By Kartal Yolcu on Pazartesi, 20 Temmuz 2020
Category: Kültür ve Sanat

GECE YARISI KİTABI

ERZURUM YOLCULUĞU, Alexandr Puşkin 

Kitap okumanın saati yoktur. Gündüz okuduğumu paylaşmıştım şimdi bitirdiğimi (04.00) de paylaşayım. 

Bu kitabı okurken bana eşlik eden 3 bardak çay, bir tas tarhana cipsi, bir şişe su ve müzik. 

Müzik de hep aynı parca. Telimde kayıtlı bulunan bir Thelonious Monk bestesi ve tüm jazz severlerin bildiği "Round Midnight"... Bu parça o kadar çok kişi tarafından yorumlanmıştır ki (merak eden baksın), kitap okurken bu yorumları arka arkaya dinleyerek keyifle bitirdim. 

Kitaba geleyim: Aleksandr Puşkin, edebiyat severlerin iyi bildiği bir isim, çağdaş Rus edebiyatının kurucusu olarak bilinir. (itiraf etmeliyim ki ben Rus edebiyatından pek hoşlanmam). 

Her neyse. Aleksandr Puşkin bir Rus soylusu, çevresinde bir dönem Çar 1. Nokolay'a isyan eden, "Dekabrist" olarak bilinen subaylar var ve bunların ileri gelenleri idam ettirilip geriye kalanları da Rus ordusu nerede savaşıyorsa oralara sürgüne göndermiş askerler. 

Puşkin bu subay dostlarını görmek için 1829 yılında Rus ordusunun doğu cephesine, yani bizim Kars-Erzurum'u işgal eden orduyla geziye katılır. İşte bu gezide tuttuğu notlar ve çizimleri ile gördüklerini oldukça nesnel anlatır. 

Bu arada Rus ordusu, bizimle savaşmak için yine Türk soylu olan halklardan orduyu kullandığını görüyorsunuz kitabı okurken. Rusların Tatar dediği askerler, çeşitli Türk boylarından toplanmış Müslüman Türk olan askerler; Azerbaycan, Balkar Kumuk Türkleri yani. Ve Rus ordusunun vazgeçilmezi olan Kazaklar. 

Bir gezi kitabı okumuyorsunuz sadece, ibretlik notlar alıyorsunuz kendinize. Rusların bu işgal hareketine, doğal olarak, Osmanlı sınırları içindeki Ermeniler din bağından dolayı destekliyor. Bir de Müslüman Kürt aşiretleri. 

Yani Osmanlının Müslüman Türk askerlerine karşı savaşan, Yine Müslüman Türk boyları. Ve Rus ordusuna destek olanlar Osmanlı tebaası olan Ermeniler ve Müslüman Kürt aşiretleri... 

O yüzden "elinize ne geçerse okuyun derim" herkese. Ayakları yere basmayan idealist düşüncelerle, hayali macera girişip sağa sola slogan yazmak, nutuklar çekmek kolay ama gerçekler acı acı kıçınıza girer her zaman (Çok mu avam oldu? Bence ifade cuk yerinde )... 

Bir de çevirmeni Ataol Behramoğlu olursa, Rusça yazılmış her kitap keyifle okunur bunu iyi bilirim... 

Neyse sabah ezanı okunuyor, Artık yatağa girip zıbarma zamanı benim için. Yarın bir başka kitapla buluşmak için, uyanmayı umut ederek iyi sabahlar.

Related Posts

Leave Comments