By Haki Korkmaz on Pazar, 17 Kasım 2019
Category: Siyaset

EYT VE İSKANDİNAVYA

Uzun zamandan beridir Türkiyenin gündemini işgal eden bir konu var. EYT…

Hani alışmıştık Partili Cumhurbaşkanı kendince restleştiği ülkelere bu üslupla bir rest çekerdi.
Gene biz öyle zannettik. Acaba rest çektiği kim diye merak etemdik değil…

Meğer rest falan yok bu seferki ajandasında. 
Sadece bir kıyaslama varmış…

Malum uzun zamandır Türkiyenin gündemini işgal eden bir mevzu vardı. Erken emeklilikle ilgili.. EYT.

Ne bileyim birden, bir EYT deyince, gene bir efelenmesi tuttu ve acaba gene nereden başımıza hangi dert açılacak diye endişelendik. Çünkü her 'Eyt…' demesinde mutlaka önümüze bir sorunlar yumağı geliyor ve sonuçta kaybeden hep Türkiye oluyor da ondan. 

Hani Eyyy Amerika derdide sonradan çeşitli manevralar ve içi boş laflar...
Eyyy Almanya, 
Eyyy Fransa, Ingiltere…..

Hepsinde ellerim hep böyle boş mu kalacak türküsü ile baş başa kaldık. Şükür ki bu sefer böyle olmadı.

Neyse biz esas konumuza gelelim.
Erken yaşa takılan emeklilik. Yani namı değer EYT. Hatta seçim malzemesi bile oldu, unutuldu zannedilirken gene gündemi işgal etmeye başladı.

AKP genel başkanı bu sefer EYT'yi İskandinav ülkelerindeki emeklilikle kıyaslayarak, kendince haklı olmaya çalışıyor. Gerçekten İskandinav ülkelerini emeklilik sistemi çökertti mi? 

Ben diyorumki AKP genel başkanı danışmanlarını tekrar gözden geçirsin. Gerçi muhterem ilk defa yanlış bilgi vermiyor. Yutan gene yutuyor. Yazdıklarıma inanmayacak biatçı o kadar çok ki.

Ben kendim İsveç'te emekliyim. Yıllık tatilimi yurt dışında gönlümce geçiriyorum. Hatta istediğim bazı yerlerede gene aynı yıl içinde giderim. Yarınıma umutla bakıyorum, sosyal güvenlik garantim var, çocuklarımın yarını ile ilgili hiç bir endişem yok. Yani Sosyal devlet anlayışı tam oturmuş ve bu düzeni insanına servis etmek, hizmette bulunmak için sonuna kadar kullanmaktadır. Ev kiramda sıkıntım varsa, bana kira yardımı yaparken, açıkta kalma diye bir endişem hiç yok. İster sinemaya git, ister eşinle her hafta sonu yemek yemeye dışarı çık, ay sonunu getirmekte sıkıntı çekmezsin. Üniversiteyi bitiren hiçbir genç açıkta kalmadığı gibi, iş bulana kadar geçim endişesi bile taşımıyor.

Niçin böylesine bir refaha ortamı var biliyor musunuz? Her şeyden önce siyasetçisinden, bürokratına kadar hayatın merkezine insanı koyuyorlarda ondan. Durum böyle olunca isterseniz İskandinavya ülkelerindeki milli gelir dağılımına bir göz atalım.

Norveç kişi başı milli gelir 81.807 dolar. Ile dünyada 3. sırada.
Danimarka 60.596 dolar ile 9. Sırada.
İsveç 54.112 dolar ile 11. Sırada.
Finlandiya 49.960 dolar ile 14. Sırada.
Türkiye 9311 dolar ile 180. Sırada.
İsveç yıllık ihracat 259 milyar dolar, ithalat 240 milyar dolar. Yani fark 19 milyar dolar fazlalık.
İhraç malları ise, otomobil, steyşin vagonlar, yarış arabaları, petrol, ilaç, kara taşıtları için aksan parçaları. 

Yani bir kamyon domatese karşılık iki kutu cıvıta.
İhracat ortakları, Almanya, Norveç, Finlandiya. Yani işbirliği yaptığı ülkeler dünyada ticarette saygınlığı olan ülkeler. 

