By Dogan Ay on Pazar, 22 Ekim 2017
Category: Siyaset

PAZAR NEŞESİ

Bugün dinlenme günü. Yoğun ve yorgun haftanın sonu. Hep ciddi konular sardı benliğimizi. Unuttuk gülmeyi…

Biraz neşelenmek gerekiyor arada. Kafaya takmadan yaşamak mümkün olmasa da bazı gerçekleri…

Sakın fıkralardan politik ileti çıkarmayın.

Gerçi bülbülün kırk türküsü varmış kırkı da gül üstüne derler.

Gülmeyi özlediğimiz şu günlerde tebessüm etmeyi vergiye bağlamadan hükümet biraz tebessüm edelim.

Kim bilir bakarsınız tebessüm etmenin kdv oranı ayarlanır gülmeye hapis cezası gelir...

Neyse bugün pazar neşesi olsun;

VEZİR ILE PADİŞAH

Padişah ile vezir tartışmaya başlamış. Padişah, vezire:
- En büyük ve en güçlü olan benim. Sen benim emrimdesin! demiş.
Vezir:
- Hayır ben büyüğüm. Ordunun başında ben savaşıyorum, sen sadece mühür basıyorsun, diye itiraz etmiş.
Tartışma uzayınca padişahla vezir, bir çobanın yanına gitmişler ve konuya hemen girmemek için çobana sormuşlar:
- Senin koyunun mu büyük, ineğin mi?
Çoban şaşırmış şaşırmasına da, soranlar da padişahla vezir.
- İneğim! demiş.
- Keçin mi büyük, öküzün mü?
Çoban "Öküzüm tabii!" deyince, asıl soruyu yöneltmişler çobana:
- Söyle bakalım, padişahın mı büyük, vezirin mi?
Çoban hiç düşünmeden yanıt vermiş:
- Vallahi ben bu hayvanları tanımıyorum!...

××××

İŞ KIMIN

Meclis Genel Kurul Salonu'nun giriş kapısının tamiri gerekiyormuş. Konuyla ilgili bürokrat, iki ayrı firmadan marangoz davet ederek kapıyı göstermiş ve fiyat istemiş. Birinci marangoz:
- 500 liraya olur bu iş, demiş. 200 lira malzeme, 200 lira işçilik, 100 lira da kâr.
Bürokrat ikinci marangoza dönmüş:
- Siz aynı işi kaça yaparsınız?
- 2.500 lira.
- Nasıl olur bu kadar fiyat farkı?
- 1.000 lira bana, 1.000 lira size, demiş ikinci marangoz. 500 lirayı da bu arkadaşa veririz kapıyı yapar.
İhale ikinci marangoza verilmiş.

Doğan Ay

Related Posts

Leave Comments