By Haki Korkmaz on Cuma, 13 Aralık 2019
Category: Siyaset

KANAYAN YARA DOĞU TÜRKİSTAN

Bir kaç haftadır dünyada en fazla konuşulan ve zaman zaman konu Birleşmiş milletler düzeyine kadar taşınan bir konu var...
Doğu Türkistan…

Belli vicdanlarį kanayan vicdan sahipleri, artık Çinin yapmış olduğu bu insanlık dramına sessiz kalamıyor.
Doğu Türkistan 1 milyon 660 bin km kare toprağa sahip. Çinin tüm yüz ölçümünün yüzde 17 ne tekabül ediyor.
19. yy.'da Ruaya Batı Türkistanį işgal ettikten sonra, Türkün ilk ve ebedi düşmanı Çin ise Doğu Türkistanı işgal etti.
Doğu Türkistan orta Asyanın orta bölümünde yer alan, Büyük Türkistanın doğu kesimine verilen Doğu Türkistan diyoruz.
1949 yılından beri Çinin zulmü altındadır.

Aslında kısa aralıklarla, Doğu Türkistan üç defa bağımsızlığını kazandı.
İlki 1863 yılında Yakup Kay başkanlığında, Doğu Türkistan İslam devleti kuruldu. Yakup Kay başkanlığında kurulan bu devleti Rusya, Osmanlı ve İngiltere tanıdı ve sonra 1876 yılında Çin Mançur devletince tekrar işgal edildi. 1884 yılında Çin Sinca (yeni toprak anlamında) Çin imparatorluğuna bağlandı.

İkinci bağımsızlığı ise, 1933 yılında milliyetçilik akımının güçlenmesi ile Kaşgarda Doğu Türkistan İslam devleti kuruldu. Bu cumhuriyetin ömrüde 1937 yılında son buldu.

Üçüncü bağımsızlığı, Gulca şehri Çinlilerden temizlendikten sonra, Ali Han Töre başkanlığında, Doğu Türkistan Cumhuriyeti kuruldu. O zaman Mao yönetimindeki Kominist partisi tüm Çin'e hakim olmuştu, Rusya'nında onayını alan Çin, Doğu Türkistanı 1949 yılında işgal etti.
Doğu Türkistan Çin için niçin bu kadar önemliki; decamlı asimilasyon ve şiddetli bir soykırım uygulamak zorunda kalıyor.?
Doğu Türkistan Çinin batıya açılan kapıdır. Yani Doğu Türkistanın varlığı, Çin'in batı ile bağları kopmuş demektir. Batıya açılmak isteyen Çin mecburen Doğu Türkistanı işgal etmek zorunda.

Sadece bu mu? Değil...

Doğu Türkistanın yer altı ve yer üstü zenginlikleri Çine hayat veriyor.
Jeologlara göre, Doğu Türkistanda 300 milyon ton petrol, 220 milyar küp doğal gaz kapasitesi bulunan13 yatak bulunmaktadır.
Ayrıca Bakır ve kömür yatakları Çinde çıkan 148 çeşit madenin 118 i Doğu Türkistanda çıkıyor. Buda Çinin toplam maden ocaklarının yüzde 85 ini oluşturuyor. Pamuk ve çeşitli sebze ve meyve bakımından Çin için gıda deposu ve ihraç ürünlerinin başında geliyor.
Şimdi buraya kadar sadece Doğu Türkistanın stratejik önemi ve kaynakları hakkında bilgi edinmekti. Nasıl olduda Çin DoğunTürkistanı bu kadar rahat işgal etti. Bana İsa Yusuf Alptekinin oğlu Erkin Alptekin anlatmıştı.

Dediğine göre cemaat ve tarikatların çokluğu, kendi arlarındaki rekabeti tetikliyor. Bir olay anlattı diyorki;
".. tartıştıkları konulardan biri; ettahiyate okunulduğunda, kelime-i şahadet getirirken parmak kalksın mı, kalkmasın mı. Tartışma bu. Parmak kaldırmayanlar, parmak kaldıranların şahadet parmaklarını kesmeye başladılar ve sonuç belli... biz bu tür işlerle uğraşırken, Çin bir gece ansızın tepemize bindi..." sanki şimdiki Türkiyeyi bana anlatıyordu. 

