By Emrah Birgül on Cuma, 28 Temmuz 2017
Category: Siyaset

DEVLETİMİZİN YENİDEN HARLANACAK ATEŞİ:LAİKLİK

Bu ülkede laik sistemin muktedirlerin açıklamaları ve tavırlarıyla ezilmeye başlaması, meclis başkanının laiklik aleyhine sözleri ve ilintili bir çok olay sonrasında sapkın yobazların toplumdaki kadınlara karşı alçak saldırıları aleni olmaya başlamadı mı, açık açık o da öyle giyinmesin diyenler ortaya çıkmadı mı?

Sayın Meral Akşener liderliğinde kurulacak yeni oluşumla ilgili gazetelerde çıkan çeşitli haberler arasında açıkçası şahsım adına çok önemli bulduğum bir ayrıntıyı sizlerle paylaşmak isterim.

Bir çok gazetede yer alan haberlere göre oluşumun en çok vurgulayacağı nokta Laik-Demokratik Türkiye Cumhuriyeti algısının zihinlere yerleştirilmesi ve devletin bu eksende hareket etmesi yönünde olacak.

Sadece bir adet internet bağlantılı bilgisayarı ve ona maaş ödeyen bir patronu olduğu için abukluklarını halk ile paylaşmaktan çekinmeyenlere göre ne gerek varmış laiklik vurgusuna!

Bu ülke bunca sıkıntı içerisindeyken vurgu laiklik üzerinden mi olmalıymış!

Bu ülke bunca sıkıntı içerisindeyse bunun en temel nedenlerinden biri laik sistemden uzaklaşıp yerine alternatifler üretmeye kalkanlar yüzündendir!

Elbette ülkenin tek sıkıntısı laikliğin zarar görmesi ve ortadan kaldırılmaya çalışılması değildir ancak bu ülkenin temel sorunlarının başında laikliğin ortadan kaldırılmaya çalışılması gelmektedir.

Bulmacayı ister baştan sona ister sondan başa çözelim sonuç aynı...

İsterseniz ne sondan ne baştan doğaçlama bir üslupla hareket edelim.

Bu ülkeye 15 Temmuz 2016 tarihli zalim darbe girişimini hippiler mi yaşattı yoksa yıllardır iktidar dahil kalabalık kitlelerin İslami manada ''HOCAEFENDİ'' dedikleri hain mi?

Bu ülkede kurucu lider Ulu Önder Atatürk'le ilgili nefret dolu konuşmalar yapan,hakaretler eden laikliğin baş düşmanı olduğunu alenen ifade eden sözde tarihçi meczup Kadir Mısıroğlu ülkenin en üst makamı tarafından büyük zatlara yakışır bir edep ve üslupla ağırlanmadı mı?

''Demokrasi Nöbetleri'' tutulurken İsmailağa cemaati kadınlar sokaklara çıkmasın nöbetlere seccade ve dua ile katılsın diyerek konuya nasıl baktıklarını açıklamadılar mı?

Bu milletin evlatları Milliyetçi diye görevlerinden azledilirken ya da farklı siyasi fikirlere sahip oldukları için mesleki ve teknik yeterliliğine rağmen iş bulamazken sadece bir tarikata biat ettikleri için devletin her kesimine sözde alnı seccadeliler yerleşip milletin evlatları aç açıkta kalmadı mı?

Bu ülkede laik sistemin muktedirlerin açıklamaları ve tavırlarıyla ezilmeye başlaması, meclis başkanının laiklik aleyhine sözleri ve ilintili bir çok olay sonrasında sapkın yobazların toplumdaki kadınlara karşı alçak saldırıları aleni olmaya başlamadı mı, açık açık o da öyle giyinmesin diyenler ortaya çıkmadı mı?

Firuzağa'da etkinlik yapılan plak dükkanına Ramazan ayında alkol tüketildiği gerekçesiyle düzenlenen saldırı sonrasında bu devletin en üst makamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın

''Ramazan günü sokaklara taşan bu tarz bir etkinliğe kalkışmak ne kadar yanlışsa buna kaba güç kullanarak müdahale etmek de o kadar yanlıştır. Burada iki taraf da hatalıdır. Kendi milletinin, kendi şehrinin hassasiyetlerine saygı duymayanlar ve buna demokratik olmayan bir tepkiyle mukabele edenler, yol açtıkları arbedeyle maalesef misafirperverliğimize gölge düşürmüşlerdir."

Bu akıl almaz açıklamasını da mı görmedik yoksa?

Ramazanda alkol alanlarla, onları darp edenleri aynı miktarda suçlu bulan bir zihniyetin liderliği döneminde elbette laiklik ekmek gibi,su gibi aranacaktır.

