından yenmiyor.

Çünkü bunlardan başka kimse böyle güzel anlatamaz...

16.03.2019