İstanbul'u elimde fotoğraf makinası ile gezmelerim lise-üniversite öğrenciliğim zamanına dayanır. (O zamanlar elimde en ucuz DSLR olan Rus malı ZENİT makine vardı, ağırdı, hantaldı ama lens kalitesi çok çok iyiydi). Sokak sokak Galata'nın Pera'nın içlerinde dolaşırdım bazen tek bazen bir kaç fotoğraf meraklısı arkadaşla. 

O dolaşımlar sırasında Galata'nın köhne sokakların birinde, Anadolu'nun bir köşesinden farkı olamayan görüntüsüyle iki yazmalı teyzenin pencere önlerine koydukları yastıklara dayanarak hararetli dedikodu yaptıklarına tanık olmuştum. Yalnız bu hararetli dedikodunun bir farkı vardı; Bu teyzeler çok hızlı İtalyanca konuşuyorlardı. O kadar hızlı ve kelimeleri yuvarlayarak konuşurlardı ki, Roma'lı bir İtalyan'ın o konuşmaların tamamını anlayabileceğini hiç düşünülemezdi. Bir de konuştukları İtalyanca'nın içinde Rumca kelimler de çoğunluktaydı, bunu fark edebilmiştim o dönemlerde. 

Kimdi onlar? Yanımda bulunan kültürlü arkadaşım "Cenevizlilerin torunları" demişti. (O sokak ve çevresinde pandemi öncesi de dolaşırdım ki o gençliğimde karşılaştığım manzaraya hiç tanık olmadım)

Yıllar sonra o Ceneviz torunlarından birini tanıdım. Tek kelime İtalyanca bilmeyen , yaşayışları ile bir İstanbul hanımefendisinden farkı olmayan. Avrupa maçlarında Türk milli takımı maç kazandığında sokaklarda sevinçle dolaşan sıradan bir TÜRK ten ayrı hiç bir davranış ve yaşayış biçimi yoktu. 

Avrupa Birliği olgunlaştığında ve serbest dolaşım anlaşmaları çerçevesinde İtalya bu torunlara yurttaşlık hakkı tanıdı ve hemen hemen hepsi çifte vatandaş oldular, İtalya pasaportu taşıdılar.

Arkadaş anlatıyordu; cebinde İtalyan pasaportu ile Roma'ya tatile gidiyor, Adı soyadı İtalyanca ve havaalanında polis pasaporta bakarken İtalyanca selam verip, bir şey soruyor, ancak arkadaş İtalyanca bilmiyor, lise İngilizcesi ile konuşmaya çalışıyor. 

Polisin suratı değişiyor, acaba bir sahtelik mi var diye... 

Neyse bu kitaba döneyim;
Galata ve Pera hakkında yazılmış en kapsamlı detaylı çalışma bence. Yazarımız Fransa'da Paul Valery Üniversitesinde bu konularda çalışma yapmış doktoralı biri, elliden fazla kitap makale yazmış biri ve kitaplarının bazıları dilimizde (Bir kitap sitesine yazarın adını yazarsanız diğer kitaplarını görürsünüz). Türkiye Vatikan diplomasisi, Türkiye Katolik ruhani başkanlar Kurulu'nun resmî tarihçisi gibi unvanları var.

Bu kitabı yazarken; Vatikan gizli arşivi, Propaganda fide tarihi arşivi gibi daha önce ulaşılmamış arşivlerden bilgi toplamış, Latin kiliselerinin arşivlerinde dirsek çürütmüş. Geçmişte Galata -Pera sokaklarının sakinlerinden, esnafına, isim isim daha önce hiç okumadığım detay bilgi var. İstanbul tarihi ile ilgili iyi bir kitap olmuş. 

İki sayfayı özellikle paylaştım: Yazar kendisini nasıl ifade ediyor iyi bir örnek. Yazar şanslı ve kültürlü biri, inanın çoğu kendisini sapına kadar TÜRK görür. Yine çoğunluğu, arkadaşımın söylediğine göre tam seküler olduğundan kiliseyle Katoliklikle de alakaları yoktur.