By Kartal Yolcu on Salı, 09 Şubat 2021
Category: Kültür ve Sanat

BİR KİTAP

Beyaz Ruslar - Esir Şehrin Misafirleri | Bülent Bakar

Önce kitabın adıyla ilgili , konuya yabancı olanlar açısından kısa bir not düşeyim.

Kitabın adında geçen "Beyaz Ruslar" kavramının günümüz "Belarus ya da Beyaz Rusya" ile ilgisi yok. Bu Beyaz Ruslar, 1917 devrimi sırasında Kızıl ordunun muhalifi olan, yani Bolşeviklerin karşında, yer alan grup ve orduyu tarif eden bir kavram. Rusya'da ya da o zamanın tabiriyle Sovyetlerde, devrim bir günde olmadı. Uzun savaşlar, acılar, göçlerin yaşandığı bir dönem. Bolşeviklerin karşısında muhalif olan, ilk başta batılı devletlerin silah ve cephane ile desteklediği Beyaz ordu, bir süre başarı gibiydi, ancak daha sonra da yenildi. Onlar da canlarını kurtarmak için vapurlarla İstanbul'a sığındılar.

Diğer taraftan kitabın adında geçen "Esir şehir" ise, o dönemin İstanbul'u. Bildiğiniz gibi 30 ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi sonrası, İstanbul adım adım İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunanlılar tarafından işgal edildi. Bu işgal yaklaşık 4,5 yıl sürdü…

İşte bu İstanbul'a kaçan, sığınan, gelen Rusların acıklı öyküsünü bu kitaptan okuyabilirsiniz. O dönemde rivayetlere göre 100.000-300.000 arası RUS ülkemize İstanbul'a geldi. bunların yaklaşık 70.000'in Beyaz Ordu mensubu. (İhtilaf devletleri daha sonra bu 70.000 askeri Milli mücadeleye karşı da kullanmak istediler).

Diğerleri ise en soylu zengin Ruslardan tutun, fukara Ruslara kadar her sınıftan insandı. Hatta bazıları etnik Rus bile değillerdi. Musevi, Rum, Kalmuk gibi diğer gruplara mensup insanlar vardı. (Don Kozaklarını hangi gruba sokarsınız bilmem)..

İşte bu sığınanlar ciddi sosyolojik sorunlara da yol açtı. Sadece dikkat çekici olması nedeniyle tek birinden söz edeyim:

"HARAŞO" kavramı ilginç bir yer tutar o dönemim gazetelerinde; konu biraz da magazin içerir. Gelen Ruslar, özellikle Beyoğlu'nda çok sayıda lokanta eğlence yerleri açar. Burada da Rus kadınlar garsonluk yapar çalışır. Bizim erkekler de bu kadınlara para döker bu durum kadınlarımızı rahatsız eder. Rus kadınların sınır dışı edilmesi konusunda dilekçeler yazılır. İşte bu güzel Rus kadınlar "HARAŞO" olarak anılır. (Hani bir ara "NATAŞA" kavramı ile ülkemizdeki Rus kadınlar aşağılanırdı ya onun gibi, ancak bu 100 yıl önce)

O dönemin gazetelerinde konuyla ilginç karikatürler yer alır. En ciddi gazetelerde bile magazin boyutunda makaleler yazılır

Bu çalışmada o dönemin bir tasviri olarak çok iyi yapılmış, belgelerle konu detaylandırılmış. Yani tarihe meraklı olanlar için ilginç kolay okunan bir kitap.

NOT: Aynı konu ile ilgili olarak geçen yıl bu zamanları Hakkı Süha SEZGİN'in "İşgal Günlerinde İstanbul" isimli kitabını anlatmışım ve o kitapta konunun detayını merak ettiğimi ifade ederek ve şu notu iliştirmişim;

"... bu Ruslara ne oldu? Bu konuda bir araştırma, bir çalışmada yapıldı mı, bir eser tez yazıldı mı? Merak ettim. İstanbul İşgalden kurtulmadan evvel bu yüz bin Rus batıya mı göçtü, ülkelerine geri mi döndü? Bu konuda hiç bir bilgim yok, eser tavsiyeleriniz olursa mutlu olurum" ...

Evet bu konuda bugün anlattığım kitapta epey bilgi edindim detay buldum.

Meraklılarına tavsiye ederim

Related Posts

Leave Comments