Çocuk Vakfı bir "Doğu Türkistanlı çocuklar" raporu yayınladı. Raporun hemen girişinde:
"Çin Hükümeti özellikle Doğu Türkistan'da doğum önleme ve zorla kürtaj stratejisi uyguluyor. 2016 yılında başlayan "aileden kopuş" politikası hız kesmeden devam ediyor. 1-3 yaş bebek, 3-6 yaş grubu çocuklar için kamp merkezlerinde kaç çocuğun olduğu bilinmiyor. Anne ve babaları "politik eğitim kampları"na götürülen çocuklar "sevgi dolu kalp", "çocuk sığınma evi", "mesleki eğitim merkezi" vb. kamplarda dış dünyayla bağlantısı olmayacak şekilde tecrit ediliyor. Hem anne-baba hem de çocukları kampa alınanlar için "çifte alıkonulmuş aile" uygulaması giderek yaygınlaşıyor. Çocukların öğretmenlere "anne" diye seslenmesi zorunlu bir kural olarak uygulanıyor. Kamplarda alıkonan çocukların ana dilleri ile eğitim almaları engelleniyor, zorunlu olarak Çince öğretiliyor. 2016 yılından bu yana Doğu Türkistan'daki "etnik ve kültürel soykırım" karşısında başta Birleşmiş Milletler'e bağlı örgütler olmak üzere, insan hakları savunucularının sesi duyulmuyor."
Çin "çocuklardan başlayan" bir asimilasyon programı uyguluyor. Belli bir yaştan sonra kişilik dolayısıyla kimlik oluştuğu için "Çinlileştirmek" işine çocuklardan başlamak gerek elbette. Çin tam da bunu yapıyor. Tam Çin puştluğu!
Yani yeni bir bellek yüklenecek çocukların beyinlerine.
Bu bir soykırımdır aşıcı sevdalıları!
Belki sizin görmek işinize gelmiyor belki bilerek görmüyorsunuz. Hangisi olursa olsun TÜRKLÜK için ihanet içindesiniz.
Neden mi?
Cengiz Aytmatov bunun Sovyet Rus modelini "mankurtlaştırma" olarak nitelemişti Gün Uzar Yüzyıl Olur romanında. Sonunda annesine bile ok atacak, kimliğini, hafızasını kaybetmiş tipler oluşturulmuştu… Bu programa göre çocuk ana dili olarak, -anne- dedirtilen Çinli bakıcının dilini öğrenecek, Çin boyasına boyanacak… Yani yeni bir hafıza yüklenecek. Artık bu nesillerden sonra bir Doğu Türkistan bilinci, Türklük bilinci olmayacak.
Sizin yaptığınız TÜRKLÜK için ihanettir.
Neden mi?
Dilini kaybeden bir nesil var ve siz bilerek/ bilmeyerek bu soykırıma çanak tutuyorsunuz.
Geldiğimiz nokta TÜRKLÜK için çok karanlık uçurumun kenarıdır.
Aşı alabilmek için Çin zulmüne ses çıkarmamak ses çıkaramayan zihniyeti milliyetçilik beka hikayesi altında desteklemenin adı nedir?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, nasıl bir skandal niteliği taşıdığının farkında olmadan ne diyor: "Bugün 'Çin aşısı nerede' diye soranlar, dün Çin ile aramızdaki hassas konuları kaşıyarak ilişkilerimizi bozmaya çalışıyorlardı"
Evet evet yanlış okumadınız sayın Sağlık Bakanı aynen böyle dedi.
Bu açıklamanın yenilir yutulur bir yanı yok TÜRK için.
Şimdi çıkıp İsrail'e kafa tutan İsrail'i terörist devlet ilan eden herkes ÇİN DEYINCE NIYE SUSUYORSUNUZ? KÜRSÜ MİLLİYETÇİLERİ SİZ NİYE KONUŞMUYORSUNUZ?
KONUŞUN TOPAL ÖRDEK KIZMAZ SİZE…
Galiba Tanrı Türk'ü korusun korumasına da niçin?
Bir düşünün!
Doğan Ay