Çifte İhtilal

Kışlık Sarayında geçici hükümetin bakanları Malahit Salonunda toplantıya çağırılmışlardı. Bir çoğu Kerensky'nin kaçtığını ancak o zaman öğreneceklerdi.

Salona çaresizlik hakim olmuştu.

Ne yapacaklardı?
Kimse sarayın mimarisi hakkında iyi bilgiye sahip değildi.
En iyisi nerede saklanılması gerekiyordu?
Devrimciler tarafından fark edilmeden saraydan çıkma imkanı var mıydı?

Çıkamazlarsa ne olacaktı?

Kimse savunma organize edebilecek kadar yeterli askeri eğitime sahip değildi.

Bakanlar ne yapacaklarını düşünürken bolşeviklerin gözcüleri küçük bir yan kapıdan saraya sızmayı başarmıştı. Yanlarında bazı gazeteciler bulunmaktaydı. Amerikan gazeteci John Reed durumu şu sözlerle kaleme almıştı:

Koridorun sonunda, şaşalı, altın süslerle kaplanmış duvarlarıyla büyük br salon bulunmaktaydı. Salonun parke tabanında duvarların hemen yanında döşekler ve battaniyeler yerlerde sürünüyordu. Yerler çöp, izmarit, ekmek kırıntıları, yırtık kıyafetler ve pahalı fransız marka içkilerin boş şişeleri ile doluydu. Günlerdir yıkanmamış, sigara dumanı, içki ve başka kokularla bunaltıcı havaya sahip salona zaten orada olan pis sivil insanların yanı sıra sürekli askerler geliyordu.'

Sarayda hala yaklaşık 3000 bin silahlı asker bulunmaktaydı. Savunmayı hazırlamak için makineli tüfekleri konumlandırıyor barikatlar kuruyorlardı.

Saat 14:00'de Kronstadt Deniz Üssü'nün gemileri ile 3000 asker şehre gelmişti. Şehirde bulunan devrimci alaylarla birleşmiş ve sarayı kuşatmıştılar. Sarayın yakınında bulunan Petrograd Üniversitesinin enstitü binalarının pencerelerinden profesörler ve öğrenciler olan biteni izlemekteydiler. 2017 Ekim Devrimini'nin son perdesini sanki operadaymışlar gibi adeta ön sıra balkonlarından izlemekteydiler.

Saat 18:00'de ince, soğuk bir yağmur yağıyordu. Hava karanlıktı.

Saray ne zaman düşecekti?

Devrimciler Peter ve Paul Kalesinden 15 cm'lik toplarla saraya ateş açma kararı almışlardı. Tek sıkıntı toplara aylardır bakım yapılmamış olmasıydı. Kimse silahların doğru çalışıp çalışmayacağını bilmiyordu.

Devrimciler başka yerden top getirip onları kullanmaya karar vermişti ama şehirde kullanıma hazır, bakım yapılmış top çok azdı. Olanlar için de gerekli gülle ve mermiler yoktu.

Devrimciler tekrar karar değiştirip şanslarını 15 cm'lik toplarla denemek istedi. Göndere çekilmiş kırmızı bir fener saldırının başlangıcını gösterecekti. Bunun üzerine kırmızı fener aramaya başladılar. Uzun zaman sonra bir kırmızı fener bulduklarında kimse feneri göndere nasıl çekilebileceğini bilmiyordu.

Smolny Enstitüsü'nde bir bolşevik 'Lenin sinirden kudurmuştu. Hepimizi vuracak diye korkuyorduk.' diye not alacaktı.

18:15'de Mihajlosky Topçu Okulu'nun öğrencileri kışlık sarayından firar ederek okullarına geri dönmüştüler. Öğrencilerin firar etmelerinden ziyade kaçarken sarayda bulunan altı topun dördünü de yanlarına almaları sarayın savunmasını adeta imkansızlaştırmıştı. Durumun farkına varan başka alaylarda artık sarayı terk etmeye başlamışlardı. Ya kışlalarına geri dönüyor, ya da şehrin lokantalarında karınlarını doyuruyorlardı. Sarayda kala kala 300 silahlı kalmıştı. Hükümeti savunacak güvenlik güçlerinin %90'ı kaçmıştı.

Savunma bakanlığının binasının çatı katına saklanmış ve devrimciler tarafından bulunmamış bir telgrafçı saray ile irtibatı sağlamayı başarmıştı. Onun sayesinde bakanlar halka yardım çağrısında bulunmuşlardı. Akabinde başka yapabilecekleri bir şey kalmadığı için sarayın yemekhanesine giderek, türlü ve balık yerken saat 18:40'ta bakanlara devrimcilerin ültimatomu ulaştı:

'Askeri Devrimci Komitesi olarak geçici hükümeti ve onların yanında yer alan askerleri yenilgilerini kabul etmelerine davet ediyor, cevap vermeleri için 20 dakika zaman tanıyoruz. Bu ültimatom saat 19:10'da sona erecektir. Ültimatom sona erdikten sonra hemen ateş açacağız.'