Biz asıl bundan sonra bilmemiz gereken şeyin Çinin yaptığı zulmudur.
Her şeyden önce empati yapmamız gerek. Düşünün gece polis evimizi basıyor yetişkin kızımız elimizden alıyor, evin erkeğini hiç suçu yokken götürüp hapise atıyor ve aile paramparça. Akla hayale gelmedik işkenceler yapılıyor. Sandalyelere oturtulan insanların, etrafı metal saclarla çevriliyor ve saclara elektrik veriliyor. Oldukça dar, adeta tabut misali olan yerde hareket imkanı yok. En ufak bir harekette metal saca dokunduğu an ölüyorlar. Uzun zaman o dar alanda oturamayan insanların çoğu bu şekilde öldürülüyor.

Türk kızları zorla Çinli erkeklerle evlendirilerek, bir nesli sistematik bir şekilde yok etmeye çalışıyorlar. Entegrasyon bahanesi ile Türk evlerine Çinli erkekler yerleştirilip, genç kızlara ve evin kadınlarına zorla tecavüz ediliyor.

Insanlar işsiz. Anne ve babalara baskı uygulayarak, iş vaadi ile kız çocuklarını zorla ellerinden alıp, bilinmeyen bir meçhule doğru götürülmesi...
Bu baskılardan evlerden kaçıp ormanların derinliğinde aklını oynatan genç kızların sayısı bir hayli fazla.
Kücük çocuklara akla hayale gelmedik aşağılayıcı bir şekilde onurlarını kırma ve kişiliksizleştirme olayları...
Sırf müslümanlara mecburi kasket giymeleri, rahat bilinip teşhis edilsin diye bir dışlanma metodu...
Narkozsuz hamile kadınlara yapılan kürtaj...

Köy, şehir meydanlarında halkın gözünün önünde terörist bahanesi ile ensesinden kurşunlanan genç insanlar...
En acısı bütün dünyanın şahit oldukları bir nükleer denem varki; Allah tüm insanlığı bu tür bir vahşetten korusun. Taklamata çölünde yapılan nükleer denemlerde kullanılan nükleer silahlar, Hiroşimaya atılan bombanın 8 katıdır. Çinin bütün nükleer başlıklı füzeleri bu alanda. Buradaki nükleer silahların sebep olduğu kanser, çeşitli deri hastalıkları ve lösemi hastalıklarının ulaştığı boyut yürekler acısı. Doğu Türkistanda gökten ve yerden adeta zehir yağmakta. Insanları burada sistematik bir şekilde bir nesil yok edilmek isteniyor. Dünya hem kör, hem de sağır...

Pardon, dünyada bu vahşete tepki gösteren ülkeler var haklarını yemeyelim..

Filistin için her fırsatta bağıran, Gazze diye ağlayan, Esma deyip halkı sokaklara döken riyakarlar, tabiri caizse Türk düşmanları suskun.
Hadi Rusyaya domates satamam korkusu ile Bayır bucak Türkmenlerin sattın. Amerikaya F35 ve patriotlar hatırına ülkeyi tamamen peşkeş çektinde; Allah aşkına Çine karşı olan korkun ne? Filistini Birleşmiş Milletlere taşıyacak kadar yüreklendinde Doğu Türkistana karşı neden bu kadar duyarsızsın? Ama ben tahmin ediyorum, kendini Türk olarak hissetmeyen bir Başkanın, Türkün gördüğü zulme duyarsız kalması normal diyeceğim ama; en azından bu zulme duyarsız kalmamak için, insan olmak gerek. Yani insanlıktan nasiplenmek gerek....
Hani Türkiyede anlı şanlı İnsan hakları dernekleri, STK'ları ölen her terörist için ortalığı ayağa kaldırıyordu ya...

Sahi nerde onlar şimdi?

Dedim ya vicdan sahibi olan ülkeler oldu. 22 ülke bu zulmü kınayan bir bildiri yayınladı ama maalesef Türkiye bu bildirinin altına imza atmadı.
Tamam seni anladım Gürcüden kırma adam, sen kanının hükmünü yerine getiriyorsunda; kendini Türkmen beyi gören(!) Bilgeliği kendine ön ad olarak yakıştıran, o kendini unutup, bir meçhule giden Ülkücü tortusu neden suskun. Yoksa onun efelenmesi sadece kendisini bu makama layık görmeyen Ülkücüleremi?

Bilemiyorum kim nedir, nasıldır ama bir şey çok net gözüküyor; Çinle beraber adeta işbirliği yapan, bize benzeyen ama, Çinlilere çalışan hainlerden korkmaya başladım. Aklıma Necip Fazılın Sakaryan şiirinden bir cümle geldi.

Öz yurdunda garip, öz yurdunda parya
Gerçekten DoğunTürkistan garip, sahipsiz ve bir el, bir ses bekliyor. Bu ses inşallah Türkün, Bozkurtun sesi olur.

Haki Korkmaz
Stockholm

Related Posts

Leave Comments