Kölelik,...
Gerçek manada kölelik, el veya ayak bileklerindeki zincirler demek değildir.
Gerçek manada kölelik, ne "yap" denileni yapmadığın zaman sırtını parçalayan kırbaçtır, ne de kişinin mal gibi satılmasıdır.

Gerçek kölelik kişinin aklını, zihnini başkasına teslim etmesi ile başlar.

Bileklerinizdeki zincirleri kırma fırsatınız doğar,
kırbacın yırttığı deri ve et iyileşir, bir gün sizi mal gibi satanları bulur çektiğiniz çilenin hesabını sorarsınız…

Ama aklınızı, zihninizi birine teslim ettiyseniz, özellikle bunu zora uğramadan, sırf rahatınız bozulmasın diye veya korkularınıza yenik düştüğünüz için yaptıysanız, işte bundan kaçış, kurtuluş, neredeyse imkansızdır. Çünkü bunu yapanlar, köleliklerinin farkında bile değillerdir.

İşte bence Atatürk'ün önemi tam burada başlar.
Bence Atatürk'ün en büyük zaferi, ne Çanakkale'dir, ne Sakarya....
Atatürk'ün en büyük zaferi, Türk Milletine bağımsızlığa giden yolu göstermesi,
korkuları yenerek bağımsızlığını kazanmasını sağlamasıdır.
Kısacası, Türk Milletini bu en karanlık, en amansız köleliğin pençesinden kurtarmasıdır.

Akıl ve zihinlerini başkalarına tapulamış olanlar, Atatürk'e olan saygı ve özlemi onun çoktan toprak olmuş bedenine tapmaktan ibaret sanabilirler. Çünkü hür, düşünen, araştıran ve sorgulayan insanlar efendilerinin rahatını bozar. İlim, irfan, bilgi ve kültür insanların akıl ve zihinlerini teslim almalarına, insanları köleleştirmelerine karşı en büyük engeldir. Onun için efendiler ve köleleri Atatürk'e düşmandırlar.

Aslında çok sebep var Atatürk'ü sevmek için ama ben en çok bunun için seviyorum işte.
En karanlık gecede, en derin çıkmazda, tavizsiz bir hürriyet aşkı ile imkansızı mümkün eylediği için seviyorum.
Türk'ün tarih boyunca en önemli hasletlerinden biri olan bağımsızlığa kayıtsız ve şartsız inandığı, bağımsızlık için olmaz denileni oldurduğu için seviyorum.
Ve belki de her şeyden önemlisi, en çaresiz, en ümitsiz anda bile Türk'ün içinde bağımsızlık ve hürriyet kıvılcımının sönmediğine inandığı, o kıvılcımı adeta insan üstü bir güç ve sabır ile büyütüp Türk'e kefen biçenleri kül eden bir yangına dönüştürdüğü için seviyorum.

Ve bütün bunları yaparken, imkanı olmasına rağmen, Hitler gibi, Stalin gibi insanlıktan çıkmadan, hatta dünyaya insanlık dersi vererek yaptığı için seviyorum.

Düşmanları Atatürk'ü takdir eder,
bileklerinde zincir, sırtlarında kırbaç yarası olanlar değerini bilir
ve içinde o bağımsızlık ateşi yanan, muhtaç oldukları kudreti, damarlarında hürriyet alevleri taşıyan asil kandan bulanlar Atatürk'ü sever.

Atatürk'ü sevmeyenler, Atatürk'ü putlaştırıp arkasına saklanan veya onları bahane ederek Atatürk'e sövenleridir.
Atatürk'ü anlamadan, araştırmadan, sorgulamadan,
okumadan,...

Sırf birileri öyle diyor diye…

Yani köleler,...
Köleler Atatürk'ü sevmez…

Hakk'a yürüyüşünün yıl dönümünde rahmet ve minnetle anıyorum.