Her kurucu liderin ardından bir boşluk muhakkak oluşur.
Ondan sonra gelenler onun yolundan gidiyoruz der, ama gitmez. Bu hep böyle olmuştur.
Ama nedense kimse bunlara çıkıp yanlış yapıyorsunuz diyemez, çünkü o artık çoktan kurucu liderin dokunulmazlık ve kutsallığına bürünmüştür. Hatta lidere bağlılık, kurucu liderdeki gönüllülüğünde ötesine geçip, öyle bir hal alır ki, kurucu lider bile yanında solda sıfır kalır.

Fikir partilerinde idealizm de, mihenk de, revizyon da önemlidir.
O kadar sık çıkar ki karşımıza, bazen düşünenlerin düşündüklerini söylemeleri için o kadar ciddi bir engel oluşturur ki işin içinden çıkamaz, çok zorlanırsınız.
Alışılmışı, inanılmışı değiştirmek o kadar kolay değildir çünkü.
Bu konuda fikir beyan edenler bir sarraf ustalığında hassas değerlendirmeler yapsalar da, eleştirilmekten yine de kurtulamazlar.

Bu kadar ciddi ve önemli, bu kadar katı kurallara sahip bir şeyden bahsetiyoruz yani, ama gelin görün ki adına ne derseniz deyin bu ölçü bütün ülkücüleri kırar geçer, ama ne hikmetse lidere hiç işlemez.

Lider her dediğini alkışlayanlar sayesinde kral gibidir. Hiçbir mihenge uymak zorunda değildir.
Bütün bir fikri ters yüz etse de, en olmadık şeyleri yapsa da, onu bağlayan hiçbir ölçü yoktur.

İşin en komik yanı elimizi kaldırıp seçtiğimiz birinin bir günde bilgeleşmesidir.

Bir günde bilgeleşmek, bir günde sıradan bir partiliyken bir gün sonra, kutsallar statüsüne geçmek nasıl bir iştir ki?

Oysa her fikir partisinde olumlu ya da olumsuz, başarılı ya da başarısızlığın muhakkak bir muhatabının olması gerekir. Çünkü liderlikte nihayetinde bir bayrağı taşımaktır. Emaneti devir almak kadar emaneti layıkıyla devretmenin de bir mesuliyeti vardır.

Anlayacağınız ölçü hepimizi bağlar, ama lideri bağlamaz. Denemesi bedava ülkenin ali menfaati ve bekası için ''Apo bırakılması lazım'' desin aynı gün bir anda intikam naraları atanlar, bir anda sevgi ve barış havarisi kesilebilir. Bir gün arayla iki zıt kararı ayakta alkışlamak bunun en açık ispatıdır.

Yani artık lütfen anlayın hainlik konusunda adalet yoktur.
Gariban yaparsa ihanet, lider yaparsa strateji olur.

Diyeceksiniz ki ''O lider, o kadar olsun.''
Olsun da, bu kadar da olmaz ki!
Olursa temel sarsılır çatı çöker. Bu kadar niye ayrıştık, bu kadar niye savrulduk sanıyorsunuz.

Peki! Nasıl olacak?
Olacağı: Revizyon olacaksa revizyonun da bir kuralı kaidesi var.
Dünyada nasıl oluyorsa bizde de öyle olmalı. Felsefesiz revizyon olmaz!

Bir fikir partisinde dünya görüşleri de, siyaset görüşleri de, akşam yatıp sabah kalkarak mesnetsiz ve dayanaksız değiştirilemez çünkü.

Herkes kafasına göre istediğini söyler, istediğini yaparsa kaos olur. Parti parti olmaktan çıkar. Fikir partilerinin kökleri tarihin derinliklerine dayanan yılların biriktirdiği fikir ve tecrübeleriyle inşa edilmiş kendileriyle özdeşmiş kendilerini kendileri yapan ciddi mirasları vardır.

Fikri, felsefesi, sosyolojik araştırma ve incelemeleri yapılmamış çıkışlar faydadan çok zarar oluşturur. Bu tür maceralar klasik kitle partilerinde olabilir, ama fikir partilerinde olmaz.

Koskoca hareketin anlı şanlı ülkücülerin fikirsiz ve hedefsiz şaşkın ve çaresiz insanlar gibi sığınacak yeni çatılar araması bu harekete yakışmaz.

Türk milletinin teminatı milliyetçi partilerde göç yolda düzülmez. Gidişata göre konum ve mevzi belirlemek gayrı ciddi hareketlerin işidir.

Sebep ve sonuçlar masaya ciddi ciddi yatırılıp, ölçülüp biçilmemiştir. Siyasette sağ sol olabilir, ama Türk milliyetçiliğinde sağ sol dinli dinsiz yoktur.
Türk milliyetçiliğinin hedef kitlesi bir zümre değil, milletin bütünüdür.
Bu nedenle kamp ve kutuplaşmanın bir tarafında değil, karşısında durmak ve herkesin sığınacağı Türk milliyetçiliği limanını asla tehlikeye sokmamak gerekir.

Bölücü ve iş birlikçi olmadığı müddetçe hiçbir fikir Türk milliyetçiliğinin düşmanı değildir. Türk milliyetçiliğinin düşmanı cehalettir.

Türk milliyetçilerinin yürüyüşü tarih boyunca devam eden önemli bir yürüyüştür.

Türk milliyetçilerinin istikametlerini bozmadan yollarına devam etmeleri gerekirken üç günlük partilerin peşine takılması affedilecek, maruz görülecek bir hata değil, apaçık bir akıl tutulmasıdır.

Türk milliyetçileri tarihin hiçbir döneminde soyguncunun hortumcunun zalimin hırsızın arsızın ahlaksızın bölücünün yanında yakınında olmak şöyle dursun, birlikte adı bile anılmamıştır. Anılmamalıdır.

15 yılda yaşadıklarımızı bir başka ideoloji yaşasa her halde kıyamet kopardı.

Gizli bir revizyonla mı karşı karşıyayız acaba diyeceğim de, daha sözüm bitmeden hepinizin ''Ne gizlisi başkanım '' diye isyan edeceğinizi biliyorum.

Haklısınız, ne yazık ki her şey o kadar açık ki.

HASAN GÖMLEKSİZ
8 / Ağustos / 2022