-Farklılıklarıyla bir arada yaşayan toplum en ufak bir anlaşmazlık neticesinde karşı karşıya gelebilecek kabilesel bir yapı halini almaya başlamışken,

-Sizin, bizim ''mahalle'' anlayışı ile farklılıklar düşmanlık seviyesinde bir vücut haline getirilmeye çalışılıyorken,

-İnsanların birbirinin kıyafeti, inancı, yaşamı ile ilgili ahkam kesmesi had safhaya ulaşmışken,

Üstelik hala resmi olarak ''laik demokratik'' bir hukuk devleti olmamıza rağmen pervasızca tüm bu yozluklar içinde derin bir çukura saplanıyorken mi unutacağız laikliğin gerçek işlevini!

İşin bir de öteki boyutuna bakalım samimi bir inanan için gerçekten doğru olan laiklik temeline oturmamış farklı bir sistem mi?

Bu elbette safsatadan ve aldatmacadan ibaret.

Türkiye'de mevcut bulunan İslamcı tarikat ve dini gruplara bakın neredeyse hepsinin arasında farklı uygulamalar,inanışlar mevcut.

Bir kısmı ortak hareket etmelerine ve aynı şeyleri düşünmelerine rağmen hepsi kendi liderinin diğerinden daha ''Allah Dostu'' olduğunun inancında.

Birçoğu devlet kademelerinde daha çok görev alma derdindeyken, bazıları da kurslar ve yatılı okullarla sınırlarını genişletmenin derdinde.

Devletten nemalanan tarikatlarına biat etmiş iş adamları, her yerde gezen bağış kutuları ve yandaş ihalelerle etki alanlarını genişletip öncü pozisyon almanın hevesindeler.

Laiklik temel alınmamış bir sistemde gerçekten yüzlerce yapının sessizce oturup monoblok halinde başta tek bir liderin emrinde usulca ömür süreceğini mi zannediyorsunuz?

Asla!

Hepsi kendi bölge ve etkinlik alanlarında güçlerini konuşturduğu, devletin içinde varolabilme oranlarına göre ibadetinizden tutun da ne yiyip içeceğinize kadar at koşturabilecek bir zemin bulacakları bu güruh memlekette Laikliğin olmadığı an virüs gibi yerleşeceklerdir.

Türk toplumu inancını son 15 senede keşfetmedi. Türk toplumu benliğini de son 15 senede keşfetmedi.

Laik Demokratik Cumhuriyet'i yeterince iyi anlamak ve anlatmak için vatansever aydınlarımız ülkemizin kuruluş yıllarından beri mücadele ederken son 15 yıllık süreçte geldiğimiz noktadan daha da geriye gitmek durumuyla karşı karşıya kaldık.

Ancak bunlar aşılamayacak sorunlar değil kendilerini dev aynasında gören güruhun hayal ettiği kadar bir kitlenin esasen böyle bir derdi de yok ancak esrik sarmalı ( https://www.tahtapod.com/blog/tan-vaktine-yueruemek ) etkisinde olduklarından adeta bir hipnoz hali ile yobazların peşlerine takılmış gidiyorlar.

Tabi geçtiğimiz 15 senelik süreç içerisinde siyasal islamcıların başlarını okşadıkları sözde özgürlükçü sözde modern sözde eşitlikçi güruhun laiklik kavramıyla olan kavgaları da bugünü yaşamamızın önemli bir nedeni.

Hükümet kahvaltılarında tereyağlı,ballı lokmaları art arda yutmakta zorlanırken sıkma portakal suyunun yardımına başvuran bu zevat

Ne var laiklik de laiklik tutturmuşlar 1920 zihniyetli faşistler kıvamlı açıklamalar yaparken İslamcıların tekmelerini mabadlarına yiyince laiklik arar oldular.

Bazıları da hala hükümetten faydalanabilir miyiz, en azından zarar görmeyelim tavrıyla mabadlarının üstünde sessiz sessiz oturuyorlar.

* * *

Biz bu ülkenin Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde olan evlatları tüm farklılıklarımızla beraber;huzurlu ve güçlü bir gelecek görmek istiyoruz.

Başaracağız!


Saygılarımla

Emrah Birgül

Dipnot: 
Bazı İslamcı grupların ölçüsüz tutumlarından bahsetmişken sizler için bizzat kendi web sitelerinden birkaç ''fantastik öykü'' topladım. Zihniyetler hakkında daha net fikir sahibi olmak için okumanızı tavsiye ederim...

Related Posts

Leave Comments