​Dünyada okul kavramının popüler hale gelmesinde Sanayi Devriminin etkisi büyüktür. Sanayileşmeyle birlikte zengin burjuvanın çocukları özel okullarda nitelikli eğitim alırken, işçi sınıfının çocuklarının da devlet okullarında iş gücü ihtiyacını karşılayacak eğitimi oluşturdular.

Bu toprakların özel okullarla tanışması Cumhuriyet öncesine dayanır. Hatta sıbyan mektepleri ve medreseler bile özel nitelikteki okullardır. Devlet sadece askerlerin ve yöneticilerin eğitimini üstlenmiş, bunların dışında kalan kesimin eğitimini ise vakıflara ve tüzel kişilere bırakmışlardır. Ancak bugünkü anlamda özel okulculuk Tanzimat döneminden sonra başlar(*). Batılılaşma hareketi ile birlikte önce Rumlara, daha sonra Ermenilere ve Yahudilere okul açma serbestliği verilmiştir. Bu okullar hızlı gelişip, yaygınlaşmışlardır. Osmanlı Devleti'nin hoşgörüsünden faydalanan bu azınlık etnik grup ve cemaatler özel okul işini pek sevip, palazlanmışlar, adeta birbirleriyle yarışa girişmişlerdi. Daha sonra diğer milletler de bu yarışa dâhil olup, devletin bütünlüğünü sarsıcı, bu topraklara nifak tohumları ekici eylemleri karşısında geç ve güçsüz kalınmıştır. Bu okullarla ilgili denetim dahi yapılamadığı Osmanlı kayıtlarında mevcuttur(*).

Türklerin açtığı ilk özel okul, Galatasaray Sultanisi'dir. 1868'de devlet desteği ile kurulmuştur. Zengin ve seçkin Türkler buraya devam etmiştir, zira ücretleri çok yüksektir. Azınlıklarda ise en çok Bulgarlar tercih etmişlerdir bu okulu. Aslında özel girişimcilerin açtığı ilk özel Türk okulu 1884 yılında Rüştiye (ortaokul) düzeyinde kurulan "Şemsülmaarif" tir(**). Selanik ve İstanbul'da 1903 yılına kadar onlarca özel Türk Okulu açılıp, binlerce çocuk eğitim görmüştür.

Cumhuriyetten sonra 1924'te ilan edilen "tevhid-i tedrisat kanunu" ile bu azınlık ve cemaat okulları kontrol altına alınmıştır. Atatürk'ün önerisiyle 1928'de hükümet ve özel sektörün girişimiyle Türk Eğitim Derneği (TED) kurulmuştur. Maddi imkânı olmayan, zeki ve başarılı öğrencilere destek verilmek amacıyla kurulmuştur. 1931'den 1935 yılına kadar Ankara TED koleji kurulması tamamlanmıştır. Özellikle dil eğitiminde başarılı sonuçlar alınmıştır. Toplamda 16 okulu bulunmaktadır. İlk kurulan özel üniversite de Bilkent Üniversitesidir (1984).

1961 yılında özel okulların devlet denetiminde olup, devletin tekeline alınamayacağı ile ilgili kanun düzenleneceği karara bağlandı. 1982 Anayasası ile ilgili maddelere istinaden 222 İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu gereğince özel okullar tamamen serbest bırakılmışlardır.

2002 yılı itibariyle özel okulların devlet okullarına oranı yüzde 2 civarında iken, bugün yüzde 15 civarındadır. Bu değerlerin öğretmen oranı yüzde 12, öğrenci oranı ise yüzde 9'lardadır. Devlet bu oranı yüzde 25'e çıkarmayı planlıyor. Gelişmiş ülkelerin oranları ise değişiklik gösteriyor. Kiminde yüzde birin altında, kiminde ise yüzde 60'ın üzerinde. Bazı ülkelerin eyaletleri arasında bile büyük farklar var. Oranların yüksek olduğu ülkelerde devlet hizmet satın alarak özel okullardan faydalanmaktadır. Bu öneri 2003'te Milli Eğitim Bakanı olan Hüseyin Çelik zamanında ülkemiz için de getirilmiş, ancak kabul görmemiştir. O da bakanlığı dönemini dershaneleri parlatmakla geçirmeyi tercih etmişti. Getireceğimiz sistemle dershaneleri etkisizleştireceğiz deyip de dershanelere daha çok muhtaç ettiği günleri daha dün gibi hatırlıyorum.

Özel okullar Osmanlı'dan beri hep tartışmalı kurumlar oldu. Genlerimizdeki o devlet hoşgörümüz hep sömürüldü,karanlık emelleri olanların eğitimle her zaman teması oldu ne yazık ki. Cumhuriyetten sonra her ne kadar temiz bir sayfa açılmışsa da seksenlerden sonra da gizli ajandası olanlar ilk olarak eğitimden başladılar.

On beş yıllık Ak Parti hükümeti döneminde eğitim alanında kamu okullarında gerçekleştiremediği devrimi, özel okullar konusunda mükemmel sağladı ki donanımlı, yüksek maliyetli özel okulların sayısı hızla yükseldi. Devlet okullarına hiç değmeyen o sihirli değnek özel okullara dokunuverdi. Bunu sınav sistemi ile yaptılar, eğitim fakültelerinin kontenjanlarını artırarak öğretmen enflasyonu yaratıp, ucuz iş gücünü sağlayarak yaptılar. Devlet okullarını güçsüz bırakarak, kaderlerine terk ederek yaptılar. Özellikle cemaatler bu özel okul işini çok sevdiler, dindar gençlik iddiasıyla öğrenci bulmada pek zorlanmadılar, bu sınav etkisi kadar önemliydi. Ama sınavın yeri her zaman ayrıdır onlar için. Zaten bakanlarımızın hepsi de çok iyi birer sınav bükücüydü, biraz da dalgacı.

Özel okullar tabii ki bir ülkenin olmazsa olmazı, buna kimsenin karşı çıkmaya hakkı yok. Ancak eğitim sistemini buna göre kurgularsanız hiçbir mahzuru yok. Devlet okullarını özel okullarla rekabet ettirecek kuralları denklemezseniz mantar gibi özel okul açılır ve fırsat eşitsizliği sosyal adaletsizliğe de neden olur.

Bu özel kurumların tarihimizdeki genetik hafızasının çok da güvenilir olmadığını söyledik. Sonuçta bazı insanlar ve cemaatler paralarını çok daha kârlı sektörlere yatırım yapmayıp, daha az kârlı olan eğitim işine yatırmaktalar. Bunu sadece idealizmle açıklanabileceğine inanalım mı?


(*) Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, yıl: 2003, cilt: 36, sayı: 1-2

(**)AKYÜZ, Y. (2001). Türk Eitim Tarihi (Balangıçtan 2001'e).Geniletilmi 8. Baskı. stanbul: Alfa Yayınları.