Devletin gücünü arkasına alan zalim Bolu Beyi'ne karşı direnen ve "Tüfek icat oldu mertlik bozuldu" diyen Köroğlu günümüzde yaşasa, "Trollük çıktı mertlik bozuldu" şeklinde okkalı bir söz daha söylerdi...

Devletin gücünü arkasına alan zalim Bolu Beyi'ne karşı direnen ve "Tüfek icat oldu mertlik bozuldu" diyen Köroğlu günümüzde yaşasa, "Trollük icat oldu mertlik bozuldu" şeklinde okkalı bir söz daha söylerdi...

Troller ve trollük konusunda yazılabilecek o kadar çok mevzu var ki yazmaya ömür yetmez. O yüzden şimdilik sadece son yıllarda Ekrem İmamoğlu'na sataşmak için kullanılan, "Makarios Heykeli"ni yazacağım.

Öncelikle bir kere daha hatırlatmak isterim ki, bu satırların yazarı CHP'li değildir, olmamıştır, olmaz da. Haliyle Ekrem İmamoğlu'cu da değildir. Zaten bir Türkiye klasiği olan futbol takımı tutar gibi parti tutmayı da saçma bulur, insan aklına hakaret ve ülkenin ilerlemesine engel olarak görür. Türk Milliyetçiliğini şiar edinen ve iradesini hiçbir politikacı veya politik yapının emrine vermeyi kabul etmeyen bu satırların yazarının gayesi, her ne şart altında olursa olsun, doğrunun ve doğruluğun savunucusu olmak; "Hakkı tutup kaldırmak" tır. Ülkemiz şartlarında zor olsa da gerçeğe ulaşmaktır…

Ekrem İmamoğlu'nun devlet ve millet aleyhine yapacağı yanlış uygulamaları olursa elbette şiddetle eleştireceğiz. Titreyip doğruya dönmesi için sesimiz yükselteceğiz. Bu bütün vatanseverlerin ve aydın namusuna sahip herkesin boynunun borcudur. Yine söz konusu heykel daha doğrusu,"Kıbrıs  Zafer Anıtı" konusunda hakkını teslim etmek de aydın namusuna sahip olan herkesin boynunun borcudur.

Günümüzün İBB Başkanı olan Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye başkanı olduğu dönemde diktiği bu anıt üzerinden sağ politik zihniyet tarafından maalesef çirkin bir iftiraya uğramış, belediye başkanı olduğu ilçeye Rumların Kıbrıs'taki lideri Makarios'un heykelini diktiği iddia edilerek yargısız infaza tabi tutulmuştur.

İktidar gücünü arkasına alarak yalan habercilik ve bu yolla insanlara zulüm etmekte sınır tanımayarak zalim Bolu Beyi'ne rahmet okutan havuz medyasına, Türkiye'nin her yerinden katılan binlerce maaşlı ve gönüllü trolün, hiç görmedikleri bir heykel için ülkeyi ayağa kaldırdığı dönemleri yaşadık. Malum medyanın aslında Kıbrıs sorununun tarihi serencamını ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu anlatan anıtın diğer kısımlarını sansürleyip sadece Makarios'lu bölümünü göstererek yalan haber üreterek seksen milyonun algısıyla nasıl oynadığını ve sağ ama bir o kadar da sığ politikacıların bu yalanı nasıl tepe tepe kullandığını gördük…

Bu hengâmeden vazife çıkaran ve kendini ülkücü sanan bir avuç eğitimsiz ve bilgisiz çocuğun bu anıtı tahrip edişine de şahit olduk. Öyle ki, o cahil çocuklar Makarios'un yanında oturan Dr. Fazıl Küçük'ün görüntüsünü de tahrip ettiler...

Yeni kuşak ülkücü(!) kardeşlerimiz bilmez fakat yetmişli yılların ülkücüleri çok iyi bilir; İmamoğlu'nun ailesi, merkez sağ siyasetten gelir ve MHP'ye de büyük katkıları olmuştur. Yine İlginçtir ki, Ekrem İmamoğlu CHP'de siyasete başladığında klasik CHP'liler tarafından sağcı, MHP'li hatta AKP'li olmakla bile suçlanmış ve soğuk davranılmıştır.

Efendim yazı konumuz olan anıt bir kompozisyondur. Hem bir dönemi anlatan hem de sanat değeri taşıyan güzel bir kompozisyon…

Anıtın ortasına gelecek şekilde ve biraz önde, TMT'deki kod adı "Toros"a uygun dağ gibi heybetli bir Denktaş heykeli yükseliyor. Denktaş'a fon olacak ve fonun ortasındaki boşluk alan Kıbrıs adasının görüntüsünü sağlayacak şekilde bir birine çapraz duran iki parçalı duvar yapılmış. Denktaş'ın sağ yanında kalan duvara Kıbrıs'a giren kahraman Mehmetçiklerimiz resmedilmiş ve kenarına merhumun, "Benim İki Bayrağım Var" şiiri yazılmış. Sol yanındaki duvarda ise, BM'de Dr. Fazıl Küçük ve Makarios tarafından 1960 Londra anlaşması imzalanırken çekilen fotoğraf işlenmiş(Bu fotoğraf yakın döneme kadar bütün okul kitaplarımızda vardı). 

İşte anıtın malum zihniyet tarafından, "Makarios Heykeli" denilerek tartışma ve iftira konusu yapılan bu kısmındaki söz konusu rölyefe de eklenen merhum Denktaş, daha heybetli ve kendinden emin bir şekilde yumruğunu masaya vururken Makarios daha durgun ve ezik olarak betimlenmiştir…

Ayrıca anıtın yerleştirildiği alanın etrafındaki panolarda, Kıbrıs sorununun tarihçesi ve Rumların yaptığı zalimlikler, o dönemlerde çekilmiş fotoğraflar eşliğinde okuma-yazma bilen herkesin anlayabileceği şekilde kısa notlar halinde yazılmıştır.

Sanattan, heykelden anlamayan ve söz konusu anıtın görsel anlatımını çözme yetisi olmayanların, sadece bu panolardaki yazıları okuması bile söz konusu anıtın bir, "Makarios Heykeli" olmadığını anlaması için yeterli olur…

Kaldı ki anıt, yapılmadan önce proje Denktaş ailesinin onayına sunulup olurları alınmıştır.

Bir yandan KKTC'yi Rum kesimine bağlamaya çalışan,"Annan Planı" ve "Yes be annem"ci Rum kırmalarına destek verip, diğer yandan ise hasta haliyle gelip halkımızı bu ihanete karşı uyarmaya çalışan Denktaş'a, "Git propagandanı ülkende yap" diyerek Türkiye'den kovanların bu konuda konuşma hakkı yoktur…

Hâl böyleyken, hâlâ ve ısrarla "Ekrem İmamoğlu Makarios heykeli yaptı…" şeklinde cümle kuranlar, bu konu üzerinden siyaset üretmeye çalışanlar ve trollükte ısrar edenler, İmamoğlu'ndan ziyade Kıbrıs ve Denktaş düşmanıdırlar...


15.08.2020