Dünyada anlamları ve konusuyla ön plana çıkan, her alanda ve kategoride belirli nedenlerden dolayı özel olarak kabul edilerek kutlanan çok sayıda özel günler vardır.

Bu özel günlerin bir kısmı evrensel olup tüm dünyada kutlanırken, (Hukuk, Nüfus, Barış, Anneler günü vs. gibi günler) ulusal anlamları olan günler ilgili ülkelerde kutlanmakta.

Yine bu günlerin kimi içerik ve anlamları bakımından bazı toplum kesimlerince özel olarak kutlanır.
Örneğin Hukuk Günü hukukçuların, Öğretmenler Günü öğretmenlerin, Dünya Mülteciler Günü de, mültecilerin daha çok ilgilendiği bir gündür.

Farklı meslek ve gruplar için özel günlerin yanısıra herkesi ilgilendiren günlerde tüm dünyada kutlanmaktadır. Dünya Barış Günü, Su Günü, İklim Günü, Hayvanları Koruma Günü gibi.

Giderek değişen, gelişen ve nüfusça çoğalan dünyamızda sorunlarda artmakta sorunlara dikkat çekmek ve çözüm bulmak için de "deliye her gün bayram" örneği hemen her gün bir günümüz ve kutlama sebebimiz var.

Gün geçmiyor ki; bir meslek, bir cinsiyet, bir canlı ya da doğayla ilgili bir gün kutlanmasın.

Örneğin; amaçlarından biri yoksullukla mücadele olan Birleşmiş Milletler (BM), küresel yoksulluğun azaltılması ve dünya çapında yoksulluk konusuna dikkat çekmek amacıyla farkındalık oluşturmak için 17 Ekim'i Dünya Yoksullukla Mücadele günü olarak ilan etmiş.

Ne tesadüftür ki, dünya nüfusunun %30'nun yeterli gıda maddesine ulaşamadığı gerekçesiyle 16 Ekim de "Dünya Gıda Günü" ilan edilmiştir.

Sanırım, birleşmiş milletlerin ilgili birimleri kapitalist sistemin ekonomik, siyasal politikaları nedeniyle gittikçe mutsuzlaşan bireyleri oyalayarak kendi aralarındaki kutlamalarla geçici mutluluklar yaratma çabasında. 

Kimin canına okunuyor, neyi yok ediyor ve değersizleştiriyorsak onun gününü kutlama ve önemseme aldatmacası yaratılıyor.
"Mangalda kül bırakmayan bizler de hololo, hülolo" kutlama mesajları yayınlıyoruz. Ha diyeceksiniz ki bunlar aynı zamanda farkındalık yaratarak sorunlara dikkat çekmeyi ve çözümler üretmeyi amaçlamaktadır. Bu güne kadar çok iyi niyetle düzenlenmiş konferanslar, paneller, görüşmeler, ve sorunu yaşayanlar tarafından düzenlenen yürüyüşler vs. Vs. Hangi sorun çözüldü. 

Küçük kazanımlar olmuştur elbette ama unutmayalım ki kapitalizm kendi yarattığı ve padişahın. vergi yükleme sonucunu görme misali farkına vardığı, aslında bizlerinde farkında olupta yaptırım uygulayamadığımız sorunları toplumsal patlamaların önünü kesmek için bizlere tartıştırıyor gazımızı alıyor. Önemli olan Onlar farkına varmadan bizim görmemiz çözüm istememizdir. Benim farkında olduğum tek durum her yıl aynı günlerde katlanarak gelen sorunları tartışmaktan ve bir türlü yerine getirilemeyen çözüm önerileri sunmaktan öteye gidemiyor, o etkinlikten bu etkinliğe savruluyor birde bol bol mesajlar yayınlıyoruz.

Yani demem o ki; herkes her şeyi biliyor ama her nedense kimse derman olur diye elini taşın altına sokmuyor.