By Dogan Ay on Pazartesi, 18 Ocak 2021
Category: Siyaset

YILANA SARILMAK

Denize düşen yılana sarılır atasözü 'Derin bir tehlikeye düşmüş olan kişilerin, yanlış insanlardan yardım almak zorunda kalacağı' biçiminde de anlaşılmaktadır. İnsanlar özellikle zor durumlarda kaldığı zaman çaresizlik durumlarında asla yardım istemeyecek ve istenmemesi gereken insanlara muhtaç kalabilir.

Eh işte bizi anlatıyor sanki.

Denize düştük kurtulmamız için tek yol yılana sarılmak. Elden başka bir şey gelmiyor. Ehven-i şer diyoruz. Kötü kötüdür. Kötünün iyisi olmaz demeyin. Tanrı düşürmesin. Mecbur kalınca kötü ne kadar iyidir diye bakıyoruz. Başka çaremiz kalmadı. Elimizde seçenek de yok. Çaresizlik neler yaptırıyor insana.

Bir çıkış arıyorsunuz yok. Bütün çıkışlar kapalı. Tam bir labirent içinde çırpınıyor her koştuğumuz yönde karşımızda duvar. Duvara çarpıp geri geldiğimiz noktaya dönüyoruz.

Ne yapalım?

Düştük denize. Boğuluyoruz. Çırpınıyoruz. Debeleniyoruz. Battıkça batıyoruz. Bataklık ortasında sarılacak yılan arıyoruz bulursak yılana sarılacağız kurtuluş yolu olarak.

Bu yılan bizi sokar mı sonradan? İşte burası şansımıza kalmış. Yılandır sonunda güvenilmez. Sizin anlayacağınız iki ucu pis bir değnek uzatılıyor. Sonra da bu değneği düşürmeden tutun deniliyor. Bir şekilde elimize buluşacak.

Son derece tehlikeli bir durumla karşı karşıya gelen, çaresiz kalan, kurtuluş için bir çıkar yol bulamayan kişi, bu kötü durumdan kurtulmak için her türlü yola başvurur. Öyle ki, en tehlikeli şeylere bile sarılmaya çalışır, onlardan yardım bekler. Çünkü hiçbir tutar seçeneği kalmamıştır.

Bizi sokacak biliyoruz lakin bu riski göze almak zorundayız.

Önümüzdeki secenek bu.

Bunu bilen siyasetçiler kafasına göre hareket edebiliyor. İsteyen gitsin 18 yıllık hüsrana oy versin isteyen bize diyor ve arkasından ekliyor " işinize gelirse biz böyleyiz" demeyi de unutmuyorlar.

Yılana sarılmaktansa yok olmayı da seçebilirsiniz.

Zor tercih.

Doğan Ay

Related Posts

Leave Comments