Bugün 2 Temmuz 

Madımak Katliamının Yıldönümü. 
Her sene aynı yazılar paylaşımlar.
Ama hiç kimse 2 Temmuza nasıl gelindi ve o gün Ülkücüler işin neresindeydi onu yazmadı
Olay tamamen prokavatif.
Adı üstünde prokavatif olunca, önemli olan orada yapılması gereken olay.
Ve Aslınada uygun olarak uygulanması. 
Nitekim öyle de oldu. 
Üstelik, bu kamplaştırma sürecinde kavgayı herkes sahiplensin diye suçalamaları 
"Sivaslılık, müslümanlık, alevilik" 
gibi kitlesel aidiyetler üzerinden yürüttüler.
Bugün hala bu gibi kamplaşmayı derinleştirerek devam ettiriyorlar. 

Tarih: 2 TEMMUZ
Şehi: SİVAS
Olay Yeri: MADIMAK OTELİ,
Olay: DİRİ DİRİ İNSAN YAKMA,
Yakanlar: GERİCİ,
Yakılanlar: AYDIN.

Evet insanlar diri diri yanmıştır. 
Ama,yazılanlar gerçeği yansıtmıyor. 
Olayı yapanlar gericiler değil. Dış güçlerin prokavatörleriydi. 12 Eylül 1980 İhtilalinin son perdesiydi. 
Zaten İhtilal bu yüzden bir sene ertelenmişti. Çünkü yeterince ortam oluşmamıştı. 

12 Eylül öncesi sağcılara ve Solculara yardım eden, destekleyen hatta silah veren kişiler hep aynıydı. 
Ve bu Şahıslar devletin en mahrem yerlerindeydi. 

Aradan Geçen 26 yılda hem kinimizi hem anılarımızı canlı tuttuk. 
Yaşanan bunca acılara rağmen, hiç kimse o gün sağ, sol, alevi sünni, bugün laz, kürt, çerkez, alevi safsatalarıyla bu Ülkeyi bölmeye çalışanların önüne geçemedi. 

Halbuki bizim bazı gerçeklerimiz var. 
Anadoludan
Pir Sultan'ı, Yunus'u, Fuzuli'yi, Kul Himmet'i, Aşık Veysel'i, Mahsuni Şerif'i çıkart, bak Anadolu'dan geriye ne kalır? 

Dün halkı Siyasi Olaylarla sağcı-Solcu, ayrıştırarak 12 Eylüle taşıyan süreç ve daha sonra cemaatlerle bu milleti Alevi- sünni- kürt diye ayrıştırarak, süreci 15 Temmuza taşıyıp bölmek isteyenleri hala çözemediyseniz 
Başınızı ellerinizin arasına alın bir daha düşünün. 

Acılarımızı dindirmek ve geleceğe el ele umutla bakabilmek için daha çok birlik beraberlik içinde olmalıyız. Topluma kin ve nefret tohumları yerine, Sevgi ekmeliyiz. 

Bu vesileyle 2 Temmuz katliamında hayatını kaybeden canlara Allahtan Rahmet diliyor ve diyorum ki;
"Yürü bre hızır paşa,
Seninde çarkın kırılır" ( Pir Sultan Abdal)