By RAMAZAN AKPINAR on Cuma, 21 Şubat 2020
Category: Siyaset

TANRI TÜRK'Ü KORUSUN!..

Bu başlık eskiden sloganımızdı.

Ama her zaman "Ne Mutlu Türk'üm" diyen herkesin söyleyebileceği bir sözdür.

Fakat bu sefer bunu çaresiz kalmış Ülkem ve Türk Milleti için bir çığlık olarak söyledim!

Çünkü artık çığlık atma zamanımız geldi de geçiyor!

Ülkemizin getirildiği durum çok kötü!

Ekonomi, Eğitim Sistemi, Sağlık Sistemi, Adalet-Yargı Sistemi, felç olmuş durumda! 

Kamuda Liyakat sistemi tamamen terk edilmiş durumda!

Bütün bunlara rağmen Birlik ve beraberliğimize en çok ihtiyaç duyduğumuz bu zamanda bile İç politikada kin ve nefret tohumları ekerek toplumu ayrıştırma anlayışı son hız devam ediyor!

Halkın oyları ile seçilen Belediye Başkanlarını çalıştırmamak için her türlü oyunlara ve Devlet Gücüne başvuruluyor!

"Benden olmayana yaşam hakkı yok" anlayışı her yerde hakim!

Başka sorun yokmuş gibi varsa yoksa Bankalarla uğraşma, İş Bankasının hisselerine takma, ..vb. gereksiz ve zamansız işlerle uğraşıyoruz!

Zaten kötü durumdaki ekonomiyi iyice bataklığa sürüklüyoruz!

Ülkede güven ortamı bozuldukça yabancı yatırımcı kaçıyor!

Diğer yandan Ülke adeta vasıfsız yabancıların işgaline uğramış durumda. 

İpini koparan Arap ve Afrikalılar akın akın Türkiye'ye yerleşiyor!

Bunun sonu nereye gidecek diye herhangi bir çalışma, plan yapan, tedbir düşünen Devlet Kurumu da yok!

Ve hepsinden de önemlisi, Dış politika tamamen felç olmuş ve duvara toslamış durumda!

Bana göre şu anda Ülke Güvenliği ve Bekası riski %100!..

Facebook sayfamda defalarca; "Ortadoğu Bataklığına girmek kolay ama çıkmak zor, yenilirsek parçalanırız!" diye yazdım!..

Özellikle Suriye, Mısır, Libya ve Kıbrıs politikalarında fena halde sıkşmış durumdayız.

Türk Ordusu ihanete de uğrasa, kötü de yönetilse, her şeye rağmen, her orduyu yenebilecek Ruh, İnanç ve Güce sahiptir. Ama Yenilgi sadece savaş meydanında olmaz!

Devletleri yönetmek sadece askeri güçle değil, akıl, bilgi ve zeka ile olur!

Adeta Satranç oynar gibi iki hamle sonrasını planlamak gerekir!

Fırat Nehrinin Doğusunda Amerika ile, Batısında Rusya ile Ortak Devriye geziyoruz diye bir politika olmaz!

Ekranlara çıkarılan Güvenlik Uzmanları ve İntihal tezlerle Profesör olan bir kaç Akademisyenin gaz vermesi ile Devletin Askeri politikası oluşturulmaz!.. 

Gazi Mustafa Kemal'in neden ATATÜRK olduğunu iyi analiz edemezseniz, onun yolundan, politikalarından saparsanız, işte böyle bataklığa saplanıp kalırsınız!

7 Düveli alt eden adamın "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" sözü ile alay eden gafiller bu sözü anlayabilselerdi bu duruma düşer miydik?

Her gün Şehitler, Şehitler, Şehitler...

Dünkü Şehitlerin daha 10 gün önce Ortak zannedilen Rusya'nın bombardımanı ile olduğu söyleniyor!

Bu nasıl bir dış politika? 

Bu nasıl bir Siyasi ve Askeri taktik?

Bu nasıl bir öngörüsüz Strateji?

Aslında Rusya da olsa Suriye de olsa ne fark ediyor?

Sonuçta Gariban çocukları beşer beşer Şehit oluyorlar!

Ne uğruna? 

Ben şu anda orada ne yaptığımızı vallahi anlayamıyorum!

Alçak PYD/YPG/PKK teröristlerini temizlemeye ve orada bir Güvenli Bölge kurmaya gittik ama şimdi bırakın onları, kendi askerimizin güvenliğini sağlayamıyoruz!

Teröristlerin lafı bile ortada yok ama Suriye ve Rusya ile Savaşın eşiğindeyiz!

Suriye'nin topraklarında, Esad Şerefsizinin muhalifleri ile Esad'a karşı savaşıyoruz! 

Buna aklım ermiyor!

Neden?

Bu Milletin bir kısmı aymazlıkları nedeniyle bunlara müstehak olabilir ama ben böyle bir Yaşama razı değilim!..

İşte bu nedenle tekrar söylüyorum,

TANRI TÜRK'Ü KORUSUN!..

21.02.2020 - Ramazan Akpınar

Related Posts

Leave Comments