"Gülümse ve mutlu ol," dedi yukarıdan bir ses, "daha kötüsü olabilirdi."

Gülümsedim ve mutlu oldum,...

Daha kötüsü oldu.

***

Tabii ki ben de bu akşam gerçekleşecek olan takvim değişimi (yani yeni yılın gelmesi, yani yılbaşı... Çünkü bu akşamın manası benim için bundan ibarettir. Ne dini, ne de manevi bir anlam yüklerim) vesilesi ile, önümüzdeki 365 günün başta Türk ve Türk dünyası olmakla tüm masumlara, insanlara daha az acı, daha az ızdırap, ölüm ve korku dolu geçmesini temenni ediyorum.

Lakin, bunun bizlerin, yani insanların elinde olduğunu bildiğim için dileğimin gerçekleşeceğinden çok da umutlu değilim.

Demek istediğim şu ki;

Tanrı'ya inanmak, kadere inanmak, insanı şuursuz, kendi iradesi olmayan bir robot köleye indirgemek değildir.

Dolayısıyla yaşadıklarım için yukarıdan gelen seslerde, göklerden kararlarda vesaire pek bahane aramam. Başarıları kendi irade ve gücünün eseri olarak ilan edenler, başarısızlıkların sorumluluğunu taşımalıdır bence. Hayata karşı taşıdığımız sorumluluğun önemli bir parçasıdır bu şekilde yaşamak. Hatta yaşamanın ancak bu şekilde gerçek manada olabileceğine inanıyorum.

Yaşadığımız hayat, kararlarımız, doğrularımız, yanlışlarımız bizim elimizde. Sorumlusu biziz. Bu hayattan, hayatı kendimize ve başka insanlara cehenneme mi çevireceğimiz, yoksa yaşanmaya değer, iyilik ve güzellik dolu bir dünyanın oluşmasına mı katkı sağlayacağız... Bizim elimizde.

Herkes duygularından, arzularından, heveslerinden, ihtiraslarından, hedeflerinden yaptıklarından ve söylediklerinden sorumludur.

Birey olarak sorumluluğumuz aslında o kadar büyük ki; bundan belki yüzlerce yıl sonra doğacak çocukların hür, adil ve güçlü bir toplumda mı yaşayacağının yoksa kız, fakir veya engelli olduğu için horlanacağı, istismara uğrayacağı, insan gibi yaşayamayacağı bir toplumun mensubu olup olmayacaklarının sorumluluğunda bile bugün payımız olduğunu düşünüyorum.

İnananların hakkınca 'kader' diye değerlendirebileceği olaylar, yani gerçekten gücümüz ve sorumluluğumuzun dışında kalan, gücümüzün yetmediği, aciz kaldığımız olaylar günlük şuurlu veya şuursuz verdiğimiz karların, tercihlerimizin çok ufak bir kısmı olduğunu düşünüyorum.

Bunların yanı sıra bir de, şahsi kararlarımızın ve gerçek manada 'kader' olarak nitelendirilmeyi hak eden olayların dışında kalan, başkalarının belki de çoğunluğun kararları yüzünden gelişen olaylar var.

Onlara karşı çaresiz olabiliriz. Ama en azından bildiğimiz doğruları söylemekten, yanlışın karşısında kırılma pahasına da olsa eğilmemekten, dik durmaktan vaz geçmeden yaşamak... Hiç bir şey yapamıyorsak, bunları yaparak kirliliğin, hatanın, ihanetin parçası olmamayı sağlayabiliriz bence.

Bu vesileyle, belki kolay ve rahat değil ama doğru ve dürüst, sorumluluklarımızın idrakinde bir yıl geçirmemizi temenni ediyorum.

Yeni yılınız kutlu olsun.