Bir at bir eşeğe hasımlık etmiş bir vakit. At tepmiş eşek ısırmış bu böyle kan revan sürmüş gitmiş. Başka bir at ile eşek de hısım gitmiş. Derken bir katır o hısımlıktan peydah bitmiş.

Katır varmış ikisinin yanına demiş buldum aranızı bulmaya ama beni rehber sayın. Eşek gülmüş katıla katıla. At bakmamış bile katıra. Bu katırla kırk hatıra yazılmaz bile bir satıra. Ne ata benzer ne eşeği benzediği var. Gülüşü eşeği yürüyüşü atı taklit. Bununla çıkmaz hiçbir tarik. Ne sadık ne refik.

Amma girmiş katır eşeğin sıpasının kanına. Sıpanın yürüyüşü değişmiş. Hem ne var bunda onun da amcası yiğit bir eşşekmiş.

Eşek dönderememiş sıpayı almış eline sopayı. Tam vurdu vuracakken at yetişmiş imdata. Meğer anasına yanıkmış katırın ne kısraktı ah dermiş. Katırın evveliyatını bilirmiş de işte bir eşşek evvel davranmış. Sonra da kısrak kendini vurmuş utancından dağa taşa. Kala kala bu katıra kalmış. 

At dişini göstermiş eşeğe sonra malum tekmesini.
Eşek sıpasından muradı kesmiş bir önce demiş nasılsa babası ahali. 

Böyle başlamış sıpa ile katırın sevdası. Sıpa yaman sıpa azgın sıpa bela. Ne varsa yıkmış duman etmiş ne fena. 
At korumuş sıpayı, sıpa dökmüş sıvayı ahırı, ağılı, cümle merayı bir bir kırmak için hiç değil sökmek için basmış toynağı.

Katırın kimi kimsesi yok babası fena bir eşşek hem neyi sahiplenecek kendi katırın vurmuş kıçına tekmeyi görünce ondaki fitne ve nedameti kendi yaptıkları kalırmış yanında tahir amma ne etsin nedametten doğan irindir zahir.

Katır bulmuş yedi düvelde aramadan hem kendine yoldaş nereden duyduysa çıkmış gelmiş kendi gibi fikri de oynaş. 

İki katır bir sıpa vurmuşlar kilit ahıra. Koyunlar sanmış celepten ve sopasından kurtulduk. Katırlar ilkin celebin abasına atılmış sonra kırmış sopasın. Sıpa işte durur mu almış hırsın ataşın. Celebe ait ne varsa atıp da yakmışlar. Ne kaval ne türkü sıpadan aşık tutmuşlar.

Gel zaman git zaman sıpa azıtmış. Zaten öyleymiş de katır da buna ayıkmış. At ile eşek anlamış bu koyunlar ahırda kendileri gibi kısıkmış. Demiş koyun kardeş gel ağıl yıkılacak başa bu sıpalarla katırların hali hiçe. Katırlar canhavli başlamışlarlar vermişler sırt sırta sıpayla. Sıpa bir vurmuş ki ahıra koyunlar olmuşlar katırın ardında sıra. At bakmış ağılın altında kendi de kalacak nasılsa sıpaya yüz erdi şimdi nasıl alacak. Neyse sıpa yaman sıpa. Durur mu bundan sonra. Sıpayla mücadele edeyim derken bizim katır da kaptırmış boynundan haşırt diye beriki katıra. Katır yanmış yanmaya ya. Tek dostu yoldaşı. Beraber çalmışlar - kaşığa- aşı. Neyse bu katırın huyu pek yaman. Atın kalmamış nalı, eşeğin hali perişan. Ata demiş toynağına nal, kabahatina hemhal olurum. Sen aman bul bana yoldaşı. At bu tam söktürecekken dişleri demiş katır kardeş yaparız o işleri. Sıpayı bana ver zaten ahtım var. İstediğim biraz yular biraz tımar. Çağırmış atları seslenmiş haraya. Gelin demiş dizilin bir araya. Atlar sürülmüş sıraya sıpa kaçmış bir ine. Girdiği inde cesaretlenmiş bir de. 

Neyse atlar dizilmişler, bir bir. Katırla hemhal olmuşlar bir. 

Katır kardeş halinden memnun. Ata semer vurmuşlar, koyunlar hala coşkun.

Atın kırılmış dişi, katıra kalmış her işi. 
Allah değil er, vermesin böyle bir dişi. 

Eşeği sorarsanız eşek yine o eşşek. Düzeldi diye umarsınız ya sanmam düzelmeyecek.