Ne tanıştık ne de yan yana geldik,
O insandı, ben insanım yetmez mi,
Ülkümüz ortaktı, hep gönül verdik,

O ülkücü ben ülkücü yetmez mi?


Eyvah! Eyvah! Neler geldi başıma,
Zehir doldu ekmeğime, aşıma,
Kan karıştı dün akan gözyaşıma,
O ülkücü ben ülkücü yetmez mi?

Kara haber geldi, katrandan kara,
Bağrımda açıldı derin bir yara,
Bir yiğit genç yaşta düştü mezara,
O ülkücü ben ülkücü yetmez mi?

İki evlat, bir eş kaldı geride,
Neyler, ne eylerler bu zemheride,
Bak, hainler kıs kıs güler beride,
O ülkücü ben ülkücü yetmez mi?

Hiç hoş değil gördüğüm şu manzara,
Ahde vefasızın bini bir para,
Bir yoğun sessizlik çıkar kantara,
O ülkücü ben ülkücü yetmez mi?

Yerin göğün inletilmesi gerek,
Köşe bucak dinletilmesi gerek,
Şu dünyanın titretilmesi gerek,
O ülkücü ben ülkücü yetmez mi?

O başkanken çevresinde olanlar,
Dost bildiği iki yüzlü yılanlar,
Böyle bir acıya sessiz kalanlar,
O ülkücü ben ülkücü yetmez mi?

Nerede ağalar, nerede beyler,
Ülküden geçinen o derebeyler,
Niye hiç ses vermez vicdanı şeyler,
O ülkücü ben ülkücü yetmez mi?

Ağzımızda acı zehir tadı var,
Sevenlerin çığlığı, feryadı var,
Ülkü Ocağı'nın bir tek adı var,
O ülkücü ben ülkücü yetmez mi?

Çıkmayacak belli hiç ses Ocak'tan,
Ülkü terk eylemiş orayı çoktan,
Varlığı bin beter malesef yoktan,
O ülkücü ben ülkücü yetmez mi?

Her ülkücü öz kardeşim bilirdim,
Hayâlimde bir araya gelirdim,
Dün aklım yitirdim, resmen delirdim,
O ülkücü ben ülkücü yetmez mi?

Daha da sayardım ama nafile,
Yaz yaz ne değişir, biter mi çile,
Söz anlatmak mümkün müdür gafile,
O ülkücü ben ülkücü yetmez mi?

Bunca yıl ülkünün izini sürdük,
Bu hâli ne bildik ne de öngördük,
Yetmezmiş dostlarım, yetmezmiş gördük,
O ülkücü ben ülkücü yetmezmiş,
Ülkücünün derdi gamı bitmezmiş.