Aurora Savaş Gemisi


Bakanlar alelacele yemekhaneyi terk ederek Malahit Salonu'na geri döndüler. Neva Nehri, üstündeki Aurora savaş gemisi ve nehrin karşısında ki Peter ve Paul Kalesi en iyi salonun pencerelerinden takip ediliyordu.

Bakanlardan biri ‚Aurora ateşi açarsa ne olur?' diye sormuştu.

Salonda bulunan bir amiral ‚Saray harabe olur' diye cevap verdi.

Yine de bakanlar bekleyip bir şey yapmama kararı aldılar.

Saat 19:10'u geçmesine rağmen devrimciler ateş açmamıştı. Kimse konuşmuyordu. Gergin bir bekleyiş ortama hakimdi. Ta ki saat 21.40'ta Aurora top ateşine başlayana kadar.

Sadece bir atıştı. Sesi tüm Petrograd'ın sokaklarında yankılanıyordu.

Ama devrimciler sarayı hedef almamışlar topu sarayın üstünden boşluğa atmışlardı. Sarayda hasar oluşmamıştı, ama bu bile geri kalan askerlerin çoğunun sarayı terk etmesine yetmişti.

Devrimciler saraydan çıkan askerleri engellemediler. Askerler kışlalarına veya nereye istiyorlarsa gidebilmişti.

Aurora'nın ateşinden bir saat sonra, yani saat 22:40'ta Smolny Enstitüsü'nde Sovyetler Kongresi başlamıştı. Rusya'nın her bir yerinden Şubat Devrimi'nden beri resmen ülkenin paralel hükümetini oluşturan sovyetlerin temsilcileri toplanmıştı. Ve Lenin onların adını kullanarak ‚ihtilal' yapıyor ve böylece sovyetleri ‚karşı devrimden' koruduğunu iddia ediyordu. Ama Lenin hala geçici hükümeti devirmeyi başaramamıştı. Bakanlar hala Kışlık Sarayı'nda oturmaktaydılar. Lenin'in alayları bu kadar büyük bir binaya hücum edecek kadar tecrübeli ve teşkilatlı değildirler.

Her ne kadar 300 kişi ile en büyük fraksyonu bolşevikler oluştursa da 670 delegeli kongrede mutlak çoğunluğa sahip değildiler. Salon duman altı olmuş, her kafadan çıkan sesler dinmek bilmeyen bir uğultu oluşturmuştu.

Lenin aslında kongrenin toplanmasından hiç memnun değildi. Menşevikler ve sosyal devrimciler bir olarak son günlerde olan bitenlere karşı çıkabilir, hatta Lenin'i daha doğrusu bolşevikleri başlattıkları ve aslında meşru olmayan bu ihtilal yüzünden cezalandırabilirlerdi. Sokakta askerler ve işçiler 'sovyetler adına' savaştıklarını düşünseler de aslında sadece Lenin ve bolşevikleri için savaşmaktaydılar.

Şimdi sovyetler hükümeti bu ihtilali kınayarak karşı bir tavır alsa ve açıklama yapsa, Lenin hala kitleleri istediği gibi yönlendirebilir miydi? Askerleri ve emekçileri kimse tarafından sevilmeyen Kerensky'ye karşı kışkırtmak kolay olmuştu ama aynı askerler ve işçilerin sovyetlere karşı bolşeviklerin yanında yer alması düşünülemezdi.

Onun için Lenin kongrenin toplanmasını hiç istememişti ama ülkenin her bir yanında Petrograd'a gelen delegelerin de özellikle mevcut şartlar altında toplanmalarını engelleyememişti. Çok tedirgindi. Son anda her şey ters dönebilirdi.

Menşeviklerin biri 'Devrimi bu çılgınlıktan kurtarmalıyız' diye bağırıyordu. Çılgınlıkla kastettiği Lenin'in, Kerensky'nin de talihsiz kararları ile' uydurduğu 'karşı devrim palavrası' olmadığı kesindi.

Başka bir taraftan bir osyal devrimciden 'Bu delilik için hiçbir sorumluluk kabul etmiyoruz...' diye sesler geliyordu.

Ve birden Lenin'in bile inanamadığı bir gelişme oldu. Menşevikler ve sosyal devrimciler olan biteni protesto etmek için kongreyi terk etme kararı almışlar ve salonu terk ediyorlardı.

Sovyetlerde mutlak çoğunluk artık tamamen bolşeviklerin eline geçmişti.