BM araştırması sonucu dünyanın en mutlu insanlarının İskandinavya halkı olduğunu görüyoruz. Bu rapora göre mutluluk para ile değil, ekonomi ile alakalı değil.
Güçlü sosyal devlet yapısı ve kurumsal desteği bulunan ülkeler olduğunu ortaya koydu.
Vatandaşının geliri, sağlıktan beklentisi, sosyal destek, özgürlük, güven ve cömertlikte Finlandiya birinci sırada. İlk onda Danimarka, Norveç, Yeni Zelanda, Kanada ve Avusturya takip ediyor. Ilk onun beşi İskandinavya ülkeleri. Dünyanın en büyük ekonomisi arasındaki ülkelerin dokuzunun bu arada yer almaması dikkat çekiyor.

Değerli okuyucular Türkiye'nin böylesine her alanda kendini geliştirmiş ülkeler ile kendini kıyaslaması açısından önce sosyal devlet yapısı nasıl olur ona baksın…

Güven çok önemli bir olgudur. Yani vatandaş şundan emin olmalı. Topladığı vergiyi, sattığı her maldan elde ettiği tüm gelirleri, kuruşuna kadar kendi halkına harcamalı.

Mona Sahlin ismini belki duyanlarınız olmuştur. Sosyal demokrat partide çok önemli bir isimdi…
İsveçte parlementerler için uyguladığı bir sistem var. Millet vekillerine birer kredi kartı verir. Bu kartı sadece devletin işlerini takip ederken kullana bilir. 
Yani gittiği bir toplantıda, konferansta ulaşım gibi durumlarda...
Mona Sahlin gittiği bir AVM de yaptığı alışverişte kasaya geldiğinde kendi şahsi kartını evde unutur, mecburen devletin verdiği kartı kullanmak zorunda kalır. Eve geldiğinde derhal parayı öder...
Evet işte bu hareket Mona Sahlinin siyasi hayatının bitmesine yetti. Halbuki Mona Sahlin geleceğin başbakanı idi.

Halķın demesi şu;
Devletin kartına ihanet eden, ülkeye de ihanet eder...
Peki bizimkiler kendilerini İskandinav ülkeleri ile kıyaslarken, siyasi hayatlarında hiç buna yakın yanlışlara, gayri ahlaki siyaset cambazlarına, haramzadelere tavır koyabildiler mi?

İsveçte yaş emekliliği 65 idi, şimdi yeni 67 oldu. Böyle oluş sebebi sistem çöküyor olması değil. Belki elli yıl sonra ülkem sıkıntın yaşar düşüncesi ile, şimdiden alınan bir tedbirdir. 

Ama şu bir gerçektir ki İskandinav ülkelerinde emeklinin çekeceği bir sıkıntı olmadığı gibi, ekonomisi çöktü diye bir mevzu hiç yok. Türkiye Cumhurbaşkanı her zaman olduğu gibi burada da gene polemik yaparak, hedef şaşırtma taktiği uyguluyor. Malum hazretler polemiği çok seviyor ve biliyor ki o ne dese onun hayran kitlesi ona gözü kapalı inanmaktadır.

İskandinavya ülkelerinin hepsinin toplam milli gelirlerinin tahmini ortalaması 60.000 bin dolar, Türkiyenin 9000 bin dolar. Aradaki farkı görerek kendini çok yukarılarda görsün. Tabiki gönlümüz arzu ederdi Cumhurbaşkanının anlattığı gibi böylesine bir refah ülkesi olmayı. Maalesef yanlış bilgiler ile insanımız sadece yanlış yönlendirilmektedir.

Ümit ederim Cumhurbaşkanının anlattığı güvenli sosyal devlet anlayışını, torunumun torunu görür. Böylesi bile çok yakın zamandır inanın. Çünkü İskandinav ülkeleri elli yıl hiç çalışmasa, Türkiyede çalışsa gene erişemeyiz.

Emin olunki öyledir. Siz bakmayın birinin çıkıpta iflas etti dediğine..
Her zamanki hali malum…


Haki Korkmaz
Stockholm

Related Posts

Leave Comments