Orta ve uzun mesafeli atletizm yarışlarında "tavşan atlet" olur. Hemen hemen tüm ülkeler kullanır.
Amaç; yarış esnasında takım arkadaşını kazandırmak. Bunlar yarışı belli süre sonra bırakır ve çekilirler.
Yarışta, hızlı koşar en öne geçer, sonra rakip olabilecek yarışçıların önüne geçer engeller, yarışın ve yarışmacıların ritmini bozar. Tempoyu takım arkadaşına göre ayarlar ve kazandırır.
Bu atletler, şimdilerde pek yok. Sanırım katalizör görevlerini eskisi kadar yerine getirememektedirler veya tavşan fizyolojisinin de sınırları olduğu anlaşıldı!
Atletizm severim ve izlerim. Hep sorardım, yarışı bitiremeyecekse neden koştuğunu anlayamadığım atlet türü idi.
Hayırsever mi?
Keriz mi?
Paralarını kim öder?
Hiç çözememiştim.
Gelelim meseleye.
Nerden aklıma geldi bu yazı?
Siyasette de var "tavşan atlet!"
Mesela;
Abdullah Gül tavşan atlet idi!
Takım arkadaşı için yarışa girdi, geçici olarak kazandı ve devretti!
Ekmeleddin İhsanoğlu'da tavşan atlet idi. Takım arkadaşının kazanması için yarışa girdi!
Kazandırdı!
Cumhurbaşkanlığı yarışında, Muharrem İnce'de "tavşan atlet" idi!
O da kazandırdı!
Şimdi, Muharrem İnce'nin parti kurma çalışmaları var.
Diyorum ki acaba "tavşan atlet" geleneği devam mı ediyor? Seçimde pardon yarışta, hızlı koşup en öne geçerek, sonra rakip olabilecek yarışçıların önüne geçip, ritmini bozup, engelleyip, yarışın (seçimin) takım arkadaşı lehine sonuçlanmasını sağlamak mı?
Adım "komplo teorisyenine" çıktı!
Belki de komplo teorisi!
Kim bilir!
Yaşar Kiraz