Protestocular henüz salonu tamamen terk etmemişlerken Trotzki hemen kürsüye hücum etti. Diğer sol partilere karşı adeta savaş ilanı manasına gelen sözleri 20. yy'ın en meşhur konuşmalarından biri olacaktı:

'Olan biten bir komplo değil, bir isyandır. Terk edenlere vereceğimiz cevap şudur:

Siz birer zavallı yalnız savaşçılarsınız!
Siz iflas edenlersiniz!
Rolünüz bitti.

Şimdi ait olduğunuz yere, yani tarihin çöplüğüne geri dönün!'

Seneler sonra Petrograd Sovyet'inin kurucularından Nikolai Suchanow olayla alakadar 'Ayrıldık ve bolşeviklerin istediklerini yapmalarına sebep olduk. Hep beraber birleşmiş bir demokratik cephe için mücadele etseydik çok güzel şeyler vadedebilirdi. Ama kongreyi terk ederek konseyleri, kitleleri ve devrimi bolşeviklerin tekeline bıraktık.' diyecekti.

Saat 23:00 civarı tüm ışıkları yanan tramvaylar şehri dolanırken, kültür merkezi Narodny' Dom'unda Don Carlos operası sergilenirken ve insanlar hala alışveriş caddelerinde açık kafe ve pastanelerde hayatlarının o esnada tamamıyla değişmekte olduğunun farkında olmadan gönül eğlendirirken Kışlık Sarayı karşısındaki Peter ve Paul Kalesi'nden gerçek manada ateş altına alınmıştı.

Kışlık Sarayı'na hücum eden devrimci alaylar.

Her ne kadar bombaların çoğu daha Neva Nehri'nin üzerinden uçarken havada patlasalarda artık ciddi bir çatışmanın başlamıştı. Makineli tüfeklerin sesleri gecenin karanlığını yarıyordu. Ve nihayetinde bir bomba Kışlık Sarayı'nda bakanların kaldığı salonun bir üst katında patladı. Bu patlama sayesinde hala direnen birkaç asker de pes edip konumlandıkları yerleri terk edince kızıl alaylardan bir grup saraya girmeye cesaret etmişti.

Bakanlar bir masanın etrafında oturmaktaydılar. Birden dışarıdan gürültü yaklaşmaya başlamıştı ve bulundukları salonun kapısı sertçe açıldı. Salona ilk kısa boylu bir adam dalmıştı. Peşinden salona girenler boş bir alanı kaplayan su gibi salonun her yerine, her köşesine akarak bakanların oturduğu masayı kuşatmışlardı.

Kısa boylu adam alay komutanı Wladimir Antonow-Owsejenko'ydu ve bakanlara: 'Hepiniz tutuklandınız' dedi. Bir kaç dakika sonra sarayın diğer odalarını arayan askerlerin salona gelmesi ile ortam gerginleşmişti. Çünkü devrimciler Kerensky bulamamışlardı ve kaçtığını henüz yeni anlıyorlardı. Bazı devrimciler öfkelenerek bakanları linç etmek istemişti ama Owsejenko bakanları hemen Peter ve Paul Kalesine götürterek onların hayatlarını kurtardı.

Bir bakan cebindeki hükümet işleriyle alakadar telgrafı hatırlamış ve kağıdı Owsejenko'ya uzatarak: 'Bunlar artık sizin dertleriniz.' demişti.

Bakanların çoğu haftalar sonra serbest kalmışlardı. Birçoğu sonraki zamanda sürgüne gitmeyi tercih etmişti.

Tarih bizde kullanılan gregoryen takvimine göre 7 Kasım, Rusya'da kullanılan jülyen takvimine göre 25 ekimdi. Nihayetinde geçici hükümet devrilmişti. Bolşevikler hem ülkenin hükümetini devirmeyi, hem de sovyetlerdeki gücü tek başına ellerine alarak sadece 24 saat içinde 2 devrim birden yapmayı başarmışlardı.

Ve bütün bunlar neredeyse hiç kan akmadan olmuştu.

Ama bu esnada akıtmadıkları kanı, gelecekte fazlasıyla akıtacaklardı. 


1. Bölüm:  Barut Fıçısı

...

KIZIL DEVRİM - I - tahtapod.com | Blog

Ama onlar her ne kadar Petrorad ismindeki barut fıçısından ateşi uzak tutmaya çalışsalarda Lenin fıçıyı ateşe vermeye kararlıydı.

2. Bölüm:  Sönük Kıvılcım

...

KIZIL DEVRİM - II - tahtapod.com | Blog

Katı ve tavizsiz olarak bilenen Lenin'in tereddüt ediyordu. Bir müddet askerlerin önüne çıkmadı ama sonra yoldaşlarının ısrarı üzerine konuşma yaptı.

3. Bölüm:  Darbe Sesleri


4. Bölüm:  Gelen Vakit


5. Bölüm:  Darbe Başlıyor


6. Bölüm:  Son Saatler


8. Bölüm:  Zorba


9. Bölüm:  Kızıl Terör